Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı 2. Ünite Hikaye Ünite Ölçme ve Değerlendirme Çalışmaları Cevapları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Meb Yayınları 2. Ünite Hikaye  Sayfa 64, 65, 66, 67, 68 Ölçme ve Değerlendirme Çalışmaları Soruları ve Cevapları

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı 2. Ünite Hikaye Ünite Ölçme ve Değerlendirme Çalışmaları Cevapları

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 64 Cevabı

1-5. soruları Halide Edip Adıvar’ın Millî Mücadele yıllarına ait Himmet Çocuk adlı hikâyesinden alınan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Elvanlar’da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezilişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı. Onun için kimse Uşak’a kadar gelmek istemiyordu. Parayı ne yapacaklardı? Ne alırdı ki? Yalnız zayıf yüzlü bir ihtiyar, halsiz bir sesle, “Ben İnay’a kadar yolu biliyorum. Fakat beni Uşak’a götürürseniz ve bana orada bir okka tuz verirseniz gelirim,” dedi.
Akşam karanlığı basarken kamyon mırıldanarak, homurdanarak Anadolu’nun ıssız, yolsuz çöllerine daldı.

Kamyonda İstanbul gazetecileri vardı. Düşmanın bir benzeri olmayan zulümlerinin külleri ve facia sahnesi üstünde inceleme yapacaklar, ben cephenin, düşmanın zulüm raporunu hazırlarken onlar da ajansla Türk’ün felaketini dünyaya bildireceklerdi. Anadolu’da hâkim, insan değil tabiattır. Kuytu ormanlar, batak ovalar, sarp keskin yokuşlar, sonra karanlık kımıldıyormuş gibi insanı keserek, dondurarak esen acı rüzgârın ortasından bin bir zahmetle bilmem kaç saat geçti.
(…)
Biraz sonra sağda, bir kaya kovuğunda kızıl bir alevin önünde ısınan iki haki gölgenin kımıldandığını gördüm. Karanlık dereye, kurşuni yangın harabesi önce yamaca vuran biricik ışık, bu ateşin ve kamyonun yürüyen iki göze benzeyen fenerleriydi. Köprünün önünde şoför kocaman, miskin makineyi durdurmaya çalışırken önünde birkaç karaltı kımıldadı. Sonra ışığın beyazlandığı taşlı yolda siyah cübbeli, beyaz sarıklı, siyah sakallı bir adam, arkasındaki, henüz ışığın sınırına giremeyen karaltı arkadaşlarından ayrıldı. Hiç unutamayacağım açık bir sesle, “Halide Onbaşı, sizi biz İney istasyonunda bekliyorduk,” dedi.
“Geleceğimizi nereden biliyordunuz?”
“İstasyonda biliyorlar. Soruşturma heyeti gelecek, dediler.”

1. Himmet Çocuk adlı hikâyenin bu bölümünden nasıl bir olay örgüsü çıkarılabilir?

  • Cevap

➜ Elvanlar Köyünde yanlarına aldıkları kılavuz
➜ İstanbul gazetecilerinin Yunan ordusunun yaptıklarını incelemek için İney’e gelmeleri
➜ Gazetecilerin soruları
➜ Halide Onbaşıyla karşılaşma
➜ Halide Onbaşının halkın içinde bulunduğu durumu anlatışı

2. Hikâyenin bu bölümündeki olayın geçtiği yerin özellikleriyle ilgili neler söylenebilir?

  • Cevap: Hikayenin bu bölümü Elvanlar Köyü’nde geçmektedir, Elvanlar köyünün bir kısmı yanmış ve perişan haldedir. Köydeki insanlar aç, yoksul ve ümitsizdir. 

3. Hikâyeye yeni bir kahraman eklense kahramanın özellikleri neler olabilir? Değerlendiriniz.

  • Cevap: Hikayeye yeni bir kahraman eklense   bu kahramanın bu kadar olumsuzluk, yoksulluk ve ümitsizlik içinde mücadeleyi asla elden bırakmayan, azimli,  cesur,  inançlı, vatansever gibi özelliklere sahip olması gerekir.

4. Metinden yola çıkılarak Anadolu’nun geçmişteki ve günümüzdeki durumuyla ilgili hangi çıkarımlarda bulunulabilir?

  • Cevap: Geçmişte Milli Mücadele yıllarında Anadolu ve Anadolu insanı çok zor koşullar altında mücadele veriyorlardı. Yoksulluk ve çaresizlik içindeydiler. Günümüzde ise Anadolu birçok yönden gelişmiş durumdadır.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 65 Cevabı

5. Elvanlar’da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezilişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı.
Bu paragrafta bulunan isimlerin özellikleri hakkında neler söylenebilir?

