Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
5. Sınıf Türkçe Anıttepe Yayıncılık

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 118-123-124-125-126 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 118-123-124-125-126 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

5. sınıf Türkçe ders kitabı Boğaç Han metni cevapları ve soruları, Anıttepe Yayınları sayfa 118-123-124-125-126
(4. Tema Milli Kültürümüz Teması)

Boğaç Han Metni Cevapları

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 118 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. İsminizin size nasıl verildiği hakkında öğrendiklerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

2. Türk kültüründe isim verme geleneği ve Dede Korkut Hikâyeleri hakkında neler öğrendiniz? Anlatınız.

Türk Kültüründe İsim Verme Geleneği

Geçmişten günümüze Türkler çocuklarına isim koyma konusuna çok önem vermektedirler. Türk kültüründe isim verme geleneği dönemsel olarak değişikliklere uğramış olsa da bazı yönleri ile günümüzde yaşatılmaya devam etmektedir.

İsim verme geleneğinde çok eskiden bebekler beyaz bir keçeye sarılır, evin eşiğinden 3, 7 veya 9 kere geçirilirdi. Bu işlemden sonra isim konulurdu. Böylece bebeğin yaşamı boyunca temiz yaşaması ve uzun ömürlü olması beklenirdi.

Türkler isim koyma konusunda da hassastılar. Eğer bir bebek öldüyse ona “Tanrı’nın gözü değdi.” denirdi. Ondan sonra doğacak bebeklere Tanrı’nın gözü değmesin diye “Satılmış, Niyazi, Ağırcı” gibi isimler koyarlardı.

Türklerde genelde isim baba tarafından verilirdi. Bebek doğduktan sonra eve gelen ilk kişinin ismi verildiği gibi kimi zaman da bebeğin söylediği ilk söz isim olarak verilebiliyordu.

Dede Korkut hikayelerine göre isimleri obanın başında bulunan Korkut Ata verirdi. Bebek doğduktan sonra geçici bir isim verilir, asıl ismi ise çocuğun avda veya savaşlarda gösterdikleri kahramanlığa göre verilirdi.

Günümüzde ise bebeğe ismini dedelerden biri verebileceği gibi anne babanın ortak kararı ile de verilmektedir. Bebeklere genelde çok sevilen bir akrabanın ismi verilir. Sonradan doğan çocuklara ise ilk doğan çocuğun ismi ile alakalı isimler vermek de (Güler, Gülser, Gülümser gibi) yaygındır. Büyük kentlerde ise isimlerin sonuna “Can” “Su” gibi kelimeler getirilerek yeni isimler türetme (Berkecan, Pelinsu gibi) geleneği başlamıştır.

Bir aile büyüğü bebek doğduktan sonra bebeği kucağına alır. Sol kulağına kamet okur, sonra sağ kulağına ise ezan okur. Üç kere çocuğun sağ ve sol kulaklarına ismini tekrar eder. Böylece isim verme töreni tamamlanmış olur.

Dede Korkut ve Hikayeleri Hakkında Bilgi

Oğuzlar, Orta Asya’da 24 boy halinde yaşamış en büyük Türk topluluğudur. Asırlar boyunca varlığını Orta Asya’da sürdürmüş Oğuzlar sonrasında Anadolu ve Orta Doğu başta olmak üzere dünya üzerine yayılmıştır. Biz Türkiye Türkleri başta olmak üzere günümüzde yaşayan Türklerin büyük kısmı Oğuzlardan gelmedir. İşte bu büyük kavmin yani Oğuzların bilinen en eski destansı hikayeleri Dede Korkut hikayeleridir. Dede Korkut kimdir sorusuna cevap ararken Dede Korkut hikayeleri hakkında da bilgilenelim.

Dede Korkut Kimdir?

Dede Korkut, Oğuzların destansı hikayelerinin ilk anlatıcısıdır. Öyle ki, eserlerin pek çok yerinde ismi geçmektedir ve günümüzde Oğuzların bu destansı hikayeleri “Dede Korkut Hikayeleri” olarak adlandırılmıştır. Hikayelerde Dede Korkut’un ismi Dede Korkut olarak geçtiği gibi; bazen dede, bazen de ata olarak geçmektedir.

