Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
5. Sınıf Türkçe Anıttepe Yayıncılık

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 110-114-115-116-117 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 110-114-115-116-117 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

5. sınıf Türkçe ders kitabı Vatan Yahut Silistre metni cevapları ve soruları, Anıttepe Yayınları sayfa 110-114-115-116-117
(4. Tema Milli Kültürümüz Teması)

Vatan Yahut Silistre Metni Cevapları

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 110 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. Vatanımıza karşı görevlerimiz nelerdir?

Vatanımızın gelişmesi için çalışmak, dış tehditlere karşı ve milli değerlerimizi korumaktır.

2. Vatan, uğrunda her fedakârlığı göstereceğimiz değerli bir varlık mıdır? Neden?

Evet. Çünkü vatan bizim yuvamızdır. Yaşamımızı vatanımız üzerinde sürdürürüz. Vatanımız olmazsa özgürce yaşayamayız, hayatımızı yaşamak zorlaşır.

3. Vatan sevgisi ile ilgili sınıfa getirdiğiniz görsel ve haberleri arkadaşlarınızla paylaşınız.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 114 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

1. ETKİNLİK

a) Okuduğunuz metinde geçen aşağıdaki kelimelerin anlamlarını tahmin ediniz. Sonra bu kelimelerin anlamlarını TDK Türkçe Sözlük’ten bularak yazınız. Anlamını öğrendiğiniz kelimeleri hazırladığınız sözlüğünüze de ekleyiniz.

Cevap:

kale: Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı

zeval: Yok olma, yok edilme

münasebetsiz: Yakışıksız iş gören, sıra, saygı gözetmeyen (kimse)

lakırdı (lakırtı): Boş söz, dedikodu, laf

semiz: Eti, yağı çok olan, tavlı

niyet: Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat

b) Anlamını sözlükten kontrol ettiğiniz kelimeleri cümle içinde kullanınız.

Cevap: 

• Hasan, kalenin burçlarına çıkıp bayrağı dikti.

• Allah zeval vermesin, devlet büyüklerimiz bu konuda ellerinden geleni yapıyorlar.

• Dükkana gelen münasebetsiz bir adam tüm malları yok pahasına almayı teklif etti.

• Artık senin bu lakırtılarını dinlemek istemiyorum.

• Sürü arasından semiz bir koyun seçip çobandan getirmesini istedi.

• Bizim niyetimiz çok çalışıp bütün yarışmaları kazanmak.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 115 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

2. ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.

1) Sıtkı Bey, kalede kalmak isteyenlere ne söylüyor?

Cevap: Düşmanın suyu geçtiğini, memleketin birkaç güne kuşatılacağını, devletin kalesini kendi askeri ile koruyabileceğini, gitmek isteyenlere Paşa’nın izin verdiğini söylüyor.

2) Gönüllülerin tavrı Sıtkı Bey’i nasıl etkiliyor?

Cevap: Gururlanıyor.

3) Sıtkı Bey, gönüllülerin tavrı karşısında nasıl bir karar veriyor?

Cevap: Kalmak isteyenlerin kalmasına izin veriyor.

4) Metinden, dönemin siyasi ve sosyal özellikleriyle ilgili hangi bilgilere ulaşabilirsiniz?

Cevap: Döneme savaş hakimdir. Devletin düşmanla savaşacak kadar askeri gücü yoktur. Halk, vatanını savunmak için savaşa katılmaya gönüllüdür.

3. ETKİNLİK

Okuduğunuz metinle ilgili üç soru hazırlayınız. Hazırladığınız soruları cevaplayınız.

Cevap: 

Sorum: Sıtkı Bey gönüllüleri nasıl vaz geçirmeye çalışıyor?

Cevabım: Devletin askeri gücünün yeterli olduğunu, kurşundan, gülleden başka açlık ve susuzluğun da olabileceğini söylüyor.

Sorum: Sıtkı Bey niçin Zekiye’yi istemiyor?

Cevabım: Yaşı küçük olduğundan bir işe yaramayacağını düşündüğü için istemiyor.

Sorum: Zekiye Sıtkı Bey’i nasıl ikna ediyor?

Cevabım: “Vatan, bir Allah tekkesi değil midir? Tekkeye gelen kurbanın semizliğine, zayıflığına bakılır mı? İzin verin, çocuklarınıza da devlet yolunda ölmeye izin verin!” sözleriyle ikna ediyor.

4. ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini yazınız.

Cevap: 

Metnin konusu: Milli Mücadele döneminde gönüllü vatandaşlarımızın vatan hakkında düşünceleri ve fedakarlıkları.

Metnin ana fikri: Türk insanı vatanı ve sevdiği insanlar için her türlü fedakarlığı gösterecek cesarete sahiptir.

5. ETKİNLİK

Okuduğunuz metni aşağıdaki unsurlara göre inceleyiniz.

Cevap: 

Olay: Silistre Kalesi’ne yardıma giden gönüllüler ile kale komutanı arasında yaşananlar.

Olayın geçtiği yer: Silistre Kalesi

Olayın geçtiği zaman: 1853-1856 Kırım Savaşı sırası

Kahramanlar: Sıtkı Bey, Abdullah Çavuş, Zekiye, İslam Bey, gönüllüler.

Anlatıcı: 3. kişi

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 116 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

6. ETKİNLİK

Aşağıdaki cümlelerden koşul–sonuç bildirenlerin başına “X” işareti koyunuz.

Cevap: 

(   ) Kalede kalmama izin yok mu?

(X) İçinizden her kim burada bulunmak istemezse Paşa’dan izin var.

(X) Bir kere de iş benim dediğim gibi çıkarsa kıyamet mi kopar?

(X) Sen, galiba bir zaman gelecek ki kale elden giderse yine: “Kıyamet mi kopar?” diyeceksin.

(   ) Vatan için öleceğim. Başka ne hizmet istersin ki?

7. ETKİNLİK

Metinden alınan aşağıdaki bölümü okuyunuz. Uzun çizgi sizce hangi amaçla kullanılmıştır? Yazınız.

SITKI BEY — Kalede kalmak isteyenler, bir tarafa ayrılsın!
BİR GÖNÜLLÜ — Hep burada kalmak istiyoruz ki buraya geldik! Birbirimizden niçin ayrılacağız?
SITKI BEY — (Hiç kimseye yüz vermeyerek) Ağalar! Düşman suyu geçti. Şehrin öbür tarafında, herkes birbirine giriyor. Memleket bir iki güne kadar bütün kuşatılacak gibi görünüyor. Allah zeval vermesin; devlet, kalesini kendi askeri ile koruyacak güçtedir. İçinizden her kim burada bulunmak istemezse Paşa’dan izin var, hemen bugün dışarı çıksın!
BİR GÖNÜLLÜ — Düşman çok, asker az… Bizi daha azaltmak mı istiyorsunuz?
ABDULLAH ÇAVUŞ — Asker az olmakla kıyamet mi kopar? Azdan az olur, çoktan çok.

Cevap: 

Bu metinde uzun çizgi karşılıklı konuşmada, konuşanın değiştiğini göstermek için kullanılmıştır.

8. ETKİNLİK

a) “Vatan” kelimesi size neler çağrıştırıyor? Düşünme balonlarının içine yazınız.

Cevap: 

  • Yurt
  • Ülke
  • Anadolu
  • Fedakarlık
  • Bayrak

b) Vatan kelimesinin sizde çağrıştırdıklarından yola çıkarak vatan sevgisi konulu bir konuşma yapınız.

Cevap: 

(örnek)

Sevgili arkadaşlar.

Bir insanın dünya üzerinde sahip olduğu en büyük nimet bağımsızlıktır. Ancak özgür bir insan kendi hayatını yaşayabilir. Amaç ve hedeflerine ulaşmak, huzurlu bir hayat yaşamak sadece bağımsız toplumlarda mümkündür. Bağımsız bir toplumu ise, üzerinde yaşadığı toprağa sahip olup olmadığına ve bayrağına bakarak anlayabiliriz.

Vatan ve bayrak özellikle Türk milletinin asla vazgeçemeyeceği kutsal ögeler arasında yer almaktadır. Çünkü Türkler bağımsızlığına her şeyden daha çok bağlı bir millettir ve bağımsızlığı için canını verirler.

Özgür bir toplum olmaya devam etmek istiyorsak, vatanımızı ve bayrağımızı nasıl kazandıysak, aynı şekilde onu korumaya devam etmemiz gerekir. Bu bizim milletimize karşı olan en büyük görevimizdir.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 117 Cevapları Anıttepe Yayıncılık

9. ETKİNLİK

Aşağıdaki görsel size neler çağrıştırıyor? Çağrışımlarınızdan hareketle “vatan sevgisi” ile ilgili bir şiir yazınız.

