10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 243 Cevapları Öğün Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğün Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 243
B. Uygulama
Oluşturduğunuz metni arkadaşlarınızla paylaşınız.
* Paylaştığınız metnin hukuki, ahlaki ve mesleki sorumluğunun bilincinde hareket etmeye özen gösteriniz.
- Cevap:
SÖZLÜ İLETİŞİM ÇALIŞMALARI
B. Uygulama
* Meddahla ilgili öğrendiklerinizi de dikkate alarak izlediğiniz bir meddah ve stand-up gösterisinden hareketle kısa bir meddah oyunu hazırlayıp sınıfta arkadaşlarınıza sununuz.
* İnternetten Karagöz oyunu videoları izleyiniz.
- Cevap: Ali Askar Ağa’nın Bursa Seyahati
Ali Askar (Acem) — Bana bah, Sururi Efendi. Davullar ki çalınır ne vardır gardaş? Düğün vardır.
Sururi— Valla bilmiyorum Ali Askar. Bir kere sorduralım. Garson!..
Garson (Bursalı göçmen) — Efendim?
Sururi— Bak davullar çalınıyor oğlum, şu nedir, öğreniver.
Garson— Efendi dayı, pınar başında pehlivan güreşi var da o nişten (için, o yüzden) çalıyorlar.
Sururi— Ali Askar, pehlivan güreşi varmış, pınar başında. İran’da pehlivan var mıdır ve İran halkının ne dereceye kadar pehlivanlığa merakı vardır?
Ali Askar — Sururi Efendi, sararaten yalan danışmaram. İran’da her kişi pehlivandır, hatta özüm de pehlivanam ha.
Sururi— Maşallah.
Ali Askar — Beli!..
Sururi— Öyleyse gidelim de seninle Türk aslanlarını seyredelim.
Ali Askar — Gidelim, men çok nice severem pehlivan güreşi.
Bir Ses — (Anlarlar.) Pınar başında.
Sururi— Ali Askar Ağa.
Ali Askar — Ne vardır, Hacı Sururi Efendi?
Sururi— Bak bu ufak pehlivanlara, bunlara deste güreşi derler.
Ali Askar — Beli, o destler Tehran’da da vardır.
Sururi— Hah, bak şimdi daha büyükleri çıktı. Bunlara küçük orta derler.
Ali Askar — Bilirem ağam, küçük ortayı da bilirem.
Sururi— Dikkat et, başpehlivanlar çıkıyor. Bak gördün mü, sarı pehlivanı, sarı bıyıklıyı?
Ali Askar — Görmüşem.
Sururi— O kim biliyor musun?
Ali Askar — Yoh, bilmirem.
Sururi— Ona meşhur, Mihaliçli Hasan pehlivan, derler. Onun daha kolunu bükecek, kainata kimse gelmemiştir. O karayağız olan da inkayalı İbram Pehlivan.
Ali Askar — Onlar pehlivandır?
Sururi — Elbette.
Ali Askar — Sururi Efendi, ne diyesen gardaş? Onlar çocuktur.
Sururi — Neler?
Ali Askar — Onlar.
Sururi — Yok canım çocuk olur mu? Yaptığın şeye bak Ali Askar, onlar hep en namdar pehlivanlardan.
Ali Askar — Sururi Efendi, o sarı bıyıklı pehlivanı gördün?
Sururi — Evet.
Ali Askar — Hasan Pehlivan, diyesen.
Sururi — Evet.
Ali Askar — O Tehran’a geldi.
Sururi — Ne vakit?
Ali Askar — Çok oldu.
Sururi — Eee?
Ali Askar — Şahın bi pehlivanı vardı, adına Hurşid-i MeIla diyeler.
Sururi — Eee?
Ali Askar — Günde on sekiz yüz kişi yener gardaşım(?) Hatta Şah ferman eyledi ki bu Hurşid-i MeIla ile Hasan Pehlivan üleşsin, meydana çıktılar, ellerini şaklattılar. Hasan Pehlivan’ın sekiz metre boyu vardı, yedi metre galınlığı vardı ha… Bu Hasan Pehlivan’a parmağın havale eyledi, bahırlar( bakarlar) Hasan Pehlivan yok. Semavata gitmiş. On yedi gün sonra telgraf geldi. “Hasan Pehlivan salimen Bandırma’ya vasıl olmuş.” diyeler.
Yahudi — Aşk olsun haci efendi. Maşallah be. Sizin memlekette artik otomobile, şimendüfere lazımlık kalmadı. Birisi Paris’e gidecek, çağır pelivani vursun parmağı. Birisi Londra’ya gidecek çağir pelivani vursun parmaği. Ama biraz dikkat et, yavaş yavaş vursun, belki ahrete götürür.
10. Sınıf Öğün Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 243 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.