Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Kimya Evrensel İletişim Yayınları

9. Sınıf Kimya Evrensel İletişim Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 45

9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Sayfa 45 Cevapları Evrensel İletişim Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Kimya Evrensel İletişim Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 45

Aşağıda verilen cümlelerdeki noktalı yerleri uygun ifadelerle tamamlayınız.

  • Cevap:

1. Kimya laboratuvarında çalışırken önlük, uygun gözlük ve eldiven kesinlikle kullanılmalıdır.
2. Su ve sönmemiş kireç bileşiklerinin kimyasal formülü sırası ile H2O ve CaO olarak yazılabilir.
3. H2SO4 bileşiği zaç yağı , HCI bileşiği ise tuz ruhu yaygın adı ile bilinir.
4. Cıva, kalay ve kurşun elementlerinin kimyasal sembolleri sırası ile Hg , Sn ve Pb olarak yazılabilir.
5. Amonyak, potas kostik ve yemek tuzu yaygın adı ile bilinen bileşiklerin kimyasal formülleri NH3 , KOH ve NaCI olarak yazılabilir.
6. Bir kimyasal madde kabının üzerinde etiket yoksa ve bu madde ilk kez kullanılacaksakesinlikle kullanılmamalıdır.
7. Asit özelliği gösteren HNO3 ve CH3COOH bileşiklerinin yaygın adları kezzap ve asit (sirke asidi) olarak yazılabilir.
8. Türkçe adları kalsiyum ve bakır olan elementlerin sembolleri sırası ile Ca ve Cu olarak yazılabilir.
9. CaCO3 ve NaHCO3 bileşiklerinin yaygın adlandırılmaları sırası ile kireçtaşı ve yemek sodası olarak yazılabilir.
10. NaOH bileşiğinin yaygın adı sudkostik (kostik) , Ba ve Be elementlerinin adları, sırası ile baryum ve berilyum olarak yazılabilir.

Aşağıdaki soruları cevaplayınız.

1. Antik Çağ’dan günümüze element kavramını açıklayıp Robert Boyle’un bu süreçteki yerini belirtiniz.

  • Cevap:

Eski dönemlerde yani antik çağda dünyada 4 element olduğu kabul edilirdi. Bu elementler ateş, su, hava ve toprak’tı ve dünyadaki her şeyin bunların türevleri ve karışımları olduğu sanılıyordu. Bu elementlerin birbirinden tümüyle farklı olan ve bir daha birbirine dönüşemeyecek temel elementler sayılırdı. Özelliklerinin değişebilirliği de kabul ediliyordu.

  • Robert Boyle çalışmaları ile Galileo Galilei, Toricelli, Otto von Guericke gibi insanlardan etkilenmiştir.
  • Robert Boyle Gaz Yasasını keşfetmiştir.
  • Karbon, sülfür, demir gibi çeşitli elementler tarihin ilk başından beri insanlar tarafından biliniyordu.
  • Bunlardan başka bir tanesi de altındı çünkü parlak görüntüsü ile insanların dikkatini çekmeyi başarmıştı.
  • 1669 yılında ise Alman bilim insanı Hennig Brand fosforu keşfetmiştir.
  • Daha sonra 1748 yılında ise İspanyol komutan Don Antonio de Ulloa nikeli keşfetmiştir.
  • 1766 yılında ise Henry Cavendish hidrojeni keşfetmiştir.
  • 1772 yılında ise Rutherford nitrojeni yani azotu keşfetmiştir.
  • 1774 yılında ise İsveçli bilim insanı Carl Wilhelm Scheele kloru keşfetmiştir.
  • 1774 yılında Joseph Priestley ve İsveçli kimyacı Carl Wilhelm Scheele oksijeni keşfetmişlerdir.
  • 1789 yılında Alman bilim insanı Martin Klaproth uranyum elementini keşfetmiştir.
  • 1797 yılında Fransız bilim insanı Louis- Nicolas Vauquelin krom adlı elementi keşfetmiştir.
  • 1801 yılında İspanyol metalurji mühendisi Andres Manuel del Rio vanadyum elementini keşfetmiştir.
  • 1807 yılında İngiliz bilim insanı Sir Humphry Davy sodyum elementini keşfetmiştir.
  • gibi çeşitli örnekler verilebilir.
  • 1817 yılında İsveçli bilim insanı Johan August Arfwedson lityum adlı elementi keşfetmiştir.
  • 1843 yılında İsveçli bilim insanı Carl Gustav Mosander ilk olarak terbium ve daha sonra erbium adlı iki elementi keşfetmiştir.
  • 1875 yılında Paul-émile Lecoq de Boisbaudran adlı bilim insanı gallyum elementini keşfetmiştir.

