Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Mevsim Yayıncılık

12. Sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Mevsim Yayıncılık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 11

12. Sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitabı Sayfa 11 Cevapları Mevsim Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Mevsim Yayıncılık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 11

1. Mustafa Kemal’in fikir hayatını, eğitim aldığı ve yaşadığı şehirlerin sosyokültürel yapısını araştırınız. Bu unsurların Mustafa Kemal’i nasıl etkilemiş olabileceğini açıklayınız.

  • Cevap: Selanik, Manastır, İstanbul ve Sofya; Mustafa Kemal’in kişiliğinin oluştuğu, düşünce sisteminin oturduğu ve yaşamının büyük bölümünü geçirdiği, onun hayatındaki dört önemli şehirdir.

Selanik: Mustafa Kemal’in doğduğu ve ilkokul ile ortaokul yıllarının geçtiği Selanik siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan çevre ül­kelerden çok fazla etkilenen bir bölge idi. Bü­yük devletlerin yayılma ve nüfuz alanlarının en çok etkilediği Selanik şehri aynı zamanda Balkan milletlerinin Osmanlı’ya karşı ayak­lanmalarına da merkezlik yapmıştır. Bu güzel şehir Mustafa Kemal’in yenilikçi olması, farklı yaşam tarzlarını öğrenmesi, kendini geliştirmesi ve değişik kültürleri tanımasında etkili olmuştur.

Manastır: Bugün Bitola adıyla bilinen Manastır Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşma­sında büyük etkiye sahiptir. Mustafa Kemal ATATÜRK Manastır’da tarihe ilgi duymuş. Milliyetçilik ve Vatanseverlik duyguları pekişmiştir. Fikri altyapısı burada oluşmuş ülke sorunlarına ilgi duymuştur.

İstanbul: Mustafa Kemal’in başkente ilk gelişi eğitim amaçlıdır. Daha sonraki yıllarda görevi gereği burada ikamet etmiştir. Mustafa Kemal, İstanbul devletin başkenti olduğu için devletin içinde meydana gelen her türlü gelişmeyi, ayrıca Avrupa’daki gelişmeleri de yakından takip edebilmiştir. Arkadaşlarıyla dergi ve gazete çıkartıp konferanslara katılması LİDERLİK özelliklerinin geliştiğini gösterir

Sofya: Mustafa Kemal, 27 Ekim 1913’te Sofya As­keri Ateşeliği’ne atanmıştır. Bir yıldan fazla süren bu görevi sırasında Atatürk, Balkan­ların ekonomik, politik ve sosyal ortamında bütün azınlıkları, dış güçleri, bunların emellerini ve çeşitli dinleri tanımış; bu büyük karışıklık ortamında kendini yetiştirmişti.

2. 20. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel durumunu araştırınız.

  • Cevap:

Siyasi Durum

19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başları Osmanlı Devleti açısından büyük değişimlerin yaşandığı ve devletin dağılma ve parçalanma sürecine girdiği zamandı. Avrupa’da yaşanan bazı siyasal ve ekonomik gelişmelerin etkilerini bu dönemde topraklarında hissetmeye başlayan devlet, eski ekonomik ve siyasi gücünü kaybetti. 1789’da gerçekleşen Fransız İhtilali ile demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, laiklik ve milliyetçilik gibi düşünceler Fransa’dan başlayarak tüm Avrupa ülkelerine yayıldı. Bu düşüncelerden Osmanlı Devleti de etkilendi. Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan azınlıklar milliyetçilik akımının etkisiyle bağımsızlıklarını kazanmak için ayaklandı. Bu ayaklanma sonrasında Avrupa kıtasındaki topraklarının çoğunu kaybeden ve sınırları daralan devlet, elinde kalan topraklarını korumakta oldukça zorlandı.

Sosyal Durum

Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarında yaşanan askeri başarısızlıklar, azınlık ayaklanmaları, toprak kayıpları ve ekonomik şartların ağırlaşması gibi gelişmeler; toplumsal barışın bozulmasına ve yönetime duyulan güvenin azalmasına yol açtı. Kaybedilen topraklardan gelen göçler ülke içerisindeki Müslüman nüfusunda artış yaşanmasına neden oldu. Osmanlı topraklarında sosyal dengeler bozuldu. İstanbul, Edirne ve İzmir gibi şehirlerde göçlerle birlikte yaşanan nüfus artışı; konut, beslenme, sağlık, işsizlik ve güvenlik gibi sorunları da beraberinde getirdi.

Ekonomik Durum

Osmanlı Devleti’nin ekonomisi, tarıma dayalıydı. Fakat uzun süren savaşlar, yaşanan toprak kayıpları ve tarımda çalışması gereken nüfusun cephelerde olmasından dolayı tarıma dayalı ekonomi olumsuz etkilendi.

XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin mali sıkıntıları giderek arttı ve Kırım Savaşı’nda ilk kez dışarıdan borç alındı. Kırım Savaşı’yla ilk defa yapılan dış borçlanmanın ardından yirmi yıl içinde on beş farklı dış borçlanma daha yapıldı. Alınan paralar, yatırımlar için ya da üretimi arttırmak amacıyla harcanmayıp devletin genel giderleri için harcandı. Bu yüzden borç alınan 127 milyon liraya karşı, devletin faizlerle birlikte 259 milyon lira geri ödemesi gerekmişti.

Osmanlı Devleti, aldığı borçların faizini bile ödeyemeyince iflas ettiğini açıkladı. 20 Aralık 1881’de yayımlanan Muharrem Kararnamesi ile alacaklı olan devletler Düyûn-ı Umûmiye İdaresini (Genel Borçlar İdaresi) kurdular. Bu idarenin kurulmasıyla Osmanlı maliyesi alacaklı devletlerin denetimi altına girdi. Bu olumsuz gelişmelerin ardından Osmanlı Devleti ekonomik bağımsızlığını kaybetti.

Kültürel Durum

On dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı topraklarında medreselerin yanı sıra modern okullar da açılmaya başlandı. Ayrıca yabancı devletler, Osmanlı Devleti sınırları içerisinde çok sayıda okul açtılar. Bu devletlerin en büyük amacı, açtıkları eğitim kurumları aracılığıyla kendi dil, din ve kültürlerini yaymak; bu yöntemle Osmanlı Devleti üzerindeki siyasal etkinliklerini artırmaktı. Önemli bir bölümü misyonerler tarafından kurulan bu okullar, kendi dinsel propagandalarını yaptıkları gibi zaman zaman azınlıkların Osmanlı Devleti’ne karşı başlattıkları isyanları da destekliyorlardı.

II. Meşrutiyet Dönemi’nin başlamasıyla birlikte kültürel alanda da önemli gelişmeler yaşanmaya başlandı. Basın yayın alanında “Serbesti” ve “Tanin” gazeteleri okurlarıyla buluştu. Diğer yandan İttihat ve Terakki Cemiyetinin çalışmalarından rahatsız olanlar “Volkan” adı verilen bir gazete yayımladılar.

Halide Edip Adıvar’ın aralarında bulunduğu birçok kadın yazar “Demet” adı verilen bir dergi çıkardı. Özellikle azınlıkların yayımladıkları gazete ve dergiler, bir yandan Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip ederken diğer yandan da Müslüman olmayan azınlıkların Osmanlı Devleti’ne karşı isyan etmelerini teşvik edip desteklediler.

3. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki amaçlarını ve savaşın Osmanlı Devleti’ne etkilerini araştırınız.

  • Cevap:

Osmanlı Devleti’nin  Birinci Dünya Savaşı’ndaki amaçları: Osmanlı’nın ittifak devletleri tarafında savaşa girmesinin nedeni özellikle Balkan Savaşları’nda kaybedilen toprakları geri alma düşüncesiydi. Ayrıca Kafkasya’da ve yakın coğrafyada yeni toprak kazanımları elde etme çabası da vardı.  Osmanlı savaş başlamadan önce itilaf devletleri ile birlikte saf tutmak istemişti ancak bu devletlerin nihai amacı Osmanlı’yı sömürgeleştirmek olduğu için Osmanlı’yı bir süre oyaladıktan sonra reddettiler.

Birinci Dünya Savaşının Osmanlı Devletine Etkileri: Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesiyle savaşın seyri değişmiştir. Almanya ve Avusturya-Macaristan üzerindeki savaş yükü hafiflemiş, savaş daha geniş kıtalara yayılmış ve birçok yeni cepheler açılmıştır. Fakat bu savaşın sonucun değiştirmemiştir. Savaşın sonucunda çok insanın ölmesi ve yaralanması, üretici nüfusun azalmasına ve tüketici nüfusun artmasına sebep olmuştur. Bu durum, ekonomiyi alt üst etmiştir. Ekonomide yaşanan çöküntü Osmanlı Devleti’nin yıkımını hızlandırmıştır. Osmanlı Devleti yenilmesinin üzerine şartları çok ağır olan Sevr Antlaşması’nın imzalamak zorunda kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda haritalar değişmiş ve Osmanlı İmparatorluğu yıkılış sürecine girmiştir. Osmanlı’nın toprakları içinde yeni devletler kurulmaya başlanmış. Devletler Osmanlı’nın kalan toprakları için savaşmışlardır. Anadolu’da da yeni bir Türk Devleti kurmak için Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde hareketlenmeler başlamıştır. Yeni Türk Devleti’nin temelleri atılmış ve Cumhuriyet Dönemi’ne geçiş süreci başlamıştır.

