9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Sayfa 166 Cevapları Tuna Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Tarih Tuna Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 166
Me’mûn 830 yılında çıktığı Bizans Seferi sırasında topladığı kitapları Beytü’l-Hikmede İslam âlimlerinin kullanımına sundu. Halife bu kültür hamlesini ülke içinden ve komşu ülkelerden başka kitaplar getirterek devam ettirdi. Böylece Beytü’l-Hikme Orta Çağ’ın en zengin kütüphanesi olmanın yanı sıra tercümelerin ve özellikle pozitif ilimlerle ilgili araştırmaların yapıldığı bir merkez hâline geldi. Burada kitapların korunduğu odalar dışında mütercimler, onların emrinde çalışan kâtipler, yazılan kitapları çoğaltan müs- tensihler ve kitapları ciltleyen mücellitlerin odaları ile bir de okuma salonu bulunuyordu. Beytü’l-Hikme “sâhib-ü Beytü’l-Hikme” unvanını taşıyan müdür tarafından yönetiliyordu.
Müslüman âlimlerin 750 yılında başlayan ve 900 yılına kadar süren tercüme faaliyetleri sırasında astronomi, matematik, tıp ve felsefeyle ilgili eserler Arapçaya çevrildi. Bu sayede İlk Çağ’a ait klasik eserlerden pek çoğunun bugüne gelebilmesi sağlandı.
b. Kütüphaneler
İslam dünyasında kütüphanelerin temeli aynı zamanda birer okul olan mescitlerde muhafaza edilen kitaplarla atıldı. Bunun yanı sıra bazı âlimlerin evlerinde de çok sayıda kitaptan oluşan kütüphaneler vardı. Halifeler, vezirler, yüksek devlet görevlileri ve halktan zengin kişiler de kendi özel kütüphanelerini kuruyorlardı. Bu tür kütüphanelerin sayısı 794 yılında Bağdat’ta bir kâğıt imalathanesinin kurulmasıyla birlikte daha da arttı. Örneğin Selçuklu veziri Nizâmülmülk Bağdat’ta Nizamiye adıyla bir medrese ve kütüphane kurdu. Onu genellikle kurucularının adlarıyla anılan başka kütüphaneler izledi.
İslam dünyasında kitap biriktirme merakının güçlü olduğu merkezlerden biri de Kurtuba idi. Endülüs Emevi halifelerinden II. Hakem, sarayında 400 bin ciltlik büyük bir kütüphane kurmuş ve Bağdat, Şam, Kahire, Konstantiniye, İskenderiye gibi kültür merkezlerine kitap uzmanları göndererek kütüphanesini zenginleştirmişti. Endülüs’te bu büyük kütüphane dışında çok sayıda özel kitaplık da vardı. Müslümanların yanı sıra Yahudi ve Hristiyanlara da açık olan kütüphaneler bilgi alışverişinin yapıldığı birer yüksek okul durumundaydı. Endülüs Müslümanlarının ilme verdikleri değerin bir diğer göstergesi Kurtuba’daki kitap çarşısının şehrin en hareketli yerlerinden biri olmasıydı.
c. Camiler
İslam medeniyetinde eğitim öğretim faaliyetleri Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke’de bir sahabinin evinde toplanan ilk Müslümanlara Kur’an-ı Kerim ayetlerini öğretmesiyle başladı. Hz. Peygamber eğitim öğretim faaliyetini hicretten sonra Medine’de de sürdürerek ibadet yeri olan Mescid-i Nebevî’yi aynı zamanda bir okul hâline getirdi. Burada her yaştan insana Kur’an’ı ve İslam’ın esaslarını öğreterek onlara mescidin sofasında toplanan dostlar anlamında “Eshâb-ı Suffe” adını verdi. Suffede (Görsel 5.30) ders veren muallimler bu iş için ücret almadılar. Buraya devam edenlerin masrafları zengin Müslümanlar tarafından karşılandı. Böylece İslam dünyasında mescitlerin ve camilerin ibadetin yanı sıra eğitim öğretim amacıyla da kullanılması geleneği başladı. Diğer yandan bu uygulama ileride kurulacak eğitim müesseselerine ve vakıflarına model oldu.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Tarih Tuna Matbaacılık Ders Kitabı Sayfa 166 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.