Oğuzların Kayı boyundan geldiği düşünülen Dede Korkut’un soyunun İshak peygamberin soyuna dayandığı söylenilmektedir. Dede Korkut’un soyundan gelenlerin ise Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi olduğu kayıtlarda yer almaktadır. Hikayelerde geçtiğine göre Dede Korkut Türkler için bilge bir kişiliktir. Toplum hayatından doğaya kadar hemen her konuda engin bir bilgiye sahip olan Dede Korkut geleneklere ve göreneklere de en ince detayına kadar hakimdir.

Oğuz hükümdarlarına vezirlik yaptığı anlatılan Dede Korkut’un bilge kişiliği ile hükümdarlara danışman olarak akıl verdiği de anlatılmaktadır. Söylentilere göre 295 yıl yaşayan Dede Korkut, pek çok döneme yetişmiştir. Türklerin Şamanizm dinine inandığı zamandan Müslümanlığı kabul ettiği zamana kadar yaşadığı düşünülen Dede Korkut’un Müslüman olarak öldüğü anlatılmaktadır.

Dede Korkut Hikayeleri

Dede Korkut’un, Türklerin Şamanizm’e inandığı dönemde Şamanlara kopuz çalmayı öğreten, adeta Şamanların hocası konumunda olduğu söylenmektedir. Türklerin Müslüman olduğu dönemde de Müslümanlığı kabul ederek halka yol gösterdiği kayıtlarda yer almaktadır. Bu anlatıların büyük kısmına Dede Korkut hikayelerinde geçen ifadelerden yola çıkılarak varılmıştır.

Dede Korkut Hikayelerinde Türklerin yaşayış biçimlerinden gelenek ve göreneklerine kadar pek çok olay anlatılır. Bu olayların kiminde Türklerden Şamanizm’e inanan bir topluluk, kiminde ise Müslüman bir topluluk olarak bahsedilir. Dede Korkut Hikayeleri asırlar boyunca dilden dile anlatılarak aktarılmıştır. Hikayelerin 15. yüzyılda yazıya döküldüğü ve kayıt altına alındığı düşünülmektedir.

Dede Korkut Kitabı’nda Geçen Hikayeler:

  • Dirse Han Oğlu Boğaç Han
  • Salur Kazan`ın Evi Yağmalanması
  • Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
  • Kazan Bey Oğlu Uruz`un Tutsak Olması
  • Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
  • Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
  • Kazılık Koca Oğlu Yegenek
  • Basat`ın Tepegöz`ü Öldürmesi
  • Begin Oğlu Emren
  • Uşun Koca Oğlu Segrek
  • Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz`un Çıkarması
  • İç Oğuz`a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü

Dede Korkut Hikayelerinin Özellikleri:

  • Eser, bir önsöz ile 12 hikâyeden oluşur.
  • Olağanüstü olaylarla gerçeğe uygun olaylar eserde iç içedir.
  • Türklerin eski yaşam tarzları ile ilgili ayrıntılar yanında İslam dini ile ilgili özellikler de vardır.
  • Eserde geçen “Dede Korkut” meçhul bir halk ozanıdır.
  • Hikâyelerde Oğuzlar’ın çevredeki boylar ile aralarındaki savaşlar ve kendi iç mücadeleleri yer alır.
  • Hikâyelerin konuları; aşk, yiğitlik gösterisi, kahramanlık, boylar arasındaki savaştır.
  • 15. yy’da yazıya geçirilmiştir.
  • Eserin yazarı belli değildir.
  • Nazım ile nesir iç içedir.
  • Azerî Türkçesi ile oluşturulmuştur.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 123 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

1. ETKİNLİK

Okuma sırasında aşağıdaki soruların cevaplarını tahmin ediniz.

Cevap: 

SoruTahminim
Sizce boğayı neden meydana getirmiş olabilirler?Yine deveyle güreştirip eğlenmek için getirmiş olabilirler.
Dirse Han’ın oğlu boğadan kurtulmak için ne yapmış olabilir?Birden çekilip boğayı düşürmüş olabilir.

2. ETKİNLİK

Okuduğunuz metinde geçen anlamını bilmediğiniz kelimeleri aşağıya yazınız. Bu kelimelerin anlamlarını metinden yola çıkarak tahmin ediniz. Sonra bu kelimelerin anlamlarını sözlükten bularak tahmininizi kontrol ediniz. Anlamını öğrendiğiniz bu kelimeleri birer cümlede kullanınız.

