Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Uncategorized

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 96

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 96 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 96

1. Çevrenizde el emeği ile yapılan hangi işler vardır? Bu işleri gözlemleme fırsatınız oldu mu, olduysa düşüncelerinizi paylaşınız.

  • Cevap:

2. Bir hikâye yazacak olsanız hikâyenizde hangi temayı kullanmayı tercih ederdiniz? Niçin?

  • Cevap:

Vardolaya batırdığı iğneyi sinirli sinirli çekti geçirdi; iki kolu boyunca balmumuyla mumlanmış, ipe asılıp gerdi. Durdu; küçük bodur masanın üstünden gözleriyle çekici aradı. Tam karşısında, aralıksız hasır bir iskemleye çökmüş sarışın kalfa; dikişi bitirmiş, ağızları kapıyor, sarışın kalfanın yanı başındaki -kocaman kara ormandan saçlarını iple tutturmuş- öbür kalfa da yaldızlı taban astarlarını çirişliyordu. Her iki kalfasına da kaçamak kaçamak baktı. Ağzını az çarpıtıp yere tükürdü. Odanın tavanına yakın bir yerden içeri gün ışığı giriyordu. Doğrulamasına geliyor, odayı bıçakla kesilmiş gibi ikiye bölüp bodur masanın altındaki dörtköşe gaz tenekesinin kirli, kahverengi suyuna çarparak kırılıyordu. Yan bölmedeki pencere büyüktü. Uzağından deniz, cetvelle çizilmişçesine doğrulanmıştı. Pencerenin bir pervazından öbür pervazına minicik, insanın serçeparmağından da ufak, beyaz bir körfez vapuru geçiyordu. Sarışın kalfa elindeki sağ teki sol tekle değiştirdi, yenisini zorlanarak kalıbına oturttu. Usta boşalan çekici aldı, ağzına şişman çivilerden doldurdu, çakmaya başladı. Gün, büyük pencereye geldi: Usta işi bıraktı. Elindeki falçatanın tersiyle alnındaki terleri topladı, ayakları dibine silkeledi. Öbür iki kalfa daha bir süre başları işlerine eğik, çalıştılar. Usta, gıkı çıkmadan onları gözledi epeyi, sonra, “Acıkmadınız mı siz?” dedi. İki kalfa başlarını kaldırıp konuşmasız ustalarına baktılar, yine konuşmasız, sıcacık gülümsediler. O oldu, ustanın gözlerindeki oturgan kırmızılık azaldı; açıldı, duruldu. “Hadi” dedi, “gidin Emine de, doyurun karnınızı. Sorarsa, İbram Usta, çocuklar bu öğün de yesinler, bugün hafta başı, merak etmesin diyor dersiniz…”  İki kalfa yavaşça sandalyelerinden kalktılar, odadan çıktılar. Usta oturduğu yerden, onların alçak sesle konuşarak merdivenlerden indiklerini duydu. Sonra masanın sürgüsünü çekti, buruş buruş bir gazete parçasına sarılmış bir sokum ekmek çıkardı, masaya kodu. Eğildi ardından, döşemeye doğru çabuk çabuk seslendi: “İsmâl! Hey, İsmâl.” Aşağıdan karık bir ses yankı gibi karşıladı: “Buyur İbram Usta?” “Bir demli yapıver de çocukla gönderiver yukarı.” Kısa bir duraksınma oldu. “Peki!.” dedi karık bir ses. “Peki.. Şimdi!..” Çok sürmeden yalınayak başı kabak bir oğlancık, elinde bir askı, askının içinde kopkoyu çay dolu bir bardakla kapıdan girdi. Bardağı masaya kodu, ama gitmedi. Usta başını döndürdü, oğlana baktı, oğlan da ustaya. Çocuksu bir sıkıntıyı görünmez omuzlarında yüklenmişti. “İbram Usta. Ustam dedi ki. İbram Usta, çay paralarını ne zaman verecekmiş, diyor, bir sor dedi.” Ağırlığını bir ayağından öbürüne aktardı.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 96 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!