9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 209 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 209
Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.
OSMANCIK
(…)
Sözün tam burasında, ses Osman’dan ayrılıyor, yeniden Ede Balı oluyor: Ede Balı Osman’ı uyandırmaya, uyarmaya koyuluyor:
— Öyle insanlar için dünya, elbet, akla sığmayacak kadar büyüktür ve … daha öteleri ko bir yana … Bursa’yı bile geç, Karaca Hisar dahi, öyle insanlar için şu gördüğün yıldızların en yakınından da uzaktır.
Ama Osman henüz uyanmamış ve ne değişmiş ne de kendisi olabilmiştir. Bunun olması için sesin tam Ede Balı olması ve dalgınlık sisinin gözlerinden çekilip Ede Balı’yı görmesi gerekmektedir. Yapıyor Ede Balı bunu:
— Sen onlardansın.
Osman, işte bu paylayan sesle Osmancıklaşıyor, öfkeleniveriyor. Fakat karşı hamle daha atiktir ve pervasızdır:
— Öfkenle avunuyorsun. Gücünü, kuvvetini öfkelerinle avutuyor, çürütüyorsun. (…) Rum ve Germi- yan delikanlılarının senden korkuları yetiyor sana. Ömrünü harcıyorsun; Allah’ın emanetine ihanet ediyorsun. Sokakta, pazarda, düğünde, dernekte, avda, seyranda bir laf atışması, hoşuna gitmeyen bir davranış olmaya görsün, tokadın, sillen, kılıcın, kaman hazır. Üç beş Rum, birkaç Germiyanlı tepeledin yahut kaçırdın mı, yiğitsin gayrı… İşin tamam, için rahat. Çürüyorsun oysa.
Osman başını kaldırmış bakıyor. Öfke sendelemekte, yalpalamaktadır; ne yapacağını, ne diyeceğini bir türlü bulamıyor. Ve Ede Balı’yı, yıldızların isimsiz aydınlığında, hiçbir günün, hiçbir vaktinde görmediği kadar görüyor: Ede Balı’yı görüyor ama gördüğü kimdir, hatta nedir, bilemiyor.
O, sanki babası Ertuğrul’dur. Yok, ama babası değil babasından ve babasının gaza yoldaşl arından dinlediği, dedesi Süleyman Şah’dır; dedesinin babası Kaya Alp’dır ve birbirlerinin babası, Kızıl Bu- ğa’dır, Bayıntur’dur, Aykuluk’tur, Doğan’dır; kısacası Yafes’den Nuh’a kadar bütün ceddidir, der Ede Balı. Bütün ceddi, bu, yıldızların aydınlattığındadır. Ve bütün yörede çıt yoktur, bütün yöre ve Osman sadece bu sese kalmıştır:
— Hey Osmancık, yiğit yiğit, tek yiğit öfkesini yenendir; gücünü, kuvvetini, gönlünü, başını öfkesinden arındırandır; benliğinden sıyrılan kuldur.
Ve susuyor; artık konuşmayacakmış gibi, yokmuş gibi. Gerçekten de, Ede Balı artık orada değildir ve sanki, orada değildi; Osman’ın omuz başındaki bir gölge idi de onu düşüren ışık sönüvermişti; gölge yıldızların ötesine kaymıştı. sanki.
Şimdi, aşağıdan, dipsiz karanlığın altından uğultular gelmektedir. Ardındaki çamlık uğuldamaktadır. Ulupınar’ın yanındaki alevleri artık yoktur, o alevlerin aydınlattığı masal karaltıları eriyip gitmiştir. Yaylaktan köpek sesleri gelmektedir. Çok, çok uzaklardaki bir tepenin ardından, altın bir yay gibi bir hilal doğmuştur. Osman onu görüyor ve Osman onu, ikinci sefer tam başının üstünde görüyor: Bunca
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 209 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.