Cevap: 

kudretli
Sözlük anlamı: Gücü olan, güçlü.
Cümlem: Görünüşünden kudretli olduğu anlaşılan bir adam meydana doğru ilerledi.

kabile
Sözlük anlamı: Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, boy.
Cümlem: Leyla Hatun kadın olmasına rağmen uzun yıllar kabilesine liderlik yapmıştı.

savulmak
Sözlük anlamı: Bir şeyden çekinerek bulunduğu yerden uzaklaşmak
Cümlem: Bahçenin sahibinin geldiğini gören çocuklar hemen savuldular.

hünerli
Sözlük anlamı: Becerikli, yetenek sahibi kimse
Cümlem: Okulumuza gelen sihirbaz çok hünerliymiş.

3. ETKİNLİK

“Boğaç Han” adlı metni olay, yer, şahıs kadrosu ve zaman bakımından inceleyiniz.

Cevap: 

Yer: Meydan

Zaman: Geçmiş zaman

Şahıs ve varlık kadrosu: Boğa, deve, Bayındır Han, Oğuz Beyleri, Dirse Han, Dirse Han’ın oğlu, çocuklar, Dede Korkut

Olay: Dirse Han’ın oğlunun boğayı yenmesi sonucu Dede Korkut’un Dirse Han’ın oğluna isim vermesi.

Boğaç Han Metni Cevapları Sayfa 124

4. ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.

1) Dirse Han’ın oğlu ve arkadaşları meydanda hangi oyunu oynuyorlardı?

Cevap: Aşık oyunu oynuyorlardı.

2) Dirse Han’ın oğlu, boğayı yenmek için ne yapmıştır?

Cevap: Boğayı alnından ittirirken birden çekilip boğayı yere düşürmüştür.

3) Dirse Han’ın oğluna kim isim vermiştir? Verdiği isim nedir?

Cevap: Dede Korkut, Boğaçhan adını vermiştir.

4) Dede Korkut, Dirse Han’dan oğluna neler vermesini istemiştir?

Cevap: Beylik, taht, at, on bin koyun, deve, otağ, cübbe elbise vermesini istemiştir.

5) Okuduğunuz metinde Türklerin hangi gelenekleri yer almaktadır?

Cevap: İsim verme geleneği yer almaktadır.

5. ETKİNLİK

Okuduğunuz metindeki olayı siz anlatsaydınız nasıl kurgulardınız?

Cevap: 

(örnek)

Benim Kahramanlarım: Boğa, Boğaç Han, Dede Korkut

Olayın Geçtiği Yer: Tarla

Olay: Dirse Han’ın oğlu tarlada çalışırken, ipini koparan kızgın bir boğa Dirse Han’ın oğlunun üzerine gelir. Oğlan yerdeki taşı boğanın kafasına vurur ve bayıltır. Bunu gören Dede Korkut oğlana Boğaç Han adını verir.

6. ETKİNLİK

Bir gazeteci olduğunuzu düşününüz. Dede Korkut ile röportaj yapmak için sorular oluşturunuz. Dede Korkut’un vermiş olabileceği cevapları araştırma sonuçlarınızdan yararlanarak arkadaşlarınıza sununuz.

Cevap: 

(örnek)

Röportaj Soruları:

1- Sizin ününüz nereden geliyor?

Dede Korkut: Ben Oğuzların destansı hikayelerinin ilk anlatıcısıyım. Ünüm buradan gelmektedir.

2- Soyunuz nereden geliyor?

Dede Korku: Oğuzların Kayı boyundan gelmektedir.

3- Size niçin bu kadar çok önem veriyorlar, niçin saygı duyuyorlar?

Dede Korku: Ben bir bilgeyim. Türk gelenek ve göreneklerini iyi bilirim. İnsanlar hep bana danışırlar. Onlara yol gösteririm.

4- Mesleğiniz nedir?

Dede Korku: Oğuz hükümdarlarına vezirlik yapıyorum.

5- Hikayelerinizde neler anlatıyorsunuz?

Dede Korku: Türklerin yaşayış biçimlerinden gelenek ve göreneklerine kadar pek çok olay, kahramanlıklar, gelenek ve görenekler anlatırım.

