Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 415

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 415 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 415

Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Madam Bovary

Evin tuğla alnı caddeyle, daha doğrusu yolla bir hizadaydı. Kapının ardında, ufak yakalı bir palto, bir dizgin, kara meşinden bir kasket asılıydı; bir köşede de, yerde kuru çamurla kaplı bir çift çizme duruyordu. Sağda, büyük oda geliyordu; evin yiyip içtikleri, oturdukları odası. Üst başı soluk renkli çiçeklerden bir çelenkle süslü kanarya sarısı bir duvar kâğıdı, iyi gerilmemiş bezi üzerinde baştan başa titriyordu. Pencerelerde al şeritle çevrili beyaz pamuklu perdeler, çaprazlama toplanmıştı. Ocağın dar tablası üzerinde, gümüş kaplama iki şamdan arasında, söbe biçimi fanus içinde, Hippokrates başlı bir saat parıldıyordu.
Aralığın öbür yanında, Charles’in çalışma odası vardı; altı ayak kadar genişlikte ufak bir oda, bir masa, üç sandalye bir de yazıhane koltuğu. “Hekimlik Bilimleri Sözlüğü’nün yaprakları daha açılmamış ama, arka arkaya geçtiği satışlardan hayli yıpranmış ciltleri çam ağacından kitaplığı hemen hemen tek başlarına süslüyorlardı. Muayene sırasında hastalar duvarlardan küf kokusu duyarlardı; mutfaktan da hastaların öksürdükleri, bütün anlattıkları işitilirdi.
Bahçe ince uzundu; çardaklara sardırılmış kayısı ağaçlarıyla kaplı kerpiç duvarların arasından uzayıp gidiyordu. Ortada tahta bir ayaklık üzerinde kaygan taştan bir güneş saati vardı.
(…)
Emma odalara çıktı. îlki döşenmemişti. İkincisi karı kocanın yatak odasıydı. Al kumaşla çevrili yatak yuvası içinde maun bir karyola vardı. Alçak dolabın üzerine kavkılardan yapılmış bir kutu süslüyordu. Pencerenin yanında açılır kapanır bir yazı masasının üzerinde, bir sürahinin içinde beyaz ipekli şeritle bağlanmış bir demet portakal çiçeği duruyordu. Gelinçiçeği, öbürkünün! Emma ona bakıyordu. Char- les gördü, aldı, samanlığa götürdü.
(…)
Kısacası Charles mutluydu; dünyada hiçbir tasası yoktu. Baş başa bir yemek, akşamları anayolda bir gezinti, karısının saçlarına elini sürmesi, bir pencerenin sürgü koluna asılı hasır şapkasını görmesi, o güne dek zevk alabileceğini hiç düşünmediği daha birçok şeyler şimdi onun için kesintisiz bir mutluluk oluşturuyordu.
Emma onun gidişini görmek için, pencereye çıkıyordu. Arkasında bol sabahlığı, dirsekleri pencerenin kenarına bağlı, iki sardunya saksısı arasında duruyordu. Charles sokakta binek taşında mahmuzlarını takıyordu.
(…)
Charles atına binince bir öpücük yolluyordu; o da, el sallıyor, pencereyi kapatıyordu.
(…)
Gustave Flaubert

Kelime Dağarcığı:
kavkı: Kabuk. maun: Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras’ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju. söbe: Biçimi yumurta gibi olan, beyzi, oval.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 415 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!