Cevap: 

(örnek)

VATANIM BENİM

Her şeyden azizdir vatanım benim,
Ekmektir, sudur, havadır vatanım benim.
Bir bilsen daha nedir vatanım benim?
Uykumda düşüm, rüyamdır vatanım benim.

Hiçbir şey tutamaz onun yerini,
Gönlümdeki yeri köşktür vatanım benim.
Bir bilsen vatan ne demektir?
O köşk bile az gelir vatanım benim.

Vatan sana canım feda demişiz boşuna mı?
Biz bu toprakta mı geçelim taşından mı?
Bir çakıl taşı veremeyiz size anladın mı?
Cennettir benim için vatanım benim.

Not: Bu şiir turkceodevim.com yazarları tarafından örnek göstermek için hazırlanmıştır.

BİR SONRAKİ DERSE HAZIRLIK

1. Aile büyüklerinizle görüşerek isminizin size nasıl verildiğini öğreniniz.

2. Türk kültüründe isim verme geleneği ve Dede Korkut Hikâyeleri hakkında araştırma yapınız.

Aşağıdaki butonlara tıklayarak araştırma yazılarına ulaşabilirsiniz.

Türk Kültüründe İsim Verme Geleneği

Geçmişten günümüze Türkler çocuklarına isim koyma konusuna çok önem vermektedirler. Türk kültüründe isim verme geleneği dönemsel olarak değişikliklere uğramış olsa da bazı yönleri ile günümüzde yaşatılmaya devam etmektedir.

İsim verme geleneğinde çok eskiden bebekler beyaz bir keçeye sarılır, evin eşiğinden 3, 7 veya 9 kere geçirilirdi. Bu işlemden sonra isim konulurdu. Böylece bebeğin yaşamı boyunca temiz yaşaması ve uzun ömürlü olması beklenirdi.

Türkler isim koyma konusunda da hassastılar. Eğer bir bebek öldüyse ona “Tanrı’nın gözü değdi.” denirdi. Ondan sonra doğacak bebeklere Tanrı’nın gözü değmesin diye “Satılmış, Niyazi, Ağırcı” gibi isimler koyarlardı.

Türklerde genelde isim baba tarafından verilirdi. Bebek doğduktan sonra eve gelen ilk kişinin ismi verildiği gibi kimi zaman da bebeğin söylediği ilk söz isim olarak verilebiliyordu.

Dede Korkut hikayelerine göre isimleri obanın başında bulunan Korkut Ata verirdi. Bebek doğduktan sonra geçici bir isim verilir, asıl ismi ise çocuğun avda veya savaşlarda gösterdikleri kahramanlığa göre verilirdi.

Günümüzde ise bebeğe ismini dedelerden biri verebileceği gibi anne babanın ortak kararı ile de verilmektedir. Bebeklere genelde çok sevilen bir akrabanın ismi verilir. Sonradan doğan çocuklara ise ilk doğan çocuğun ismi ile alakalı isimler vermek de (Güler, Gülser, Gülümser gibi) yaygındır. Büyük kentlerde ise isimlerin sonuna “Can” “Su” gibi kelimeler getirilerek yeni isimler türetme (Berkecan, Pelinsu gibi) geleneği başlamıştır.

Bir aile büyüğü bebek doğduktan sonra bebeği kucağına alır. Sol kulağına kamet okur, sonra sağ kulağına ise ezan okur. Üç kere çocuğun sağ ve sol kulaklarına ismini tekrar eder. Böylece isim verme töreni tamamlanmış olur.

Dede Korkut ve Hikayeleri Hakkında Bilgi

Oğuzlar, Orta Asya’da 24 boy halinde yaşamış en büyük Türk topluluğudur. Asırlar boyunca varlığını Orta Asya’da sürdürmüş Oğuzlar sonrasında Anadolu ve Orta Doğu başta olmak üzere dünya üzerine yayılmıştır. Biz Türkiye Türkleri başta olmak üzere günümüzde yaşayan Türklerin büyük kısmı Oğuzlardan gelmedir. İşte bu büyük kavmin yani Oğuzların bilinen en eski destansı hikayeleri Dede Korkut hikayeleridir. Dede Korkut kimdir sorusuna cevap ararken Dede Korkut hikayeleri hakkında da bilgilenelim.

