Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 515

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 515 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 515

Aşağıdaki metni okuyup soruları metne göre cevaplandırınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Hokkabaz ve Palyaçolar

(…)
Bir Ramazan esnasında ya Haşanın tiyatrosunda, ya Haşanın sırasındaki başka bir tiyatroda Avrupalı bir hokkabazın oyunlarından yalnız şunları hatırlıyorum: Işığı sönük bir sahnede ellerini birleştirerek bir perdenin üstünde her türlü hayvanın şeklini belirtiyordu. Sonra, sahnede, – O zamanlar elektrik olmadığı halde – ışık şelâleleri akıtmıştı. Bu, nasıl olmuştu?
Fakat asıl anlatmak istediğim hokkabaz, bir Fransız hokkabazın hüneridir. Veznecilerdeki tiyatroda perdesini açmıştı. Çocukluğumda, bir akşam, yanıma verdikleri bir uşakla ben de seyrine gitmiştim. Tiyatrodaki fıstıkçı ve gazozcuların halkın gürültüsüne karışan sesleri içinde oyun saati geldi. Fakat perde bir türlü açılmıyordu. Beş dakika, on dakika, onbeş dakika… İtirazlar, ıslıklar, ayak patırdıları kulakların zarını patlatacak hale gelmişti. Nihayet kırmızı perdenin ortası aralandı ve Avrupalı hokkabaz cenapları, elinde saati ile görünerek Fransızca bir şey söyledi. Ön taraftan bir ses de tercümesini yaptı: — Saatleriniz ileri gitmiş, oyuna daha beş dakika var diyor!
Herkeste bir hayret ve telâş. Saatini çıkaran çıkarana. Gözler hayretten asıl o zaman faltaşı gibi açıldı. Aman Yarabbi! Doğru! Bütün saatler bir çeyrek ileri gitmişti. Çoçukluğumda pek şaştığım bu gözbağcılığının sırrını çok sonra anlıyabildim. Herifçioğlu aynı zamanda ilüziyonist ve ispirtizmacı imiş. Herkese saatlerini bir çeyrek ileri göstermiş! Ama bunu nasıl yapmış? Erbabına sormalı, ben cevap veremem.
Fransız hokkabaz içeriye girip perdeyi açtırdıktan sonra çeşitli oyunlar göstermişti. Küçük kutulardan iri tavuklar çıkardı, kaybolan bir iskambil destesini -klasik oyun- ön sıradaki seyircilerden birinin cebinden! Sonra, silindir şapkasından da bir sürü acaip şeyler! Unuttuğum birtakım hayal ve hayalet oyunları da gösterdi. Bütün oyunlar bitip de herkes dağılırken, en fazla lakırdısı edilen, saat meselesi idi. Bu hokkabazlığa büyükler de küçükler gibi şaşmıştı.
At cambazhanesine gelince, yine bir Ramazan, babamla beraber bir locadan seyrettiğim Avrupalı bir cambazhane idi. Kızların atlar üzerindeki hünerlerinden ve havadaki perendebazlıklarından başka hatırladığım şudur:
İki palyaço, meydan yeni oyunlar için hazırlanırken, maskaralıklar ediyorlardı. Bir aralık, biri ötekinin ensesine bir tokat attı. Tokatı yiyen küserek oturdu. Dakikalar geçiyor, ortadaki hazırlık hala devam ediyordu. Derken, tokatı yiyen palyaço, beş dakika kadar sonra suratını buruşturarak ensesini tuttu ve sözde can acısı ile acaip bir ağlamadır tutturdu. Buna bütün tiyatroda gülmeyen kalmadı. O palyaço bugün nerede? Ağlaması ile de insanları güldürüyordu. Şimdi gülüneceğe bile zor gülüyoruz.

Halit Fahri Ozansoy, Eski İstanbul Ramazanları

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 515 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!