  • Cevap:  
➜ Elvanlar: özel isim
➜ kılavuz, köy, gözler, canavar, gürültü: cins isim
➜ kılavuz, köy,  canavar, gürültü…: tekil isim
➜ gözler, ihtimaller: çoğul isim
➜ kılavuz, köy, gözler, gürültü: somut isim
➜ ruh, felaket, ümitsizlik, ilgisizlik: soyut isim

6. Tablodaki metinlerde kullanılan anlatım tekniklerini belirleyerek ilgili yerlere yazınız.

Büyükçe lambamız misafirin yanında. Başka lambamız da yok. Babam, mutfakta kullandığımız idare kandili ile çalışabilecek mi? Ben suçluyum, babam da hiç sesini çıkarmıyor. “Ben sana söyledim, benim sözümü dinlemedin” dese, ben de “Evet, suç bendedir!” desem, yahut yalnızca “Suç benimdir, senin sözünü dinlemedim” diyebilsem, gidip rahat yatacağım.
Memduh Şevket Esendal, Ana Baba
— İyice yorulmuşsun.
— Ehh!
— Bu taraflarda mı oturuyorsun?
— Şurada, ileride, Kısıklı’da.
— İstanbullusun galiba?
— Üsküdarlı.
— Yaaa! Ben de Üsküdarlıyım.
Nezihe Meriç, Umut, Fakirin Ekmeği

  • Cevapİlk metinde iç konuşma tekniği, ikinci metinde diyalog tekniği.

7. Kasa yapımında çalışan kaportacı arkadaşı, sabah akşam karşısına geçip de, inatlı, sabırlı, ona bunu öğretmeye kalkana dek, önemsiz bir iş yapmakta olduğunu bilmezdi. Kendisi için önemliydi, güzeldi, iyiydi. En iyi bildiği işti. Atlı araba, kamyon kasalarını süslüyordu. Yeşiller, sarılar, maviler, kırmızılar, akarsular, göller, dağlar ve karanfiller onun da içini süsler, günlerini güzelleştirirdi. Bu, arabaları, kamyonları sürenleri de sevindiriyor olmalıydı. Yoksa önünde neden sıraya girsinler, neden, gölün içinde bir kuğusu da mutlaka olsun, desinler?
Adalet Ağaoğlu, Karanfilsiz
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) III. kişili anlatıma başvurulmuştur.
B) Hâkim bakış açısıyla yazılmıştır.
C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
D) İç konuşma tekniğine yer verilmiştir.
E) Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir.

  • Cevap: D

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 66 Cevabı

8. Yol boyu kavak ağaçları, köprü, yokuş yukarı dar sokak. Sokağın bitiminde kediyi gördüm. Yıkık bahçe duvarından duta tırmandı, oradan da çatıya. Baktım baca tütüyor. Rüzgârda savrulan kül rengi, yoğun bir duman. Kedi dumana girdi çıktı, kiremitlerin arasında kayboldu sonra. Bahçe kapısının önünde durdum. Girsem yol bitecek. “Ömür biter yol bitmez.” Kentlerin, otellerin duvarlarında yazılıydı. Bir geminin beyazında, trenlerin, uçakların alnında. Bekleme odalarında, gar saatlerinde, kamyonların otobüslerin ön camlarında yazılıydı. Ya da biri, tanıdık bir ses, hep bu tümceyi fısıldadı kulağıma. “Ömür biter yol bitmez.”
Nedim Gürsel, Dönüş
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri bu parçadan hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.
a. Parçada öyküleyici ve betimleyici anlatım biçimlerine başvurulmuştur.
b. Parçada anlatıcı birinci tekil kişidir.
c. Parça kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.

  • Cevap

9. I. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz.
II. Havada ve denizdeki tirşe maviliğin üstünde birtakım esmer damlacıklar görünürdü.
III. İsketem tek gözünü verip bana dostlukla bakmış, incir çekirdeğini kırmaya çalışıyordu.
IV. Sağa sola oynarlar, sonra bir istikamet tutturur, bu esmer lekecikler geçip giderlerdi.
V. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını göremeyeceksiniz.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili isimler, yapılarına göre ikişerli eşleştirildiğinde hangisi dışarıda kalır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.

  • Cevap: B

10. Sabahleyin ( ) bir ara yarı daldığı uykudan pek yorgun ve hâlsiz uyandı ( ) Artık kanıksamıştı. Geceki saçma sinir bozukluğuna şaşıyordu ( ) Ne kötü bir gece geçirmişti. Halbuki değer miydi ( )
Bekir Sıtkı Kunt, Yataklı Vagon Yolcusu
Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (;) (,) (.) (…)
B) (,) (.) (.) (?)
C) (;) (;) (,) (.)
D) (:) (;) (,) (…)
E) (;) (.) (.) (?)

  • Cevap: D

11. Güzel bir akşam vaktiydi. Yazı işlerinde memurluk yapan İvan Dimitriç Çerviakov tiyatroda önden ikinci sıradaki bir koltuğa oturmuştu. Dürbünle, Kornevil’in Çanları adlı oyunu izliyordu. Adamın oturuşuna bakılırsa mutluluğun doruklarında olmalıydı. Derken, birdenbire dürbününü gözünden indirdi, öne eğildi ve hapşu!
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Özel isim
B) Cins isim
C) Soyut isim
D) Çoğul isim
E) Topluluk ismi

