9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 163 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 163
– Bektaş, sizde de biraz buğday var mı? – Çok az, pek az bir şey, dedi çocuk. – Hadi, git getir onu. – Yoo Tolgonay teyze, lütfen siz kendiniz gidip alın. Ayşe o günlerde pek iyi değildi. Bir keçe üzerine oturmuş, beline kalın bir şal dolamıştı. – Ayşe, buraya, herkesin yaptığı fedakârlığı senden de istemeye, vereceğin buğdayı almaya geldim, dedim. – Elimizde avucumuzda ne varsa işte orada, diye bana sobanın arkasında duran bir çuvalı gösterdi. – Neyin varsa ver Ayşe, yemek-yutmak için istemiyorum bunu, tarlaya ekmek için istiyorum. Tarla hazır, ekilmeyi bekliyor. Hadi Ayşe, ne olur beni geciktirme. Dudaklarını sıktı, başını eğdi ve hiçbir şey söylemeden öylece durdu. Lânet olası o kıtlık ne hallere düşürüyordu insanları! – İyi düşün Ayşe, orada bulunan buğday sana kaç gün yeter? On gün, bilemedin on beş gün. Sonra kış gelecek, bahar gelecek… düşün. Ben bu buğdayı oğlun için istiyorum, kendisi de dışarıda arabayla bekliyor. Gözlerini bana çevirdi ve yüzüme yalvarırcasına baktı: – Eğer verecek bir şeyim olsaydı vermez miydim? Beni bilirsin Tolgonay, senin komşunum. Az daha yalvarmasına, o acıklı haline dayanamayacaktım. Ama kendimi çabuk toparladım: – Seninle komşun olarak değil, ekip başı olarak konuşuyorum Ayşe. O çuvaldaki buğdayı halk adına istiyorum, halk için alacağım. Kalktım ve çuvalı aldım. Ayşe bakışını başka tarafa çevirdi. Çuvalda yedi kilo has buğday vardı. Hepsini almak istedim ama gönlüm elvermedi. Yarısını elimdeki kovaya boşalttım ve sonra ona: – Görüyorsun ya Ayşe, yalnız yarısını aldım, bana darılma, dedim. Bana döndü. Gözlerinden akan yaşlar çenesine kadar süzülüyordu. Ah, ah! Keşki o çuvalı hiç açmadan yerinde bıraksaydım. Ne bilirdim sonunun ne olacağını? (…) Tolgonay, çuvalı tarlaya gönderir ama ne yazık ki tohumluklar çalınır. Bir süre sonra Maysalbek’in şehit olduğu, Caynak’ın da savaşta kaybolduğu haberi gelir. Tolgonay’ın acısı giderek katlanmaktadır. Tolgonay; gencecik, hayat dolu, güzel bir kız olan Aliman için de üzülür. Onun, mutluluğu sonuna kadar hak ettiğini düşünür.. Bütün bu olaylardan sonra bir çoban, sürüsünü otlatmak için köye gelir. Alimanla çoban arasında bir yakınlık başlar. Tolgonay, bundan şüphelenir ama gelinine hiçbir şey söylemez. Çünkü kendisi için önemli olan, gelininin mutluluğudur. Daha sonra Aliman, çobandan hamile kalır. Tolgonay sonuna kadar gelinine yardımcı olmak ister; ona hiç kimsenin laf söylemesine izin vermez. Sonunda Aliman karlı bir kış gününde doğum yapar ama doğum sırasında ölür. Canbolat adı verilen bu bebek, Tolgonay için yaşam kaynağı olmuştur. Onu kendi evladı gibi büyütür. Canbolat 12 yaşına gelir. Bektaş’ın yanında biçerdöver öğrenmeye başlar. Tolgonay, Canbolata gerçek babasının Kasım olmadığını nasıl anlatacağını düşünüp durur. Eser, Tolgonay’ın Toprak Anayla konuşmasıyla son bulur.
- Cevap:
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 163 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Insta
Dil Bilgisi
?????
?
? Snxnxnxn