6- Hikayeleriniz ne zaman yazıya geçirildi?

Dede Korku: 15. yüzyılda yazıya geçildi.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 125 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

7. ETKİNLİK

Kırgız Türklerinin Manas Destanı’ndan alınan aşağıdaki bölümü okuyunuz.

MANAS

Cakıp; her kabilenin başta gelenlerini, yakınlarını, bilgili ak sakalları özellikle ziyafet sofrasında alıkoymuş her birine elbise giydirdi. Çocuğunu sağ eteğine koyarak hanımını peşine takıp ortaya çıktı. “Sevgili kardeşlerim! Tanrı’mın verdiği oğluma ad veriniz.” Cakıp, diz üzerine oturup dileği için dua etti. Çocuktan çıkan ışığa bakıp ona layık bir ad bulamayan halk şaşırıp kaldı. Ah, Tanrım! Tam bu sırada beyaz çadıra yırtık deri elbise giyen, elinde beyaz asa tutan, beline çakmak taşı bağlayan, ayağına çarık saran bembeyaz sakallı, ak külahlı derviş içeri girdi. “Millet!” dedi yüzü ışıldayan derviş, şaşkın oturanlara bakarak “Müsaade ederseniz nur yüzlü çocuğun adını ben vereyim.” Onlar da “Olsun, ağzından çıkan kutlu olsun, çocuğun adını sen ver ihtiyar.” dediler. Söylemek benden söz Tanrı’dan. Çocuğun adı Manas olsun. Ulu adına layık bahadır olsun. Beladan uzak dursun.” dedi.

Manas Destanı

a) Bu paragrafta Kırgız Türklerinin hangi geleneğinden bahsedilmiştir?

Cevap: İsim verme geleneğinden bahsedilmiştir.

b) Boğaç Han’a isim verilme yöntemiyle Manas’a isim verilme yöntemi aynı mıdır?

Cevap: Aynı değildir.

c) Kültürel farkındalık oluşturma amacıyla farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olmak neden önemlidir?

Cevap: Farklı kültürlere ait iyi şeyleri kendi kültürümüze dahil edip kültürümüz geliştirebilmemiz açısından önemlidir.

8. ETKİNLİK

Kısa çizginin kullanım alanları ve bunlara örnek cümleler verilmiştir. Kısa çizginin kullanım alanlarıyla örnek cümleleri eşleştiriniz.

Cevap: 

b 1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur.a) Dede Korkut’un bu hikâyesi–Boğaç Han- Türklerin ad koyma geleneği hakkında bize
bilgiler vermektedir. (Ömer Seyfettin)
a 2. Cümle içinde ara sözleri veya ara
cümleleri ayırmak için ara sözlerin
veya ara cümlelerin başına ve sonuna
konur.
b) Soğuktan mı titriyordum yoksa heye-
candan, korkudan ya da üzüntüden mi bilmem.
c 3. Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve
eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır.
c) Gözlüklü sözcüğünün kök ve eklerine
ayrılışı şu şekildedir: göz-lük-lü
d 4. Fiil kök ve gövdelerini göstermek
için kullanılır.
ç) -lık/-lik ekleri isimden isim yapan; -ımsa,
-tır ekleri fiilden fiil yapan eklerdir.
ç 5. İsim yapma eklerinin başına, fiil
yapma eklerinin başına ve sonuna
konur.
d) Dur- fiilinden yeni kelimeler türetiniz.
e 6. Heceleri göstermek için kullanılıre) İl-köğ-re-tim sözcüğünün hecelerine
doğru ayrılışı bu şekildedir.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 126 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

9. ETKİNLİK

Türklerde isim verme geleneklerini dikkate alarak kendinize bir isim veriniz. Bu ismin size verilmesine neden olan olayı kurgulayarak bir hikâye yazınız.

Cevap: 

(örnek)

BEKİR

Köyümüz hayvancılıkla geçinirdi. Her hanenin bir koyun sürüsü vardı. Köyde gündüzler çok sıcak olduğundan sürülerini gece otlatmaya çıkarırlardı. Bütün sürüler sabaha karşı köye dönerdi.

Ben bebekken tüm köylünün sürülerini ağıllara bırakıp uyuyacakları zaman sabahın köründe ağlamaya başlarmışım. Her sabah benim ağlamam nedeniyle köylüler uyuyamazmış.

