Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Tarih Tuna Yayınları

9. Sınıf Tarih Tuna Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 119

9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Sayfa 119 Cevapları Tuna Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Tarih Tuna Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 119

Kağan Gök Tengri tarafından geniş yetkilerle donatılmasına ve her konuda son sözü söyleme yetkisine sahip olmasına rağmen devlet işlerinde danışmaya önem verirdi. Siyasi, hukuki, askerî, ekonomik ve toplumsal konular, kağanın başkanlık yaptığı kurultay denilen meclis toplantılarında görüşülüp karara bağlanırdı. Toy veya kengeş denilen kurultaya hatunun yanı sıra önde gelen devlet adamları ve boy beyleri katılırdı.

Asya Hun Devleti ve İç Asya’da kurulan diğer Türk devletlerinde kurultay toplantıları birinci, beşinci ve dokuzuncu aylarda olmak üzere yılda üç defa yapılırdı. Dokuzuncu ayda yapılan toplantıya başta hatun olmak üzere kağanın oğulları olan tiginler, üst düzey memurlar, ordu komutanları ve bağlı boylar katılırdı. Büyük kurultayda ordu teftişinin yanı sıra insan ve hayvan sayımı yapılır, ülke sorunları görüşülüp kararlar alınırdı. Kurultaya katılmak devlete bağlılık ve kağanın meşruiyetini onaylamak anlamına gelirdi. Toplantıda bulunmamak ise isyan ve itaatsizlik olarak görülürdü.

Türk devletlerinde kağanın en yakın yardımcısı eşi olan hatun idi. Devlet yönetiminde söz sahibi olan hatun devlet meclislerine katılır, elçi gönderme ve kabul törenlerinde bulunurdu. Gelecekteki kağanın annesi olacağı için hatunun tanınmış bir Türk boyundan gelmesine dikkat edilirdi.

İç Asya’da hüküm süren Türk devletlerinde kağana ülke yönetiminde yardımcı olan görevliler vardı. Bunların başında aygucı veya üge unvanıyla anılan devlet danışmanları gelirdi. Ayukıya (hükümet) başkanlık eden aygucının emrinde her biri farklı işlerden sorumlu, buyruk adı verilen bakanlar görev yapardı.

Cihanşümul nitelik taşıyan Türk devlet anlayışında kağan yalnızca ülkesini değil, dünyanın tamamını yönetme yetkisine sahip biri olarak görülürdü. Buna göre Tanrı’nın cihan hâkimiyetini Türklere verdiğine ve Türk kağanının sadece Türklerin değil, tüm milletlerin kağanı olduğuna inanılırdı. Kağanlar da “Kızıl Elma” adı verilen bu ülküyü gerçekleştirmeye çalışırlardı. Türklerdeki Kızıl Elma anlayışı, Orhun Kitabelerinde “Üstte gökyüzü, altta yağız yer, ikisinin arasında insanoğlu yaratılmıştır. İnsanoğlunun üzerine de (Tengri tarafından) Türk kağanları (Bumin ve İstemi) oturtulmuştur.” şeklinde ifade edilmişti.

Türk devletlerinde devletin merkezi doğuda bulunur ve kağan ülkesini buradan yönetirdi. Devletin batı kanadı ise yabgu unvanıyla kağanın kardeşlerinden biri tarafından yönetilirdi. Yabgu savaşa ve barışa karar verir, yabancı devletlerle antlaşmalar yapar, elçiler gönderip kabul edebilirdi (Görsel 4.15).

Türk devletlerinde ikili teşkilat adıyla bilinen yönetim organizasyonunun temeli, Türk töresinde var olan ülüş ilkesine dayanıyordu.

Dağıtma anlamına gelen üleştirme kelimesinden gelen ülüş, Türklerde ülkenin hanedan üyeleri arasında paylaştırılması sistemini ifade ediyordu.

Ülüş ilkesi gereğince Hunlar, Kök Türkler ve Uygurlarda ülke doğu-batı veya sağ-sol şeklinde ikiye ayrılırdı. Tahta çıkan hükümdar sağ ve soldaki önemli devlet mevkilerini yabgu, şad gibi unvanlarla anılacak olan oğulları ve kardeşleri arasında üleştirirdi. Geriye kalan görevlere ise boy beylerini tayin ederdi. Kağan; devlet görevleri için yaptığı paylaştırma işlemini orduda da yapar, askerî birliklerin başına hanedan üyeleri ve boy beyleri arasından seçtiği kişileri getirirdi.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Tarih Tuna Matbaacılık Ders Kitabı Sayfa 119 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry