Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 395

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 395 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 395

Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız (Alıntılanan metnin aslına sadık kalınmıştır.).

Handan’dan Neriman’a
Maltepe, 15 Ağustos 1313
Neriman’cığım,
Bu seferki Maltepe’ye gelişimi hiç unutmayacağım. Selim Bey, beni kadınlar kompartımanına koyup çekildikten sonra gözlerim etrafa daldı. Akşam oluyordu. Sağda altın tarlalarıyla aşağı doğru inen zengin arzın üzerine mor gölgeleriyle büyük köşke dağlar eğiliyorlardı. Batan, solan güneşin altınlarıyla kaplanmış rakit (durgun) deniz ve sonra bütün dağların morluğu, tarlaların altını üzerinden uçan esmer ve pembe bir akşam havası esiyordu. Her beş dakikada bir Selim Bey’in mütebessim (gülümseyen) yüzü perdeden içeri uzanıyordu:
— Görüyor musun Handan, görüyor musun kızım? diyordu. Nihayet İstanbul’a geldik. Selim Bey’le beraber bir de genç Harbiyeli indi. O da bizimle köşke geldi. Bana orta kattaki odayı verdiler. Bilirsin ya odalar nasıl Marmara’nın nihayetsizliğine bakar.
(…)
Ne sakin, ne muhteşem sabahlar. Marmara’nın birer siyah gergedan gibi uyuyan adaları, denizin kurşunimsi maviliğine batan bu canlı arz ve uzaklardan geçen güneşin pembe, eflatun, inci renkleriyle rüyalı tülleriyle renklenen ufuklar! İşte bu yeni doğan parlak sabahla beraber bende bir şey doğuyor, ben bütün bunların bir parçası gibi bir şey oluyorum. Ve içimde artan hayatın tarlalardan, denizlerden mi, yoksa benim ruhumdan mı geldiğini bilmiyorum.
Perşembe Akşamı
Bu üç gün, asude (sakin) ve mesut Selim Bey’le geçen bir yalnızlıktan sonra Nâzım nihayet geldi. Bu sabah biraz geç kalmışım. Azıcık ortalık sisli gibiydi. Adaları, ufukları örten gümüşi duman örtüyü seyrederek giyindim. Selamlığa biraz mütereddit (tereddütlü) gittim. Selim Bey’in tembel misafirlerinden biri kalkmış diye düşünüyordum. Belki de beni kahvaltıya beklememişti. Evden çıkarken hemen kimseye tesadüf etmedim. Selamlığın koridorunda Ahmet konuşuyordu. Oda sakitti. Kapıyı açtım. Odanın bahçeye açılan büyük kapıları açılmış, önüne Selim Bey’ in büyük koltuğu konmuştu. Yalnız arkasını görebildiğim sarı uzun saçlı bir baş şüphesiz benim sabahleyin seyrettiğim gümüşi dumanlara dalmıştı. Hemen çekilmek istedim. Fakat yanımda kanepede oturan Selim Bey’in tatlı sesi bu sabah derin bir sevinçle:
— Gel sevgili kızım, gel, diyordu. O vakit koltuktan bülend (yüce) ve güzel bir vücut yükseldi. Enli omuzları üzerinde koyu, büyük, mavi gözleri, uzun sarışın siması, hassas ve biraz müstehzi (alaycı) ve mütebessim gözüyle Nâzım meydana çıktı. Selim Bey bizi birbirimize takdim etmek için müteha- lik (acele) âdeta mühtez (titreyen) bir sesle:
— İşte Handan, Nâzım, dedi. Evvela Nâzım’ın yüzü biraz ağır ve mütereddit (çekingen) gibiydi. Fakat beni bir an süzdükten sonra bütün yüzünü aydınlatan tebessüm mevceleriyle (dalgalarıyla) bana

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 395 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!