Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 221

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 221 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 221

Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.

ÇALIKUŞU

Dördüncü sınıftaydım. Yaşım on iki kadar olmalıydı. Fransızca muallimimiz Sör Aleksi bir gün bize yazı vazifesi vermişti. “Hayattaki ilk hatıranızı yazmağa çalışın. Bakalım neler bulacaksınız. Sizin için güzel bir hayat temrini olur.” demişti.
Hiç unutmam: Yaramazlığımdan, gevezeliğimden bıkan sörler o sınıfta beni arkadaşlarımdan ayırmışlar, bir köşede tek kişilik küçük bir sıraya oturtmuşlardı.
Müdirenin söylediğine göre “ders esnasında komşularımı lakırdıya tutmamayı, uslu uslu muallimi dinlemeyi öğreninceye kadar” orada bir sürgün hayatı geçirmeğe mahkûmdum.
Bir yanımda kocaman bir tahta direk vardır. Ne yapılsa baştan çıkarılmasına imkân olmıyan ve ara sıra çakımın ucuyla ötesine, berisine açtığım yaracıklara stoik bir vakarla tahammül eden sessiz sedasız, ağırbaşlı ve upuzun bir komşu.
Öte yanımda manastır terbiyesinin istediği serin ve mağmum loşluğu temin için yapılmışa benziyen ve pancurları hiç açılmıyan bir uzun pencere dururdu. Ehemmiyetli bir keşif yapmıştım. Göğsümü sıraya yaslayıp çenemi biraz yukarı kaldırdığım vakit pancurların arasından gökyüzünü bir parçasıyle bir büyük akasyanın yaprakları arasından tek bir apartman penceresi ve bir balkon parmaklığı görünürdü.
Doğrusunu söylemek lâzım gelirse manzara hiç de zengin değildi. Pencere her zaman kapalı durur, balkon parmaklığına hemen daima bir ufak çocuk şiltesi ile yorgan asılırdı.
Fakat ben, bu kadarından da memnundum.
Ders esnasında ellerim çenemin altında kilitli, Sör hocalarıma çok ruhani görünmesi gereken bir vaziyetle gözlerimi göğe -pancur aralıklarından görünen hakikî gökyüzü- uydurduğum zaman, onlar bunu bir uslanma başlangıcı sanarak sevinirlerdi. Ben de onları atlatarak bizden gizlemeğe çalıştıkları hayatı seyrediyormuşum gibi bir şey, bir atlatma ve intikam zevki duyardım.
Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu

1. İlk defa 1922de yayımlanan, 1993’teki baskısından alıntı yapılan bu eserdeki “yazmağa, geçirmeğe, olmıyan, benziyen, pancur, açılmıyan, payçasıyle, lâzım, ruhanî, hakikî, gizlemeğe” kelimeleri günümüzde “yazmaya, geçirmeye, olmayan, benzeyen, panjur, açılmayan, parçasıyla, lazım, ruhani, hakiki, gizlemeye” şeklinde kullanılmaktadır. Eski eserlerden alıntı yapılırken zamanla değişime uğrayan kullanımların ve yazımı yanlış kabul edilen kelimelerin değiştirilmesi bir gereklilik midir yoksa eserin orijinal hâli mi okuyucuya yansıtılmalıdır? Düşüncelerinizi gerekçeleriyle ifade ediniz.

  • Cevap: Dil, canlı bir varlık olması nedeniyle sürekli değişim ve gelişim hâlindedir. Bu nedenle zamana bağlı olarak kelimelerin kullanımında değişiklikler meydana gelebilmektedir. Yazım kuralları da aynı şekilde zamana göre değişiklik gösterebilmektedir. Geçmişten günümüze aktarılan yazılı metinlerde geçmişteki yazım özelliklerinin korunması metinlerin orijinalliğinin korunması açısından faydalı olur. Okuyucuların metnin yazıldığı döneme ait konuşma dili hakkında fikir sahibi olmalarını ve o dönemi zihinlerinde canlandırmalarını sağlayabilir. Cevabı yoruma açıktır.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 221 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!