Bir gün sabaha karşı köye kurt sürüsü inmiş. Ben tam kurt sürüsünün koyunlara saldıracağı sırada her sabah olduğu gibi ağlamaya başlamışım. Benim ağlamama kalkan köylülerden biri kurt sürüsünü görmüş. Hemen diğer köylülere haber verip sürüyü uzaklaştırmışlar. Böylece koyunlar kurtulmuş.

Bu olaydan sonra köyün en yaşlı kişisi bizim eve gelmiş. İsmimi de sabah erken kalkan manasına gelen “Bekir” koymuş.

BİR SONRAKİ DERSE HAZIRLIK

Aşağıdaki tarihî şahsiyetlerden birini seçiniz. Seçtiğiniz kişiyi tanıtan bir konuşma hazırlayınız.

Tarihî şahsiyetler: Fatih Sultan Mehmet, Uluğ Bey, Nasrettin Hoca, Pirî Reis, Mimar Sinan, Yunus Emre, Kâtip Çelebi.

Yunus Emre’nin Hayatı

Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü olan Yunus Emre, kültürümüzdeki en önemli tasavvuf ve halk şairi olarak bilinir. Yunus Emre’nin hayatı konusunda bildiklerimiz oldukça sınırlıdır. Hayatı hakkındaki bilgiler, rivayetlere ve tahminlere dayanmaktadır.

Yunus Emre Ne Zaman Yaşamıştır?

13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın ilk çeyreğindeki zaman aralığında yaşadığı tahmin edilmektedir.

Yunus Emre Ne Zaman Doğmuştur? 

1241 yılında doğduğu kabul edilir.

Yunus Emre Ne Zaman Ölmüştür?

1320 yılında öldüğü kabul edilir.

Yunus Emre Nerede Yaşamıştır?

Tam olarak kesin değilse de Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy’de yetişip Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Taptuk Emre Dergâhı’nda yaşadığı tahmin edilmektedir.

Yunus Emre’nin Yaşamı

Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküş döneminde doğup yaşamıştır. Bazı kaynaklara göre okuma yazma bilmediği rivayet edilir. Bazı kaynaklara göre de çok iyi bir tahsil gördüğü, hatta yaşadığı dönemde müftülük yaptığı, dönemin önde gelen alimlerinden biri olduğu söylenir.

Babasının adı İsmail olarak bilinir. Arapça ve Farsça bildiğini şiirlerinden anlaşılmaktadır.

Genel olarak Yunus Emre’nin Tapduk Emre’nin dergahına girip olgunluğa eriştiği bilinir. Yunus’u buraya  Hacı Bektaş-ı Velî göndermiştir. Yaşamı boyunca bu dergaha büyük hizmetleri olmuştur. Taptuk Emre’nin düşüncelerini yaymak için Anadolu’yu dolaşmıştır.

Yunus Emre, Allah sevgisini, aşk ve güzel ahlâkla ilgili düşüncelerini, İslam tasavvufuyla işleyerek, halk dilinde şiirler söylemiştir. Şiirlerinde Allah’la olan ilişkilerini işlemiş, ölüm, doğum, yaşama bağlılık, ilahi adalet, insan sevgisi gibi konuları ele almıştır.

Sanat yaşamında halka, açık bir dille hitap etmiştir. Türkçeyi çok güzel kullanmıştır. Yunus Emre bu yönüyle halkın şairi olarak kabul edilir. Halk tarafından çok sevilir, sayılır. Öyle ki Anadolu’nun birçok yerinde onun adına anıt mezarlar yaptırılır. Günümüzde Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy, Erzurum Dutçu Köyü, Isparta Keçiborlu ve Karaman’da türbeleri bulunmaktadır.

Yunus Emre’nin “Risalettü’n- Nushiyye” ve “Divan” olmak üzere iki eseri vardır. Eserlerine başka âşıkların eserleri karıştıysa da sonradan bunlar ayıklanmıştır.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 118-123-124-125-126 Cevapları Anıttepe Yayıncılık” beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilir ve  aşağıda bulunan emojilerle duygularınızı ifade edebilirsiniz 🙂

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
61
angry
19
clap
15
love
11
unlike
6
happy
3
sad
1
confused

129 Yorum

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!