11. Sınıf Ekoyay Yayınları Dil ve Anlatım Ders Kitabı Sayfa 71 Cevabı 2017 – 2018 Yeni Müfredat
11. Sınıf Ekoyay Yayınları Dil ve Anlatım Ders Kitabı Sayfa 71 Cevabı
1. Türk edebiyatında gezi türünde eser veren yazarlar ve bu türde yazılan eserler hakkında yaptığınız araştırmayı sununuz.
- Cevap: Gezi yazılarının tarihi çok eskidir. Seyahatnameler, yazarların sadece gezip görmek ihtiyacından doğmamıştır. Başka ülkelere yapılan yolculuklarla ilgili ilk gezi yazılarına örnek olmak üzere M.S. 448′de Hun hükümdarı Atilla’ya gönderilen elçilik heyetinde görevli tarihçi Priskosun eseri ile M.S. 568 de Kilikyalı Zemarkhos’un Göktürkler ülkesinde Bizans İmparatorluğu elçisi iken tuttuğu notları gösterebiliriz. İranlı şair ve din adamı Nasır Hüsrev’in hac maksadıyla yaptığı Mekke gezisini ve bu arada Mısır ve Anadolu’nun doğusunda gördüklerini anlatan ‘sefername’ adlı eserini de ilk gezi kitapları arasında sayabiliriz.
2. Yazar olsaydınız ve bir gezi yazısı yazmayı planlasaydınız nereyi yazmak isterdiniz? Düşüncelerinizi sebepleriyle söyleyiniz.
- Cevap: Bu soruyu sizin yorumlamanız gerekmektedir.
3. Gezilecek yerler hakkında yazılar okumanın ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
- Cevap:
- Gezilen yerlerin kültür ve tabiat zenginlikleri ,tarihi özellikleri ,yaşama biçimi hakkında bilgi ediniriz bu da ufkumuzu açar.
- seyahat ettiğimiz yerlerde yeni ve farklı bir insan topluluğuyla karşılaşırız. Bu yeni toplumun, dolayısıyla bu yeni kültürün insana, eşyaya, mekâna bakışını ve yaşam felsefelerini öğrenmiş oluruz.
- Gelenek, görenek, doğal güzellik, tarihi mekânlar bize yepyeni dünyaların kapısını açar.
- Biz eğer meraklı isek ve öğrenmeye açıksak gerçekten bu seyahatlerin bilgi-görgü arttırma açısından, kültürel açıdan büyük yararlar sağlayacaktır.
4. Bir yeri tanıtmak amacıyla hazırlanan broşürlerde yer alan bilgilerle gezi yazıları arasında ne gibi farklar vardır? Gezi yazılarını ilginç kılan özelliklerin neler olduğunu söyleyiniz.
- Cevap: Bir yeri tanıtmak amacıyla hazırlanan broşürlerde o yerle ilgili genel ve sınırlı bilgiler yer alırken gezi yazılarında yazarın gezip gördüğü yerlerle ilgili ayrıntılı bilgiler ve izlenimler yer alır.
Gezi yazılarında yazarın seçici davranarak aktardığı ilginç bilgiler, yazarının kişisel gözlem ve izlenimlerini edebi bir biçimde anlatması gezi yazılarını ilginç kılan özelliklerdendir.
5. “Finlandiya’da Uç Gün” adlı metinden alınan aşağıdaki paragrafta yazar, gördüklerini anlatırken nasıl bir tutum sergilemiştir? Gördüklerini bütün ayrıntılarıyla mı anlatmış yoksa seçici mi davranmıştır? Siz gezip gördüğünüz bir yeri başkasına anlatırken gezdiğiniz yerin hangi yönleri üzerinde durursunuz?
Temiz, geniş bir gardan geçtik. Burada kitap, gazete satan dükkânlar var. Baktım; yığın yığın, her dilden okunacak yapıt dolu. Demek bu küçük yerde bunların hepsi okunuyor! Büyük, temiz bir alana çıktık. Hemen oracıkta bulunan sosyete oteline girdik. Eşyamızı bıraktık. Helsinki’yi dolaşmaya çıktık. Bir bakışta anlaşılıyor. Yurdun yaşama ölçüsü, bütün anlamıyla pek yerinde. Ne çok yükseklik, zenginlik, kurum ne de çok gerilik, yoksulluk, sürünmek!
- Cevap: Finlandiya’da Üç Gün adlı metinde yazar gördüklerini öznel bir biçimde anlatmış, seçici davranmıştır
6. “Finlandiya’da Üç Gün”, “Erzurum” ve Serhad Beldesi” adlı metinlerden alınan aşağıdaki cümleleri bağlaşıklık ve bağdaşıklık bakımından inceleyiniz. Cümlelerdeki anlatım bozukluklarını bularak nedenlerini açıklayınız.
• Durmadan gülen, sinirsiz bir gök altında bütün toprak, ovalar, ağaçlar, sular, insanlar gülüyor. Yaşamak, burada bir tatlı düş gibi…
- Cevap:
• Yollarda yerine konulmamış bir tek taş, bir avuç toprak yok.
- Cevap:
• Bu toprak, üzerinde yaşanılan, yıprandırılan bir yere değil birisine gösterilmek, birisine beğendirilmek için düzeltilmiş bir canlı tabloya benziyor ya da özentili bir çocuğun düzgün dizilmiş ve sonra büyültülerek fotoğrafı çekilmiş oyuncakları…
- Cevap:
• Bunları beyaz önlükler giyinmiş, başlarına beyazlar sarmış kadınlar satıyor.
- Cevap:
• Bu kalabalık pazarda “Sürünmesin.”diye çekinilecek kimse yok.
- Cevap:
• Yüksekliği az, oya gibi kıvrılan yeşil kıyılardan on dakika uzakta minimini adalara küçük vapurlar işliyor.
- Cevap:
• Bu dağlar sadece adlarıyla memleketin bir köşesinde bir nevi “semavat rüyası kurmuş gibidirler.
- Cevap:
• Fakat kışın, tipi zamanı, her tarafa açık ve her tarafı çıplak olduğu için bütün karlar burada haşır ve neşir olurmuş.
- Cevap:
• Çatal sakallı, pembe yüzlü, ve geniş göğüsleri bir sürü nişanla pırıldayan Rus generalleri Paskeviç 1928’de oradan gelerek Erzurum’u almıştı.
- Cevap: