Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 367

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 367 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 367

Aşağıda verilen metni okuyunuz. Soruları metni göz önünde bulundurarak cevaplayınız. (Alıntı metnin aslına sadık kalınmıştır.)

AHMET HÂŞİM
(…)
(1887, Bağdad – 4 Haziran 1933, İstanbul)
Galatasaraydaki talebeliğinin son yıllarında Ahmet Haşim, Fransız şiirini, özellikle Fransız ve Belçikalı sembolistleri, bu yolla da batı edebiyatının ve sanatının estetik ve poetik esaslarını yakından tanımağa çalışmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil, “Kırk Yıl” adlı hatıralarında, Haşim’in, kendi nesli içinde batı şiirini en iyi araştıran, bilen ve okuyan bir sanatkâr olduğunu, Verhaeren, Rodenbach, Samain, Viele-Griffin gibi sembolist şairleri onun yol göstericiliği sayesinde tanımış olduklarını anlatır.
Ahmet Haşim’in şiirde kendi şahsiyetini göstermeğe başlaması, Şiir-i Kamer adını verdiği bir seri manzumeyle olur. Önce 1908-1909 yıllarında Resimli Kitap dergisinde, “Dicle’nin ve Annemin Hatıraları” umumi başlığı altında çıkan sekiz şiirin adları şöyledir: Rûhum / Çıktığın Geceler / O / Sensiz / Hazân / Hasta İken / Çöller / Nehir Üzerinde.
(…)
Haşim’in çocukluğundan getirdiği ve daha sonra sembolizmde de bularak benimsediği motiflerden biri de akşamdır. Bütün çöl ülkelerinde olduğu gibi Bağdad’da da hayat akşamla başlar, bütün gece gün ağarana kadar devam eder, şafakla sona erer. Bu sebeple Arap edebiyatında geceye medhiyeler yazılır. “Yâ leyl!” diye başlayıp bitip tükenmeyen şarkılar gece içindir. Çocukluğu Bağdad’da geçen Haşim için de akşam ve gece aynı değerdedir. Yine Şiir-i Kamer’lerde hasta annesiyle güneş battıktan sonra Dicle kıyılarındaki gezintileri dile getirilmiştir. Tıpkı kadın motifinde olduğu gibi, bir çocukluk hatırası olan akşam, Haşim’in daha sonraki şiirlerinde sembolizmin (bilhassa Belçikalı şair Emile Verhaeren’in şiir dünyasının) bir unsuru olarak görünür.
Nihâyet, yine şahsiyetinin bir parçası olarak Haşim’in sosyal tarafının bulunmayışını, içe kapanık bir tip oluşunu, bir yabancılık kompleksine zaman zaman kapılışını (…), kendisini çirkin bulmasını (Başım şiiri) da şiirini izah edebilecek hususiyetler olarak zikretmek gerekir.
Haşimde, Türk şiir geleneğinden gelen tesir için, hiç şüphesiz, Sultânî öğrenciliği sırasında altın devrini yaşayan Servet-i Fünûn şiirini başta zikretmek gerekir. İlk şiirlerinde bu tesirin bulunduğunu söylemiştik. Yine takdir ettiği Abdülhak Hamid’in Makber’inde izleri sezilen Şeyh Gâlib’i de Haşim’in şiir kültürü içinde saymak gerekir. Sebk-i Hindî üslûbunun bu büyük ustasının divan şiirimize getirdiği derin hayâl gücü Ahmet Haşim’i tesiri altına almış olmalıdır. Feyzullah Sacit Ülkü, 1941de Ülkü mecmuasına yazdığı bir makalede, Haşim’in, Şeyh Gâlib’in Hüsn ü Aşk’ından, mum alevinde yanan pervâneler, alevden kadehler, ateşten gül bahçesi, erguvan ırmaklar gibi bir takım motifleri veya benzerlerini kullanmış olduğuna işaret etmektedir.
(…)
Büyük Türk Klâsikleri C 12, Ötüken-Söğüt Yayıncılık, İstanbul, 1992.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 367 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!