9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 313 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 313
11. Dil üzerinde titizliğimiz yalnız edebî eserlerle sınırlı kalıyor. Edebî olmayan eserlerde dilin düzgün olmasına lüzum var mı yok mu, çok defa düşünmüyoruz bile. Mesela bir bilim adamı ne demek istediğini bize iyi kötü anlatıyor mu, yetiyor. Cümlesinin düzgün, anlatışının rahat olmasına bakmıyoruz. Onun da bir edebiyatçı kadar dil üzerinde düşünmesi, hiç olmazsa yanlışlarla dolu bozuk bir dil kullanmaması gerektiğini aklımıza getirmiyoruz. Bu yazılar fen adamları tarafından yazılırsa sorumsuzluk büsbütün artıyor.
Bu şekilde düşünen bir yazarın aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenmez?
A) Başkalarının okuyacağı bir yazıyı yazarken o yazının bize ne türlü bir sorumluluk yüklediğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.
B) Bir takvim yaprağında, bir sokak ilanında, lokanta listelerinde kısacası her yerde dilin kullanımına özen göstermenin
bir külfet değil bir gereklilik olduğunu unutmamalıyız.
C) Binlerce insan tarafından okunacak bozuk bir cümlenin birçok kişinin aklını çelebileceğini göz önünde bulundurarak kalemimizi oynatırken dikkatli olmalıyız.
D) Yayılma alanı geniş olan edebî metinlerin halk üzerinde büyük etkileri olduğu gerçeğinden yola çıkarak yazılarımıza gereken özen ve dikkati göstermeliyiz.
E) Dili her zaman, her yerde, her şeyde kurallarına bağlı olarak kullanmak istesek bile çoğu zaman bunun mümkün olmadığı gerçeğini kabul etmeliyiz.
- Cevap:
12. Dilekçede — bir dil kullanılır; yanlış anlamalara neden olabilecek kapalı ifadelerden kaçınılır.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) öznel
B) bilimsel
C) açık
D) süslü
E) terimsel
- Cevap:
13. Aslında sanıldığının tersine, ben çok zor yazıyorum. Yani ben kolayca yazan bir adam değilim. Bütün boş zamanlarımı yazmakla geçirdiğim için, çok yazmamın nedeni odur. Ama ben kolay okutan bir yazarım. Onun için karıştırıyorlar birbirine. — Tam tersine bir yazı kolay ve rahat okunabiliyorsa, yazar o yazının veya o kitabın üzerinde çok çalışmış, çok yorulmuş demektir. Ben gerçekten çok yorulurum. Örneğin şurada bir öykü var. Bu öyküyü 1965 yılında kurmuşum. Ben onu ancak bir hafta önce yazabildim. Size şunu da söyleyeyim, romanlarımı beş altı kerede yazarım. Oyunlarımda ise on beş yirmi kez yazdıklarım olmuştur. Yani ben zannettiklerinin tersine, çok zor yazan bir yazarım.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdaki cümlelerin hangisi getirilmelidir?
A) Okuyucunun bir öyküyü kolay okuması demek onun sıradan bir okur olmaktan kurtulduğunu göstermez.
B) Yani bir yazının kolay okunması, o yazının kolay yazıldığını göstermez.
C) İyi bir yazı, roman ya da oyun yazmanın ciddiyetini anlayamıyorlar çoğu zaman.
D) Kolay okunmanın kolay yazmakla doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorlar.
E) Bir metni birkaç defa yazarak her seferinde değiştirmek zahmetli bir iştir diye düşünenler olabilir.
- Cevap:
14. “Dilekçe teslim edildikten sonra teslim alındığına dair bir belgenin istenmesinde fayda vardır( ) böylece dilekçenin kayıt altına alın- dığı( ) işleme konulduğu resmiyet kazanmış olur” cümlesindeki boş yay ayraçlarla gösterilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A) (.) (;)
B) (,) (;)
C) (,) (,)
D) (;) (,)
E) (-) (-)
- Cevap:
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 313 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.