Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 341

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 341 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 341

Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Alıntı metnin aslına sadık kalınmıştır.)

ATTİLÂ İLHAN

Attilâ İlhandan söz açmadan önce, yirminci yüzyılın şeytanı sinemadan bahsetmeliyim. Haftada birkaç film seyretmese içi rahat etmeyen, beyaz perde üzerindeki hayatı, serüvenleri, kahramanları, kendine mal eden, yıllardır seyrettiği ünlü kadınlarla, erkeklerle içli dışlı olan, kısacası, çocukluğu, gençliği, karanlık salonların kalabalık veya tenhalığında geçen bir büyük şehir gençliği var. Attilâ da onlardan biri. Ben de çocukluğumdan beri her anıma bir filmin karıştığını, geçen yıllar ardındaki birçok olayları, o günlerde gördüğüm bir filmle, bir beyaz perde yıldızıyla, bir sinema şarkısıyla hatırladığımı inkâr edebilir miyim?
Attilâ’yı ilk bir sinemada görmüş gibiyim. Ama aldandığımı da biliyorum. Çünkü onu bir kahvede tanıdım. Bu, genç kuşak edebiyatçılarının sık sık buluştukları, yüksek apartmanlar dizili daracık bir sokak içindeki kahveye bilmem nasıl gelmişti. Kimseyi tanımıyordu, biz de onun adını yeni yeni duymaya başlıyorduk.
(…)
Ne çabuk ısındık birbirimize anlayamadım. Oysaki birçok düşüncelerimiz taban tabana zıttı, kaç defa hararetli tartışmaların heyecanına kendimizi kaptırdık. Bununla beraber o sevimli hali, zeki gözlerinin parıltısı, sinemaya olan sonsuz sevgisi, en eski filmleri en küçük ayrıntılarına, silik artistlerine kadar hatırlaması, samimi hali ve en önemlisi o sıralarda çok sevdiğim “Türkiye” gibi şiirlerini okumanın etkisi Attilâ İlhana karşı dostluğumu artırdı. Hangi sinemaya gitsem, elinde kocaman çantası, boynunda atkısı, o sevimli gülüşü ile Attilâ karşıma çıkıyordu. Hangi film artistinden söz etsem bir de bakıyordum Attilâ benden bilgiliydi. En yeni çevrilen filmlerden, İngiliz, Fransız, İtalyan sinemacılığından bahsedip bana laf bırakmıyordu. Hele o eski geçmiş yılların filmlerini, “Şandu”ları, “King Kong”ları, “Binbir Tehlike Adaları”nı benden daha iyi hatırlıyordu.
(…)
Attilâ’nın sanatı, şiiri üzerinde durmak, onlar hakkında uzun boylu düşünce yürütmek benim işim değil, Nurullah Ataç bir yazısında Attilâ’nın şiirlerinde “erkekçe” bir ses duyulduğunu söylemişti. Bunu hemen hemen bütün şiirlerinde buluyoruz. Hele son şiirlerinde daha çok görülüyor.
Attilâ rahat ve kolay yazan, geniş hayallere, büyük soluğa sahip, sayısı pek az şairlerimizden biri. Çok yazdığı için her yazdığı mısra elbette mükemmel olmuyor. Ama ele aldığı her konuda uzun boylu söz söyleyebilecek bir şair olduğunu kabul etmek gerek. Bu bakımdan Fazıl Hüsnü’ye benzeyen bir yönü var.
Üstelik o yalnız şiir yazmıyor, nesirle de uğraşıyor. “Saadet Hepimize Mahsustur” adlı uzun bir romanı var. Başka romanlar üzerinde de çalışıyor. Ne yalan söyleyeyim, birçok şairlerimizin nesir diye yazdıkları yavan şeyleri okuduğum için Attilâ’nın nesirlerinin de onlardan pek farklı olacağını ummamıştım. “Abbas Yolcu” adlı gezi yazıları Attilâ’nın usta nesirci kişiliğini bize gösterdi.
(…)
Oktay Akbal, Şair Dostlarım, Yılmaz Yayınları, İstanbul, 1990.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 341 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!