1. Dünya Savaşı’na hangi devletler katıldı?

Avrupa 1. Dünya Savaşı öncesinde iki bloğa ayrılmıştı. Bir yanda İngiltere, Rusya ve Fransa gibi dünyayı neredeyse tamamen ele geçirmiş sömürge devletleri vardı. Bunlar anlaşma devletleri ya da itilaf devletleri olarak da tanımlanır. Öte yanda da ulusal birliklerini ancak kurmuş ve sömürge arayışında olan devletler vardı. Bunlar da Almanya, İtalya ve Avusturya-Macaristan’dı. Bu devletlere ise bağdaşma devletleri veya ittifak devletleri tanımlaması yapılır.

1. Dünya Savaşı’nın en önemli nedeni: bu iki blok arasındaki gerilimdi. Savaş başladıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan İttifak devletleri yanında savaşa girdi. ABD, Yunanistan, Japonya ve Sırbistan gibi pek çok devlet de itilaf devletleri safında savaşa katıldı. Her devletin savaşa giriş nedeni farklıydı. Mesela Osmanlı’nın ittifak devletleri tarafında savaşa girmesinin nedeni özellikle Balkan Savaşları’nda kaybedilen toprakları geri alma düşüncesiydi. Ayrıca Kafkasya’da ve yakın coğrafyada yeni toprak kazanımları elde etme çabası da vardı. Osmanlı savaş başlamadan önce itilaf devletleri ile birlikte saf tutmak istemişti ancak bu devletlerin nihai amacı Osmanlı’yı sömürgeleştirmek olduğu için Osmanlı’yı bir süre oyaladıktan sonra reddettiler.

4. Mondros Ateşkes Antlaşmasının maddelerini araştırınız.

  • Cevap:

1. Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının açılması ve Karadeniz’e serbestçe geçiş, Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının İtilaf Devletleri tarafından işgali
2. Türk sularındaki tüm torpil tarlaları ile torpido ve kovan yerleri, diğer engellerin yerleri gösterilecek ve bunları taramak veya kaldırmak için istenildiğinde yardım edilecektir.
3. Karadeniz’de bulunan torpil yerleri hakkındaki bilgiler verilecektir.
4. İtilaf Devletlerinin savaş esirleri ile Ermeni esirleri, tutukluları İstanbul’da toplanacak ve kayıtsız koşulsuz İtilaf Devletlerine teslim edilecektir.
5. Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli görülecek askeri kuvvetten başkası hemen terhis edilecek. (İşbu askeri kuvvetin sayısı durumu İtilaf Devletleri tarafından Osmanlı Devleti ile görüşüldükten sonra kararlaştırılacaktır.)
6. Osmanlı kara sularında güvenlik ve buna benzer konular için kullanılacak küçük gemiler dışında, Osmanlı sularında veya Osmanlı Devleti tarafından işgal edilen sularda bulunan bütün savaş gemileri teslim olunup Osmanlı liman veya limanlarında tutuklu bulundurulacaktır.
7. İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edici bir durum olduğunda herhangi bir strateji noktasını işgal hakkına sahip olacaklardır.
8. Bugün Osmanlı Devleti işgali altında bulunan bütün liman ve demiryollarından İtilaf Devletleri gemilerinin yararlanması ve İtilaf Devletleriyle savaş halinde bulunanlara karşı kapalı bulundurulması. Osmanlı Devleti gemileri de ticaret ve ordunun terhisi konusunda buna benzer koşullarda yararlanacaklardır.
9. İtilaf Devletleri, Osmanlı Devletine ait tersane ve limanlardaki bütün gemi onarım ve araçlarını kullanacaklardır.
10. Toros tünellerinin itilaf devletleri tarafından işgali
11. İran’ın kuzeybatı bölgesindeki Osmanlı Devleti kuvvetlerinin derhal savaştan önceki sınır gerisine çekilmesi konusunda önceden verilen emir uygulanacaktır. Kafkasya ötesinde önceleri Osmanlı kuvvetleri tarafından bir bölümü boşaltılan yerlerin geri kalan bölümü de İtilaf Devletleri tarafından yerinde incelenerek, istenirse boşaltılacaktır.
12. Hükümet haberleşmeleri dışındaki telsiz ve kablolar İtilaf Devletleri memurları tarafından denetlenecektir.
13. Denizciliğe, askerliğe ve ticarete ait maddelerin ve malzemelerin tahrip edilmesi önlenecektir.

12. Sınıf Mevsim Yayıncılık T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitabı Sayfa 11 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!