2. Simyacıların kullandıkları ve günümüzde de kullanılmaya devam edilen bazı fiziksel yöntemleri belirtiniz.

  • Cevap: Simyacılar çalışmalarında günümüzde de geçerliliği olan damıtma, çözme, kavurma, katılaştırma, sabitleştirme, yumuşatma, süblimleştirme, süzme, dinlendirerek çöktürme, eritme, mayalandırma, kristallendirme gibi yöntemleri kullanmışlardır. Bu yöntemleri kullanarak yaptıkları çalışmalarda yemek tuzu, soda, kostik, kükürt, cıva, sönmüş kireç, tuz ruhu, kezzap ve zaç yağı gibi maddelerden yararlanmışlardır

3. 8. yüzyıl ortalarından 13. yüzyıl ortalarına kadar simyaya hâkim olan İslam simyacıları ve çalışmalarını kısaca açıklayınız.

  • Cevap: 8. yüzyıl ortalarından 13. yüzyıl ortasına kadar olan beş yüz yıllık dönemde simyanın gelişiminde Batı’nın hiçbir rolü olmamıştır. Bu süreç tamamen İslam bilginlerinin çalışmalarını içerir. 13. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar olan dönem ise Avrupalı simyacıların yeniden doğuş dönemine karşılık gelir. Batı’da üniversitelerin kuruluş tarihleri bu sürecin içindedir.  İslam bilginlerinin simya öğretisinde birçok mineralin belirli bir zamandan sonra olgunlaştıkları kabul ediliyordu. Örneğin tuzlar, şap, vitrioller (sülfat tuzları) ve kükürt bir yılda, metaller birkaç yılda, değerli taşlar ise bir yüzyılda olgunlaşıyorlardı. Tüm metallerin de kükürt ve cıvadan oluştuğuna inanılıyordu.

4. Kimyanın alt ana disiplinlerini ve birçok alt disiplinden bazılarının çalışma alanlarını belirterek açıklayınız.

  • Cevap:

Organik kimya: Organik kimyaya “karbon kimyası” da denir. Kimya biliminin tıp, ilaç, tekstil, tarım, boya gibi alanlarda faaliyet gösteren ve ağırlıklı olarak karbon bileşiklerini inceleyen alt dalıdır.

Analitik kimya: Kimyasal ölçüm bilimidir. Maddelerin kimyasal bileşiminin belirlenmeyi ve bu amaca yönelik yeni yöntemler, aygıtlar ve deney düzenekleri geliştirmeyi hedefler. Bir bileşiğin hangi elementlerden oluştuğunu ve bu elementlerden her birinin miktarını  belirlemeye yönelik çalışmalardır.

Nükleer Kimya: Diğer adıyla çekirdek kimyası, atom altı düzeyde meydana gelen olayları inceler. Temel konularından biri radyo aktifliktir. Nükleer kimya, atom çekirdeğindeki atom altı parçacıkların (elektron, proton, nötron, pozitron) ve enerji parçacıklarının (foton, nötrino, gluon) davranışlarını inceler.

Anorganik Kimya: İnorganik bileşikler üzerinde çalışan kimya alt disiplinidir.

Elektrokimya: Elektrik enerjisi ile kimyasal değişimler arasındaki ilişkiyi inceleyen kimya alt disiplinidir. Pillerin yapımı ve madenlerin saflaştırılması, elektrokimyanın çalışma alanları arasındadır.

Fizikokimya: Fizik ile kimya arasında yer alan bu disiplin fiziksel yöntemlerin kimyaya uygulanmasından ortaya çıkmıştır. Sıcaklık, basınç, derişim gibi fiziksel etkenlerin madde ve tepkimeler üzerindeki etkisini inceler.

Biyokimya: Canlıların yapısında bulunan organik-inorganik maddeleri, metabolizmada gerçekleşen kimyasal olayları ve besin-enerji döngüsünü inceleyen “canlılar kimyası” olarak da bilinen kimya disiplinidir.

Diğer dallar: Bunların dışında polimer kimyası, termokimya, elektrokimya, çevre kimyası, farmosötik kimya, jeokimya, agro kimya, foto kimya, gıda kimyası, astrokimya, atmosfer kimyası,  akışkanlar kimyası,  tıbbi kimya,  organometallik kimya,  adli kimya, teorik kimya, tekstil kimyası, sanayi kimyası gibi alt dallar vardır.

