9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 175 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 175
19. Akşam yaklaştığı için aşağıdan doğru derenin uğultusu daha çok duyuluyordu. Kalkıp yürümeye başladık. Ayvalık’ın karşısındaki Cunda Adası’nın alçak tepeleri, Kazdağı oralara siper olmadığı için, hâlâ güneşin kırmızı ışıkları içinde yanıyor; biraz daha arkada Midilli’nin o taraflara kadar uzanan kollarına karışıyordu. Rüzgâr çamların dallarında uğulduyor, önümde giden Hacer kızın eteklerini ve ince örülü saçlarını öne doğru savuruyordu. Saatlerce beraber geldiğimiz bu kızın ne kadar güzel, ne kadar âhenkli bir yürüyüşü olduğunu ilk defa fark ediyordum: Olgun bir buğday tarlasında ilerli- yormuş gibi hafifçe dizlerini kaldırarak başını ileri geri sallayarak adım atıyor; çimenlerin ve renk renk çiçeklerin üstüne çıplak ayaklarıyla basarken vücudunun ağırlığı olmadığı hissini veriyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez?
A) Mecazlı söyleyiş vardır.
B) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
C) Sıfatlara yer verilmiştir.
D) İkileme kullanılmıştır.
E) Karşılaştırmalardan yararlanılmıştır.
- Cevap:
20. Bugünün romancısı, eserinin konusunu toplum hayatından seçer. Kişileri, yaşayan birer insan olarak ele alır. Onları, belirli bir zaman içinde, tanıdığımız bir yerin adamı olarak okuyucuya sunar. Ele aldığı kahramanın çevresini, aile durumunu, yaşayışını, davranışını, sevgilerini, tutkularını, serüvenlerini bütün özellikleriyle bize tanıtır. Öyle ki romanı okuyunca, bunları daha önce görmüş ve tanımış gibi oluruz. Daha doğrusu romanda kendimizi buluruz. Romancıdan — değil — olduğu gibi yansıtmasını isteriz.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki- lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) duyguları-düşünceleri
B) kurguları-gerçekleri
C) olağanüstü hâlleri-kurguları
D) düşünceleri-kurguları
E) gerçekleri- sıradışı olayları
- Cevap:
21. Romancı, yaşantılarından aldığı izlenimleri yapıtına yerleştirir. Olaylar belirli bir zaman içerisinde geçerken, insanın dıştan görünmeyen yanları, ayrıntılı bir biçimde ortaya konulur. Çevremizdeki insanları biz dıştan görürüz. Romanda ise iç görünüş önemlidir. Romancı, yapıtını sanata bağlı bir görüşle işlerken, etkilendiği olaylardan bir seçme, bir kompozisyon yapar.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada altı çizili ifadelerde anlatılmak istenenle aynı doğrultudadır?
A) Roman yazmanın amacı gerçeği anlatmak olmalıdır. Gücünü ve etkisini gerçekten almayan roman, boş bir gevezelikten başka bir anlam taşımaz. Roman kurmaca dünyasına ne kadar yaklaşırsa o kadar etkisini yitirir.
B) Roman, hayatı kendine konu edinmeli; insanı bütün olarak yakalamalıdır. En büyük romanlar insan ruhunun gizli kalan sırlarını en çok açığa vurabilmiş olanlar arasındadır. Bunun için romanın gücü insanın içinde gizlenen insanı bulup çıkarmak, göstermek ve tanıtmak olmalıdır.
C) Bir romanın üslubu o romanın roman olabilmesi için ilk anayasadır. Roman üslubu daima yumuşak olmalıdır. Roman için seçilen üslup; olayların akışına, tasarlanan havaya ve betimlenen ortamın gereklerine boyun eğmelidir.
D) Roman yazarları aynı zamanda topluma ışık tutan aydınlardır. Toplumdaki sorunlara eğilmeyen, sosyal düzensizlikleri fark ettirmeyen bir roman eksik kalır. Romancılar yaşadıkları toplumun bir parçası oldukları için ister istemez toplumun her yönü romana yansıyacaktır.
E) Her roman yazarından izler taşır. Çünkü her romancı eserindeki kişilerde, onların yaşamlarında bir parça da olsa kendisini görmek, yaşadıklarına dışardan bakmak ister. Doğrusu da budur. Yazarından uzak düşen romanlar zaten başarıyı yakalayamazlar.
- Cevap:
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 175 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
