9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 321 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 321
Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Alıntı metnin aslına sadık kalınmıştır.)
DOĞAN HIZLAN
Bir ödül var. Adı da çok ilginç: “Kırklar Ödülü” (yüz yılda belki bir kez daha verilebilir). Kırk sanat ve kültür adamının bir araya gelerek ona verdiği ödül önümüzdeki günlerde açıklanacak. Evet, Doğan Hızlan hem 1950 kuşağının bir üyesi, hem de yüz yılda “belki bir kez daha rastlanabilen” bir kişi.
1950 edebiyat kuşağının bugün 50-60 yaşlarında olan üyelerinin sanat ortamında hemen hiçbir zaman iktidara gelmediği, daha doğrusu sanatı yöneltecek duruma yükselemediği söylenir. Bu yargının doğru yanları var. Ama Doğan Hızlan hariç. Doğan, böyle bir yargıyı hiçleyen bir gerçek olarak ortada. Yok, yok, yaşayan bütün kuşakların üyesi gibi göründü o. Ama bu bizim kuşağımızın ortak tavrı da değil mi? Ne olursa olsun, Doğan Hızlan sadece kendi kuşağını değil, bütün bir edebiyat-sanat patrimuanını savunmak, ileri sürmek, göz önüne sermek işlevini cesaretle üstlendi. Böyle geniş bakış ve devinim alanı da ona demokrat bir yapı kazandırdı.
Edebiyatımızın hem anası, hem babası oldu.
Cumhuriyet’te, özellikle de Hürriyet’te kazandığı üst yönetim konumunda kuşağını seve seve kuşak duygusunu aştı. Editörlüğün bir çokbakışlılık olduğunu zaten hemen daha baştan anlamıştı. Altın Kitaplar ve Yeni Edebiyat serüveninde bunun ilk uygulamalarını yapma olanağı da buldu.
(…)
Küçük ödünler vererek cezalandırır. Böylece de öç alma duygusunu lüks bir biçimde yitirme tadına ulaşır. Yanlış anlaşılma lüksü de vardır.
Peter Ustinov’un biraz daha zekisi. Kibrit bile çakmak istemeyen iyi kalpli Neron. Tören adamı. Zeytinyağlılar ve güllaç. Yalan söyler kimi zaman, ama sizin yalanlarınıza da her zaman sahip çıkar. Sözgelimi Nil kıyısında villa almışsın deseniz, inanır buna ve tartışmaya başlar: Hangi kıyısında, yanında ne var?
Kalem meraklısı. 1.234 kalemi vardır.
Bir dostu onu şöyle tanımlıyor: Soğan gibidir, tat ve vitamin yönünden çok iyi; ama yiyenin gözlerini yaşartır.
Bir sürü teyze ve bir anne arasında büyüdü. Bu yönüyle hâlâ ilkokul duyarlığı içinde de. Müsamereci yanını hep diri tuttu. Papyonunda 23 Nisana, pantolon askısında Lale devrine sağlam göndermeler var. Kurtarıcı bir sinizm.
Kimseye kızamaz. Kimse de ona.
Ud çalar. Klasik Türk müziğinin ustasıdır. Ama Klasik Batı müziği hastasıdır da. Bu onun eleştirmen olarak en iyi açıklayıcısıdır. Sadece kuşaklararası değil, sanatlararası dost.
Kötü sayılmayan niyetin sonucu: îyi sonuç!
Doğan Hızlanın bir getto’su, kendi kurduğu küçük bir köyü de var. Orada daha sinirli, daha sevecen, daha haklı, daha haksız, daha gerçekçi, daha gerçek dışı, daha Doğan Hızlan…
Yine de asıl Doğan Hızlan bu ikisinin ortalamasıdır. Hatta, geniş dünya, yaygın sanat ilişkilerinde, diyorum.
“Bu ikisinin” dedim, ne ikisi?
Şemsiyesini, Nil kıyısında (villası varmış ya) harmaniye olarak kullanıyor.
19 Haziran 1988
Cemal Süreya, 99 Yüz/İzdüşümler-Söz Senaryosu, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2010.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 321 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.