5. Anorganik kimyanın çalışma alanını örnekleyerek açıklayınız.

  • Cevap: Anorganik kimya Organik olmayan, yani karbon-hidrojen bağı içermeyen bileşiklerin özelliklerini ve tepkimelerini inceleyen kimyanın alt ana disiplinidir. Günlük hayatta ve endüstride kullanılan binlerce anorganik tuzun elde edilmesi ve özelliklerinin araştırılması anorganik kimyanın konusudur. Bu tür bileşikler boya, ilaç, yakıt, tarım, tekstil alanlarında yaygın olarak kullanılır.

6. NO2 ve SO3 gazlarının zararları nelerdir? Araştırınız.

  • Cevap:

NO2 (Azot Dioksit) çevre sağlığı açısından telafisi güç zararlara yol açabilmektedir. Azot dioksit zehirli bir gaz olup Bu gazın solunumu sonucunda baş ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtileri ortaya çıkmaktadır.
SO3 (Kükürt trioksit)  suyla tepkimeye girdiğinde sülfürik asidi oluşturan zehirli bir gazdır. Çevreye bitkilere ve insanlara olumsuz yönde zararlar vermektedir.

7. Karbon monoksit zehirlenmesi nasıl oluşur? Hemoglobinin bu olaydaki önemini açıklayınız.

  • Cevap: Fosil yakıtların yanma ürünlerinde oranları en yüksek olan maddeler CO ve CO2 gazlarıdır. Bu gazlardan CO gazı zehirlidir. Polar yapısından dolayı solunduğunda hemoglobine oksijenden önce bağlanır. Dolayısı ile CO gazı bulunan ortamda oksijen bulunsa bile hemoglobin CO gazını tercih edip bağladığından dokulara oksijen gitmez ve ölüm gerçekleşir. Bu olay ülkemizde de sık sık karşılaştığımız karbonmonoksit zehirlenmesidir. Aşırı fosil yakıt kullanımı sonucunda oluşan CO2 gazı da sera etkisi oluşturmaktadır. Sera etkisi nedeni ile de buzullar erimekte ve Dünya ortalama sıcaklığı artmaktadır. Bu olay başlı başına bir çevresel felakettir.

8. Anemi nedir? Kandaki hangi iyon eksikliğinde oluşur?

  • Cevap: İnsan vücudunda önemli görevleri olan meyvelerin içerdiği Ca2+ ve Mg2+ iyonları kemiklerin yapısında, Ca2+ ve Na+ iyonları dokuların ve kanın yapısında, Fe2+ ve Mg2+ iyonları ise kanın esas bileşiminde yer almaktadır. Kanın yapısında bulunan hemoglobin maddesi Fe2+ iyonları içerir. Hemoglobin solunum organlarından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise CO2 taşıyan bir proteindir. Havadaki oksijeni 2+ değerlikli demir iyonu (Fe2+) içeren hem molekülleri ile bağlar. Demir iyonunun kanda belirli bir değerin altında bulunmasına anemi denir.

9. Ağır metalleri vücudumuza hangi yollarla alabiliriz? Etkileri nelerdir? Araştırınız.

  • Cevap: Günlük yaşantımızda temas ettiğimiz boyalı ürünlerden veya gıda maddelerinden de bazı ağır metalleri vücudumuza almamız mümkündür. Cıva II (Hg2+) ve kurşun II (Pb2+) ağır metal katyonları doğada birikmekte ve organik maddeler gibi parçalanmamaktadır. İnsan vücuduna da alındıktan sonra biriken bu ağır metaller sinir sistemi hasarları, koma, solunum durması ile birlikte ölüme sebep olabilir.

10. Tehlikeli maddelerden aşındırıcı ve çevreye zararlı madde gruplarının etkilerini, korunma yöntemlerini açıklayınız ve ilgili temel uyarı işaretini çiziniz.

  • Cevap: Temas ettikleri maddeyle etkileşip maddenin değişikliğe uğramasına neden olan, cilde temasında deriyi tahrip eden asit, baz, alkali metal gibi maddelerdir. Aşındırıcı maddeler birçok metale ve canlı dokuya etki ederler. Derişik sülfürik asit gibi bir asit çözeltisi elimize döküldüğünde derimizi yakarak tahrip eder. Bu maddelerle temas hâlinde tıbbi yardım zorunludur.

9. Sınıf Evrensel İletişim Yayınları Kimya Ders Kitabı Sayfa 45 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!