Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
6. Sınıf Türkçe Ekoyay Yayınları

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 17-20-21-22-23 Cevapları Ekoyay Yayınları

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 17-20-21-22-23 Cevapları Ekoyay Yayınları

6. sınıf Türkçe ders kitabı Tartışarak Gerçeğe metni cevapları ve soruları, Ekoyay Yayınları sayfa 17-20-21-22-23
(1. Tema Doğa ve Evren Teması)

Tartışarak Gerçeğe Metni Cevapları

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 17 Cevapları Ekoyay Yayınları

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. Çevrenin korunması ve çevre bilinci ile ilgili takip ettiğiniz TV ve radyo haberlerini paylaşınız.

2. İzlediğiniz kamu spotlarının amacı nedir? Açıklayınız.

Cevap: İnsanları doğanın ve çevrenin korunması konusunda bilinçlendirmektir.

3. Çevrenin korunması niçin önemlidir?

Cevap: İnsanların hayatlarını sürdürebilmesi için bir yer gereklidir. İnsanlar bu yerde yaşar, yaşamsal gereksinimlerini bu yerden karşılar. Eğer bu yer korunmazsa insanlar yaşamları sürdürmekte zorlanırlar. Bu “yer” dediğimiz bizim çevremizdir. Çevremizi korumazsak çevremiz yok olur. Doğal olarak biz de yok oluruz.

4. Çevre bilincine sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Cevap: (örnek) Evet düşünüyorum. Çevremizin bizim için ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve buna göre davranıyorum.

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 20 Cevapları Ekoyay Yayınları

1. ETKİNLİK

Metinde anlamını bilmediğiniz bazı kelime ve kelime grupları olacaktır. Bunların anlamlarını bağlamlarından yararlanarak tahmin ediniz. Bu kelime ve kelime gruplarının anlamlarını Türkçe sözlük, atasözleri ve deyimler sözlüğü vb. araçlardan yararlanarak öğreniniz. Yeni öğrendiğiniz bu kelime ve kelime gruplarını sözlüğünüze eklemeyi unutmayınız.

Cevap:

fitil: Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde

tahrip: Yıkma, kırıp dökme, harap etme, bozma

kısır döngü: Aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların tekrarlanması, sürdürülmesi

koşut: Paralel

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 21 Cevapları Ekoyay Yayınları

2. ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin hikâye unsurlarını ilgili kutucuklara yazınız. Etkinlikle ilgili soruyu cevaplayınız.

Cevap:

Olay Örgüsü: Sınıfta öğretmenin çevre konusundaki sıkıntılarını dile getirdikten sonra sınıftan bir öğrencinin ortaya bir sorun atması ve tüm sınıfın bu sorunu tartışması.

Kişiler: Öğretmen, İlker, Mert, Deniz, Yiğit, Şebnem, Serap, yazar.

Yer: Sınıf

Zaman: Geçmiş zaman

Anlatıcı: 1. şahıs (yazarın kendisi)

Bu etkinliği yaparken zorlandığınızı düşünüyor musunuz? Niçin? Aşağıya yazınız.

Cevap:

(örnek) Hayır düşünmüyorum. Hikayedeki tüm unsurlar net olarak aktarılmıştır.

3. ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini aşağıya yazınız.

Cevap: 

Konu: Çevre sorunları

Ana fikir: Uygarlık, yalnızca teknolojik gelişme değildir.

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 22 Cevapları Ekoyay Yayınları

4. ETKİNLİK

Okuduğunuz metinle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.

1. Metinde hangi sorun ele alınmıştır?

Cevap: Hem sanayileşip hem de doğanın korunmasının mümkün olup olmadığı.

2. Öğrencilerin bu sorunu ele alma yöntemi nedir?

Cevap: Tartışarak bu soruna cevap bulmaya çalışmışlardır.