Dede Korkut Kimdir?

Dede Korkut, Oğuzların destansı hikayelerinin ilk anlatıcısıdır. Öyle ki, eserlerin pek çok yerinde ismi geçmektedir ve günümüzde Oğuzların bu destansı hikayeleri “Dede Korkut Hikayeleri” olarak adlandırılmıştır. Hikayelerde Dede Korkut’un ismi Dede Korkut olarak geçtiği gibi; bazen dede, bazen de ata olarak geçmektedir.

Oğuzların Kayı boyundan geldiği düşünülen Dede Korkut’un soyunun İshak peygamberin soyuna dayandığı söylenilmektedir. Dede Korkut’un soyundan gelenlerin ise Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi olduğu kayıtlarda yer almaktadır. Hikayelerde geçtiğine göre Dede Korkut Türkler için bilge bir kişiliktir. Toplum hayatından doğaya kadar hemen her konuda engin bir bilgiye sahip olan Dede Korkut geleneklere ve göreneklere de en ince detayına kadar hakimdir.

Oğuz hükümdarlarına vezirlik yaptığı anlatılan Dede Korkut’un bilge kişiliği ile hükümdarlara danışman olarak akıl verdiği de anlatılmaktadır. Söylentilere göre 295 yıl yaşayan Dede Korkut, pek çok döneme yetişmiştir. Türklerin Şamanizm dinine inandığı zamandan Müslümanlığı kabul ettiği zamana kadar yaşadığı düşünülen Dede Korkut’un Müslüman olarak öldüğü anlatılmaktadır.

Dede Korkut Hikayeleri

Dede Korkut’un, Türklerin Şamanizm’e inandığı dönemde Şamanlara kopuz çalmayı öğreten, adeta Şamanların hocası konumunda olduğu söylenmektedir. Türklerin Müslüman olduğu dönemde de Müslümanlığı kabul ederek halka yol gösterdiği kayıtlarda yer almaktadır. Bu anlatıların büyük kısmına Dede Korkut hikayelerinde geçen ifadelerden yola çıkılarak varılmıştır.

Dede Korkut Hikayelerinde Türklerin yaşayış biçimlerinden gelenek ve göreneklerine kadar pek çok olay anlatılır. Bu olayların kiminde Türklerden Şamanizm’e inanan bir topluluk, kiminde ise Müslüman bir topluluk olarak bahsedilir. Dede Korkut Hikayeleri asırlar boyunca dilden dile anlatılarak aktarılmıştır. Hikayelerin 15. yüzyılda yazıya döküldüğü ve kayıt altına alındığı düşünülmektedir.

Dede Korkut Kitabı’nda Geçen Hikayeler:

  • Dirse Han Oğlu Boğaç Han
  • Salur Kazan`ın Evi Yağmalanması
  • Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
  • Kazan Bey Oğlu Uruz`un Tutsak Olması
  • Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
  • Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
  • Kazılık Koca Oğlu Yegenek
  • Basat`ın Tepegöz`ü Öldürmesi
  • Begin Oğlu Emren
  • Uşun Koca Oğlu Segrek
  • Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz`un Çıkarması
  • İç Oğuz`a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü

Dede Korkut Hikayelerinin Özellikleri:

  • Eser, bir önsöz ile 12 hikâyeden oluşur.
  • Olağanüstü olaylarla gerçeğe uygun olaylar eserde iç içedir.
  • Türklerin eski yaşam tarzları ile ilgili ayrıntılar yanında İslam dini ile ilgili özellikler de vardır.
  • Eserde geçen “Dede Korkut” meçhul bir halk ozanıdır.
  • Hikâyelerde Oğuzlar’ın çevredeki boylar ile aralarındaki savaşlar ve kendi iç mücadeleleri yer alır.
  • Hikâyelerin konuları; aşk, yiğitlik gösterisi, kahramanlık, boylar arasındaki savaştır.
  • 15. yy’da yazıya geçirilmiştir.
  • Eserin yazarı belli değildir.
  • Nazım ile nesir iç içedir.
  • Azerî Türkçesi ile oluşturulmuştur.

5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 110-114-115-116-117 Cevapları Anıttepe Yayıncılık” beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilir ve  aşağıda bulunan emojilerle duygularınızı ifade edebilirsiniz 🙂

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
21
love
8
angry
4
clap
1
happy
1
confused
1
sad
1
unlike

21 Yorum

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!