9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 127 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 127
Bin bir Gece Masalları’ ndan alınan aşağıdaki masalı okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
ŞAH SİNBAD’IN ŞAHİNİ
Bir zamanlar Fars şahlarının içinde eğlenceye, bahçelerde gezmeye ve her türlü ava çok meraklı bir şah varmış. Onun kendi eliyle yetiştirdiği ve gece gündüz terk etmeyip bileğinde tünettiği bir de şahini varmış; ava gittiği zaman onu birlikte götürür, boynuna astığı ufak bir altın tastan su içmesini sağlarmış.
Bir gün sarayında otururken kuşların bakımıyla ilgilenen görevli çıkagelmiş ve ona, “Ey yüzyılların şahı, sanırım ava gitmenin tam zamanı!” demiş. Bunun üzerine şah hazırlıklara başlamış, şahini de eline almış, yola çıkılmış; av ağlarının gerili bulunduğu küçük bir vadiye gelinmiş. Birdenbire ağa bir ceylan düşmüş. Bunu gören şah, “Kim bu ceylanın kendi yanına yaklaştığını görür ve kaçırırsa onu öldürürüm!” demiş. Görevliler ağı yavaş yavaş çekerek ceylanı şaha yaklaştırmışlar.
Ceylan ön ayaklarını göğsüne yaslayarak yere dayayıp arka ayakları üzerinde dikilerek sanki şahın önündeki yeri öpmek ister gibi durmuş. Bunun üzerine şah, eğilerek ceylanı ürkütmek için ellerini çırpmış; ceylan da şahın başı üstünden sıçrayarak uzaklara doğru koşmaya başlamış. Şah, maiyetine dönüp baktığında birbirlerine göz kırpmakta olduklarını görmüş ve vezirine, “Bu askerlere ne oluyor, böyle göz kırpıp duruyorlar?” diye sormuş; Vezir de “Sizin ceylanı kaçıranı öldüreceğinize dair ettiğiniz yemini hatırlatıyorlar birbirlerine!” yanıtını vermiş. Şah da “Doğru! Öyleyse bu ceylanı izleyip yakalamamız gerek!” diyerek ceylanın izi üzerinde at sürmüş; şahin, ceylanı şaşırtmış; şah da attan inip onu kesip hayvanın terkisine bağlamış. O sırada sıcak bastırmış; bulundukları yer, kurak ve susuzmuş. Şah da atı da susamışlar. Şah oracıkta gövdesinden yağ gibi koyu bir su akan bir ağaç görmüş. Elleri deri eldivenlerle kaplı olan şah, şahinin boynundan tası alıp onu bu suyla doldurmuş ve kuşun önüne koymuş; ama kuş pençe vurarak tası devirmiş. Şah tası ikinci kez doldurmuş ve kuşun susamış olduğunu düşündüğünden bir kez daha onun önüne koymuş; ancak şahin ikinci kez pençe vurup tası devirmiş.
Şah kuşa içerlemiş ama yine de tası üçüncü kez doldurarak bu kez ata su vermek istemiş; şahin kanadını çarparak tası tekrar devirmiş. Bunu gören şah, “Allah belanı versin uğursuz kuş!” diye haykırmış, “Benim içmemi engelledin; kendini de mahrum ettin, atı da” demiş; şahinin kanadını kesmiş. Şahin de başını kaldırmış ve hareketleriyle âdeta, “Bak ağaçta ne var!” demek istemiş. Şah, başını kaldırınca ağacın üzerinde bir yılan görmüş; ağaçtan süzülen de onun zehri imiş. Bunu anlayan şah, şahinin kanatlarını kestiğine pişman olmuş. Sonra kalkıp atına binmiş, birlikte ceylanı alıp götürmüş ve sarayına ulaşmış. Ceylanı aşçıya vermiş ve “Al şunu pişir.” demiş. Sonra da kolunun üzerinde şahinle tahtına oturmuş ancak pek az zaman sonra şahin bir kez hıçkırdıktan sonra ölmüş. Şah, şahinin ölümüne çok üzülmüş.
(Düzenlenmiştir.)
Binbir Gece Masalları, Afa Yayınları, İstanbul, 1992.
(Hazırlayan: Attila Birkiye)
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 127 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.