3. Sınıftaki öğrencilerden birisi siz olsaydınız metinde ele alınan sorunla ilgili neler söylemek isterdiniz?

Cevap: (örnek) Hem sanayileşip hem de doğal kalmak mümkündür. İyi bir plan yapıp herkes bu plana uyduğunda bu sorun ortadan kalkar.

4. Metinde hangi ülkeler, hangi yönden karşılaştırılmıştır? Sizce bu karşılaştırma doğru mudur?

Cevap: Büyük devletler ile Türkiye, sanayileri ve doğaları ile karşılaştırılmıştır. (örnek) Bu karşılaştırma doğrudur. Ülkemiz sanayileşirken doğaya zarar vermektedir. Büyük ülkeler ise bu ikisini dengede tutabilmektedir.

5. Metinde öğretmenin son söylediklerine katılıyor musunuz? Niçin?

Cevap: Katılıyorum. Verdiği örnek doğrudur. Gelişmiş ülkeler kalkınırken doğal kalmayı başarabiliyorsa demek ki hem sanayileşip hem de doğayı korumak mümkün demektir. Bunu biz de başarabiliriz.

6. Metin kahramanı sınıftaki bu tartışmadan nasıl bir sonuç çıkarmıştır? Siz nasıl bir sonuç çıkardınız?

Cevap: Uygarlık, yalnızca teknolojik gelişme değildir sonucunu çıkarmıştır. (örnek) Ben hem sanayileşip hem de doğayı korumanın mümkün olduğu sonucunu çıkardım.

5. ETKİNLİK

“Tartışarak… Gerçeğe Doğru” metnini “Meşeler” metni ile tema, konu, olay örgüsü ve karakterler bakımından karşılaştırınız. Karşılaştırmanızı tablo hâlinde defterinize yazınız.

Cevap: 

TARTIŞARAK… GERÇEĞE DOĞRUMEŞELER
TEMA: Doğa

KONU: Doğa ve sanayileşme

OLAY ÖRGÜSÜ: Sınıfta öğretmenin çevre konusundaki sıkıntılarını dile getirdikten sonra sınıftan bir öğrencinin ortaya bir sorun atması ve tüm sınıfın bu sorunu tartışması.

KARAKTERLER: Öğretmen, İlker, Mert, Deniz, Yiğit, Şebnem, Serap, yazar.

TEMA: Ağaç

KONU: Meşe ağaçları

OLAY ÖRGÜSÜ: Yazarın meşe ağaçları hakkında bilgi verdikten sonra, küçükken çok sevdiği meşe ağacının yakacak için kesildiğinde duyduğu üzüntüyü anlatması.

KARAKTERLER: Yazar, İsmayıl, yazarın babası

6. ETKİNLİK

Yaratıcı konuşma tekniğiyle “çevre ve insan” konulu bir konuşma yapınız. Yaratıcı konuşmada sizden önceki arkadaşınızın konuyla ilgili söylediklerinden hareketle konuya farklı bakış açısı getirmeniz gerektiğini dikkate alınız.

Konuşmanızda önceden hazırladığınız gazete ve dergi yazılarını, resim ve fotoğrafları kullanınız. Konuşmanız sırasında yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimeleri kullanmamaya özen gösteriniz.

Cevap: 

Aşağıdaki butona tıklayarak çevre ve insan konulu konuşma örneğine ulaşabilirsiniz.

Çevre ve İnsan – Konuşma

Sevgili arkadaşlar.

Yaşamımızı sürdürebilmek için çevreye ihtiyaç duyduğumuzu hepimiz biliyoruz. Barınma, yeme içme, giyinme gibi temel ihtiyaçlarımızı çevremizden karşıladığımız gibi tüm insanı faaliyetlerimizi de çevremizde gerçekleştiriyoruz. Peki bizim çevremize duyduğumuz ihtiyaç kadar çevremiz de bize ihtiyaç duyuyor mu?

