9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 172 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 172
Aşağıdaki metni okuyup soruları cevaplayınız.
HER MASALIN BAŞI
Bizim de bir masal dünyamız var, uçsuz bucaksız bir dünya bu! Keloğlan’ı da içine alır, Köroğlu’nu da peri kızını da içine alır, dev anasını da seni de içine alır; beni gene de bir fındık kabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz. Hani, şu masal dünyasını bir dönüp dolanayım diye demir çarık, demir asa yola düşseniz dere, tepe düz, altı ayla bir güz gitseniz, bir arpa boyu yol gidersiniz ancak! İyisi mi gelin derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi geçerek; lale, sümbül derleyip soğuk sular içerek; daha da yorulursanız Hızır’ın atına binerek bir tandır başına götüreyim sizi. Vay, ne masallar, ne masallar var orada; makas kesmedik, iğne batmadık masallar! Oturup bunları dinlemekle kalkıp şu dünyayı dolaşmak bir bence!… Öyle ya, masal deyip geçmeyin; kökleri vardır geçmişte, dayanır durur dağ gibi!. Dalları var üstümüzde; yeşerir gider, bağ gibi!. Ama anlatılacağı gibi anlatılırsa. Zira asıl tadı anlatılışındadır bunların hele masal ağzıyla iki tekerleyip bir yuvarlamasını bilen masal ustalarından dinlenirse tadına doyum olmaz doğrusu. Ha, işte bu niyetle sizi bir tandır başına götüreyim dedim ama bir yer bulabilirsek ne mutlu! Çünkü Allah’ın kışı, tandırın başı olur da kim gelmez. Çağrılan da gelir, çağrılmayan da haylanan da gelir, huylanan da ahlanan da gelir, ohlanan da. Kambur Ese de gelir, Sarı Köse de hasılı, seyrek basandan sık dokuyana, bir taşla iki kuş vurandan her yumurtaya bir kulp takana kadar kim var, kim yok, sırtı bütün, karnı tok. Cümlesi gelir, toplanır ama masalcıbaşıya masala başlatmak kolay mı? Mübarek, kendini naza çektikçe çeker, onu söyletmek için her biri bir dereden su getirmeye başlar. Kimi yukarıdan atıp aşağıdan tutar, kimi ağzını yumup dilini yutar; kimi ince eğirip sık dokur, kimi süt dökmüş kedi gibi oturur; kimi akıntıya kürek çeker, kiminin kırdığı ceviz kırkı geçer; daha daha bir yığın maval, martaval derken masalcımızın çenesi açılır, gayri öyle bir dizip koşar ki ağzından bal akar, dili de kaymak çalar balın üstüne!
İmdi, kalem benim, söz onun; nokta benim, harf onun; okuyun okuyabildiğiniz kadar. Okudukça gönlünüz gül olup açılacak, diliniz de bülbül olup şakıyacak!.
(Düzenlenmiştir.)
Eflatun Cem Güney, Nar Tanesi, Doğan Kardeş Yayınları, İstanbul, 1945.
1. Eflatun Cem Güney, masallarla “fındık kabuğunun içine sığan ama yedi dünyaya sığmayan” bir tecrübeyi çocuklara anlatmaktadır. Sonsuz bir hayale davet etmektedir çocukları. Günümüz fantastik eser yazarlarının anlatımıyla yukarıdaki anlatımı karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz? Açıklayınız.
- Cevap: Masal ile fantastik eserler iki farklı kültürün ürünleridir. Kullanılan dil okuyucuyu şaşırtan ama rahatsız etmeyen bir dildir.
2. Metinden hareketle “Masalcı Babayı küçük kardeşinize tanıtan iki cümle yazınız.
- Cevap: Hayata masal tadı veren baba kadar şefkatli ve çalışkandır ve sadece Anadolu insanının masalını anlatmıştır.
3. Eflatun Cem Güney, masal üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı “Masalcı Baba” adıyla anılmaktadır. Yazarın kişiliği ile seçtiği anlatım arasında bir bağ olup olmadığını gerekçesiyle birlikte yazınız.
- Cevap: Anlatım ile kişiliği arasında önemli bir bağ vardır. Çünkü yönergede hem masal derlediği hem de masal yazdığı bilgisi verilmiştir.
4. Eflatun Cem Güney gibi derlediğiniz ve yazdığınız masallarla tanınmak ister miydiniz? Gerekçeleriyle yazınız.
- Cevap: Evet, isterdim. Çünkü çok güzel bir lakabı var. Çünkü çok tatlı bir dili var vb. Hayır, istemezdim çünkü masallardan pek hoşlanmam. Çünkü masal biraz eski moda vb.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 172 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.