9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Büyük Selçuklu Devletinde Yönetim ve Toplum Yapısı Cevapları
9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Meb Yayınları 6. Ünite Türklerin İslamı Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri Sayfa 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204 Büyük Selçuklu Devletinde Yönetim ve Toplum Yapısı Etkinlik Soruları ve Cevapları
Büyük Selçuklu Devletinde Yönetim ve Toplum Yapısı
9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 198 Cevabı
Allahu Teâlâ her çağda halk arasından birini seçerek onu hükümdarlara yaraşır birtakım özelliklerle donatır. Dünya işleri ve cihan ahalisinin kamu düzeninden onu sorumlu kılarak fitne ve kargaşa kapısını onun eliyle kapatır. Adaleti sayesinde hoşça zaman geçirip kendilerini güvende hissetmeleri ve idaresine duacı olmaları için insanların gönlünde ve gözünde ona dair derin bir saygı uyandırır.” Nizâmülmülk
Cihan ahalisinin kamu düzeni ile Türk devlet geleneğindeki hâkimiyet anlayışı arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
- Cevap: Benzerdir. Zira Türklerde de Hükümdarlığı Tanrının verdiğine inanılırdı. Buna da KUT denir.
9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 199 Cevabı
İslamiyet öncesi Türk devletleri ile İlk Türk İslam devletlerindeki askerî yapıları karşılaştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları slayt hazırlayarak sınıfta sunumunu yapınız.
- Cevap: Bu konuyla ilgili hazırlanmış olan slaytlara bakabilirsiniz.
9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 200 Cevabı
Siyasetnâme’ye Göre Hükümdar Nasıl Olmalı?
Sultan Alp Arslan’a dokuz yıl ve Sultan Melikşah’a yirmi yıl vezirlik yapan Nizâmülmülk (Görsel 6.24) ünlü eseri Siyaset – nâme’de sultanın vasıflarını şu şekilde belirtmiştir:
Hükümdar, adaletli, bilgili ve güzel ahlak sahibi olmalı, haftada iki gün divan-ı mezalime oturarak mazlumun hakkını vermelidir. Allah’ın rızasını gözeterek halkın işlerinden gafil olmamalı ve fakiri, kimsesizleri gözetmelidir. Cömert olmalıdır zira cömertlik Peygamber’den yadigârdır. Memleket meselelerinde acele etmemeli, işin hakikatinin ortaya çıkması için araştırılmasını emretmelidir. Devlet işlerinde takip edeceği siyaseti, âlimler ve cihan görmüşlerle istişare edilerek tespit etmelidir. Ferasetli olmalı, meseleler üzerinde kafa yormalı, töre ve geleneklerle ilgili olmalıdır. Liyakat sahibi olanlara görev vermeli ve devlet görevlilerini sürekli denetim altında tutmalıdır. Şefkat sahibi olarak yanında çalışanların gönlünü hoş tutmalı, cemaatle namaz kılmalı, ilim erbabını korumalıdır (Siyasetnâme, 1941, s.11-186’dan düzenlenmiştir).
Siyasetnâme’ye göre hükümdarlarda aranan özellikler nelerdir?
- Cevap: Adaletli, bilgili ve güzel ahlak sahibi olmalı, haftada iki gün divan-ı mezalime oturarak mazlumun hakkını veren. Gafil olmamalı fakiri, kimsesizleri gözetmelidir. Şefkat sahibi olmalı ve inançlı olmalıdır.
9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 204 Cevabı
Alamut’un Hançerleri
Gizliliği ön planda tutan Hasan Sabbah, kendi davası uğruna otuz altı yıl Alamut’ta yaşamış ve rivayetlere göre kaleden hiç çıkmamıştır. Hatta odasından bile çok nadir çıkmış, bütün dünya işlerinden kendini soyutlamıştır. Yaşamını Bâtıni liderliği için hizmet vermeye adayan Hasan Sabbah, yaşamını buna göre düzenlemiştir. 23 Mayıs 1124’te Alamut Kalesi’nde hastalanarak ölmüştür. Hasan Sabbah hem din adamı hem de yönetici kişiliği ile yıkıcı faaliyetler yürütmesine karşın mevcut düzeni yıkamamıştır. Edebiyatçı bir kimliği de olan Hasan Sabbah, düşünür ve yazar olarak çeşitli eserler vermiştir. Ancak Alamut Kalesi’nin (Görsel 6.28) yakılmasıyla bunların çoğunluğu yanmıştır. Hasan Sabbah, kendine inananları etrafında çok iyi bir sistem ile toplamış ve teşkilatını sağlam temeller üzerine kurmuştur.
Hasan Sabbah’ın liderliğinde teşkilatlanarak yayılmacı bir politika izleyen Bâtıniler, giderek geniş alanlara yayılmışlar ve faaliyetlerini ciddi bir boyuta taşımıştır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun en geniş ve en şaşalı döneminde bile Bâtıniler; kısa sürede Selçuklu topraklarında yayılmıştır. Bu yayılma tehlikeli bir hâl alınca Sultan Melikşah’ın dikkatini çekmeye başlamıştır.
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, Bâtıniler ile mücadele etmeyi veziri Nizâmülmülk’e bırakmıştır. Ancak Nizâmülmülk’ün Bâtıniler tarafından öldürülmesi ile Bâtıniler, Büyük Selçuklu topraklarında güçlenmişlerdir. Böylece Bâtınilik, imparatorluğun o dönemde ilgilenmek zorunda olduğu en önemli meselelerden biri hâline gelmiştir.
Bâtıniler, imparatorluğun önemli mevkilerine kendi adamlarını yerleştirerek Selçuklu topraklarında daha etkin olmayı sürdürmüştür. Bunlara bir çeşit casus görevi verilmiştir. Bu casuslar sayesinde ülkede gerçekleşecek veya gerçekleşmiş tüm olaylardan Hasan Sabbah’ın haberi olmuştur. Ayrıca suikastlarını da bu casuslar aracılığı ile gerçekleştirmiştir. Büyük Selçuklu İmparatorluğu bir taraftan taht mücadeleleri bir taraftan da hızla yayılan Bâtıni propagandalarıyla zor duruma düşmüştür. Aynı zamanda Haçlı Seferleri de Selçukluları çok yıpratmıştır.
Bâtıni fedailer, suikastları daha rahat gerçekleştirebilmek için haşhaş ve silah olarak da hançeri kullanmıştır. Üstelik fedailer cinayeti işledikten sonra asla kaçmamış ve özellikle yakalanmıştır. Hatta böyle bir görevden sonra hayatta kalmak ve kaçmak onlar için utanç verici bir durumdur. Kılıktan kılığa giren fedailer, suikast düzenleyeceği kişinin yanına planlarına uygun bir şekilde giyinip gitmiştir. Bu nedenle bazen bir dilenci bazen de bir sûfî gibi giyinmiştir. Kıyafetlerinde her zaman birbirlerini tanıyabilecekleri ancak halkın anlayamayacağı izler bulunmuştur (Arayacan, 2011’den düzenlenmiştir).
Bâtınilerin örgütlenmesini göz önüne getirdiğinizde, günümüzde hangi örgüt veya örgütlerin yapılanması aklınıza gelmektedir?
- Cevap: Mistizm üzerine öğretisini kurgulayan inançlar aklımıza gelir. Bunlara daha çok Orta Doğu ve Uzak Asya’da karşılaşılır. Rafizilik ve Budizm gibi.