  • Cevap: E

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 67 Cevabı

12-14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Sait Faik, “düşünce ve duyuşlarını, hele kendi kurallarını getiren yeni bir sanatçı olarak başıboş ve özgür yaşama tutkularını anlamayan, buna karşı olan bir çevrede” yetişmiştir. Aile çevresinden ve hemen sonra yaşadığı öteki çevrelerle tam ve düzenli, doyurucu ve destekleyici bir anlaşma içinde olduğu söylenemez. İlk hikâyelerinden başlayarak bütün eserlerinin, artistçe kendi üslûbunda bir yaşamayı yadırgayanlarla çatışmalarının aynası olduğu görülür. Bu soy bir çatışmanın olmadığı yerde de, çağının sanatının ve yerleşmiş sanat ölçülerini aşan bir yeni ve güçlü sanat eserinin yeşeremeyeceği de açıktır. Böylece onda, edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak, bir başka kata yükseltmek isteyen davranışın varlığı daha ilk adımlarında belli olmaktadır. Sait Faik, hikâyeyi ‘edebiyat yapanların elinden kurtarmaya gelmiştir.
Tarık Dursun K., Edebiyat Üstüne Narin

12. Parçaya göre Sait Faik’in eserleri, çevresiyle çatışmalarının aynası olarak görülmektedir. Bu yargıdan yola çıkarak sanatçının hikâyeciliğini değerlendiriniz.

  • Cevap: Sait Faik, eserleri ile kişiliği arasında yakın ilişki bulunan sanatçılardan biridir. Hikayeleri onun ailesiyle ve yaşamını yadırgayan çevresiyle yaşadığı çatışmaları yansıtır. Sait Faik daha önceki yerleşmiş sanat ölçülerinden ve özentilerden uzak bir üslupta hikayelerini kaleme almıştır. 

13. Parçada çağının yerleşmiş sanat ölçülerini aşan, yeni ve güçlü bir sanat eserinin yeşermesi hangi koşula bağlanmıştır? Açıklayınız.

  • Cevap: Parçada çağının yerleşmiş sanat ölçülerini aşan yeni ve güçlü bir sanat eserinin yeşermesi sanatçının ailesiyle ve çevresiyle yaşadığı çatışmalara bağlanmıştır. 

14. Parçada geçen “artistçe kendi üslûbunda bir yaşama”, “edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak”, “hikâyeyi ‘edebiyat yapanların elinden kurtarma” ifadeleriyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

  • Cevap: “Artistçe kendi üslubunda bir yaşama” ifadesiyle çevreye aldırış etmeden,  içinden geldiği gibi bir  yaşam tarzı sürme,  “edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak” ifadesiyle taklitçi olmamak, özgün olmak, “hikâyeyi ‘edebiyat yapan’ların elinden kurtarma”  ifadesi ise toplum için faydası olmayan süslü ve sanatlı bir üslupla yazan edebiyatçıların aksine yalın, sade bir dille toplum için sanat anlayışla hikaye yazma anlatılmaktadır. 

15. I. Dilbilimcilere göre dil ile kültür arasında sıkı bir ilişki vardır.
II. Yaşanan bu olaylar, Türk boylarının İslâm uygarlığının etkisine girmesine yol açtı.
III. Eser orijinal nüshadan kontrol edilerek tekrar basıma hazırlandı.
IV. Bu görüş entellektüel çevrelerce ileri sürüldü ve desteklendi.
V. Bilim insanları görüşlerini kanıtlamak için laboratuvar çalışmaları yapar. Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde yazım yanlışı yoktur?
A) I. ile II.
B) II. ile III.
C) III. ile V.
D) I. ile III.
E) II. ile IV.

  • Cevap: C

16. Sait Faik, toplumsalı da bireyseli de göz ardı etmeden, etik ile estetiği potasında erittiği yepyeni bir öykü dünyası kurmuş, böylece, biz, kendisinden sona gelen genç yazarlara da yol açmıştı. Birçok kez, Dostoyevski’nin, “Hepimiz Gogol’ün Pa/to’sundan geliyoruz” demesi gibi, bizler de (1950 kuşağı denilen öykücüler, ama aynı zamanda Vüsat O. Bener’ler, Yusuf Atılgan’lar, Bilge Karasu’lar, Nezihe Meriç’ler de) Sait Faik’ten geliyoruz, diye yazdım.
Ferit Edgü, Sait Faik/Bir Öncü
Metinde altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

  • Cevap: “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan geliyoruz”  sözüyle Gogol’un kendisinden sonra gelen yazarları etkilediği anlatılmıştır.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 68 Cevabı

17. Kış, Ada’nın bir tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dıramuda- na, gündoğusu, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pılısını pırtısını toplamamış, bir kenara oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur.
Bu cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birleşik isim kullanılmıştır.
B) Terim kullanılmıştır.
C) Topluluk ismi kullanılmıştır.
D) Tekil isimler kullanılmıştır.
E) Soyut isim kullanılmıştır.

  • Cevap: C

18. Aşağıda verilen tamlayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.

  • Cevapİlk kutudaki bilgi doğru (D) ikinci kutudaki bilgi yanlış (Y) üçüncü kutudaki bilgi yanlış (Y) olduğu için  CEVABI: 4. ÇIKIŞ

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 64, 65, 66, 67, 68 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!