Düşünün: Dünyamızın yaratılmasının üzerinden milyonlarca yıl geçmiştir. İnsanoğlu ise dünyanın binlerce yıllık misafiri konumundadır. Yani biz insanlar yokken de dünya vardı. Ağaçlar, ormanlar, kuşlar, böcekler ve aklınıza gelebilecek diğer bütün canlılar dünya yaratıldığından beri varlar.

Demek ki çevrenin bize ihtiyacı yok. Aksine günümüzde maalesef çevremizin en büyük düşmanı insanoğlunun kendisi. İnsanlara beslenmek, barınmak yetmiyor. Daha fazlasını istiyor. Daha rahat bir yaşam için, kendi çıkarları doğrultusunda çevreyi katlediyor. Bir kanser hücresi gibi yaşadığı alana yayılıp, yiyip bitiriyor.

İnsanlar yaşadıkları çevreye hiç düşünmeden zarar verirken aslında kendilerine zarar verdiklerinin farkında değiller. Evet bir süre rahat yaşayabilirler. Fakat kendilerinden sonra gelen nesle bu şekilde büyük kötülük ediyorlar. Çevreye bu hızla zarar vermeye devam edilirse, çok yakın bir gelecekte içecek temiz su, soluyacak sağlıklı bir hava, yiyecek bir lokma ekmek bulamayacak insanoğlu. Böylece yok olup gidecek. Doğa zamanla kendi kendini tamir edebilir fakat insanoğlu yok olduktan sonra bunun bir daha geri dönüşü olmaz.

Biz insanoğluna en büyük zararı savaşların verdiğini düşünüyoruz. Ama öyle değil. Biz kendimize en büyük zararı, geri dönüşüme göndermediğimiz plastik atıklarla, arabalarımızın egzozundan çıkan gazlarla, yerlere düşünmeden attığımız cam parçalarıyla, boşa yanan lambalarla, karaladıktan sonra buruşturup attığımız defter sayfaları ile veriyoruz ve bunun farkında değiliz.

Eğer sağlıklı bir yaşam istiyorsak rahatımızı bir kenara bırakmalı, ihtiyacımızın bilinciyle çevremizi korumayı en öncelikli konu haline getirmeliyiz. Ancak bu şekilde yaşayabileceğimiz en büyük rahatlığı yaşarız.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

7. ETKİNLİK

Tarihimizde ilginç vakıflar vardır. Bunlardan bir tanesi de çevreyi güzelleştirmeyi amaç edinen Nebioğlu Cafer Çelebi Efendi Vakfıdır. Aşağıda, bu vakfın kuruluş hikâyesi anlatılmıştır. Fakat metinde bazı cümleler ve paragraflar yanlış yerlere yazılmıştır. Bu numaralandırılmış cümle ve paragraflardan hangilerinin yerleri değiştirilirse metin, duygu ve düşüncenin akışına göre doğru yazılmış olur? Metni düzenleyerek defterinize yazınız.

Cevap:

Metnin düzenlenmiş hali:

Güneş, Boğaz’ın karşısındaki tepelere doğru inmeye başlamıştı. Sultan II. Selim otağıhümayunu önünde dinlenmekteydi. Kendisine sunulan meyve tabağındaki kayısılar, çavuş üzümleri, karadutlar öyle güzel duruyordu ki Sultan dayanamadı:

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 23 Cevapları Ekoyay Yayınları

(4) — Ne güzel meyveler bunlar? Hangi bağdan hangi bahçedendir?

(6) Hizmetli destur isteyip cevap verdi:
— Hocanız Cafer Çelebi’nin Üsküdar’daki bağındandır Sultan’ım.

(2) Padişah sol eliyle tuttuğu irice bir üzüm salkımından ikişer ikişer kopartıp ağzına götürmeye başladı ve “Maşallah! Ne de güzel bahçıvanmış.” diye hoşnutluğunu dile getirdi.

(1) Ünlü Şeyhülislam Ebussuut Efendi’nin kuzeni olan Cafer Çelebi bu memnuniyeti işittiğinde Üsküdar’daki bahçesinde dostlarıyla sohbetteydi. Çok sevindi, dedi ki maiyetindekilere:

(5) — Madem ki Padişah’ın dahi hoşuna gidecek güzellikte bir bağımız bahçemiz vardır. Bu güzellikler bizden sonra da harap olmamalıdır.

(3) — Ne emir buyurursunuz Çelebi’m, dendiğinde cevabı “Bir vakıf kurmak lazım.” olmuştu.

Öyle ya ağaçlar, çiçekler de birer canlıydı. Onlar dünyanın süsleriydi. Bu düşüncelerle kurduğu vakfın senedine şunları yazdırdı: “Bağcılıktan iyi anlayan bir bahçıvan bulunacak. Bahçıvan bahçelerin bakım ve korunmasını mükemmelen yapacak. Bahçıvanın ücreti ve bahçenin bakım masrafları İstavroz köyündeki iki evin kirasıyla, meyve ve çiçeklerden elde edilen gelirden karşılanacak.” Cafer Çelebi Efendi Vakfı hicri 977 (miladi 1569) yılında İstanbul’da kurulmuştur. Bağlara, bahçelere; ağaçlara ve çiçeklere yani çevreye hizmet eden ve bu güzel hizmeti diğer insanlara da hatırlatan bir vakıf olarak adını günümüze kadar taşıyabilmiştir.

Ünal Bolat
Tarihte İlginç Vakıflar

GELECEK DERSE HAZIRLIK

• En sevdiğiniz hayvanla ilgili bilgiler toplayınız, görseller hazırlayınız.

• Ağustos böcekleri hakkında araştırma yapınız.

Aşağıdaki butona tıklayarak ağustos böcekleri ile ilgili araştırma yazısına ulaşabilirsiniz.

Ağustos Böceği Hakkında Bilgi

Sıcak yerlerde kendilerine özgü ötüşleri ile tanınan ağustos böcekleri, Hemitpera takımının Cicadidae familyasından olan böceklerdir. Hiç durmadan uzun süre ses çıkarabilen bu böcekler ağustos ayında doğarlar ve yaşamları iki üç hafta sürer.

Dişi ağustos böcekleri genelde ötmez. Erkek ağustos böcekleri dişilerini etkilemek amacıyla öterler. Bu ötüş karınlarında bulunan zarların titreşmesi ile meydana gelir.

Dişi böcekler erkeklere göre daha iridir. Isırıkları tehlikeli değildir. Bitki ve ağaç gövdelerinde yaşarlar.

Yumurtadan çıkan ağustos böcekleri kendilerini toprağa gömerler. Yıllarca toprak altında ağaç köklerini emerek yaşarlar. Ağustos ayı geldiğinde hep birlikte dışarı çıkarlar. Üreme işlemini yerine getirdikten sonra da ölürler. Toprak altındaki yaşam 19 yıla kadar çıkabilmektedir. Biz yaşamlarını toprak üstündeki 2-3 hafta olarak görsek de toprak altında çok uzun süre yaşayabilen böceklerdir. Bu yönleri ile ağustos böcekleri için en uzun yaşayan böcek türleridir diyebiliriz.

Dünya üzerinde iki bine yakın türü bulunan bu böceklerin bazılarının toprak altındaki yaşamları iki yıl kadar sürmektedir.

Sıcak iklime sahip her alanda yaşayan bu böcekler, bazı Asya ve Latin Amerika ülkelerinde yiyecek olarak tüketildiği de bilinmektedir.

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 17-20-21-22-23  Cevapları Ekoyay Yayınları” beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilir ve  aşağıda bulunan emojilerle duygularınızı ifade edebilirsiniz 🙂

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

2 Yorum

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!