Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Cevapları

9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı 4. Ünite İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Ölçme ve Değerlendirme Cevapları

9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı 4. Ünite İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Ölçme ve Değerlendirme Cevapları

9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Meb Yayınları 4. Ünite İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Sayfa 125, 126, 127  4. Ünite İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Ölçme ve Değerlendirme Etkinlik Soruları ve Cevapları

4. Ünite İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Ölçme ve Değerlendirme

9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 125 Cevabı

Aşağıdaki terimleri birer cümleyle açıklayınız.

  • Cevap:

Boy :  Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk.
Töre : Bir toplulukta benimsenmiş yerleşmiş kuralların, gelenek ve göreneklerin, ortak alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü. Orta Asya Türk devletlerinde yazısız hukuk kuralları.
Kut : Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç.

Aşağıdaki soruları cevaplayınız.

1. Türkiye, coğrafi bir ad olarak hangi bölgeler için kullanılmıştır?

  • Cevap: • Türkiye kelimesi, ilk olarak VI. yüzyılda Bizans kaynaklarında “Orta Asya” için kullanmıştır.
    • Bizans kaynakları, IX ve X. yüzyıllarda Volga’dan, Orta Avrupa’ya kadar uzanan sahaya da Türkiye adını vermiştir.
    • XI-XIII. yüzyıllarda Mısır ve Suriye’ye Türkiye denmiştir. Anadolu ise XII. yüzyıldan itibaren Türkiye olarak tanınmaya başlanmıştır.

2. Türkler savaşlarda hangi taktikleri uygulamıştır?

  • Cevap: Türklere özgü bir savaş taktiği olan Turan taktiği, iki farklı savaş yönteminin uygulanması ile yapılan bir savaş usulüdür. Bu taktik, sahte ricat (geri çekilme, kaçma) ve pusudan oluşur. Bu savaş usulüne, Türk yurdunun eski adından dolayı “Turan Taktiği” veya “Hilal Taktiği” denilmiştir.

3. Türklerdeki egemenlik anlayışının sonuçları nelerdir?

  • Cevap: Türk Devletlerinde hükümdarlara devleti idare etme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılmıştı. Tanrı vergisi kabul edilen siyasi iktidar, Kut kavramı ile ifade edilmişti. Hükümdarın kendisi ve ailesi Kutlu sayılmıştı. Bu egemenlik anlayışının sonucu olarak, Türk Devletlerinde hükümdarlık bir aile mirası olarak kabul edilmişti. Dolayısıyla hükümdar ailesinin erkek bireyleri, taht üzerinde hak iddia edebilmişlerdi. İslamiyet öncesi Tanrı adına yeryüzünü adaletle yönetmek görevinin yerini, İslamiyetiin kabunden sonra,Yeryüzünde Allahın son dini İslamiyeti yaymak ve bu amaç uğruna gazada( cihatta) bulunmak anlayışı almıştı.

4. Uygurların yerleşik hayata geçmelerinin hayat tarzlarına etkisi nedir?

  • CevabıUygur Devleti tarihteki Türk devletlerinden biridir. Orta Asya coğrafyasında kurulmuştur. Savaşçı bir millet olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlardır. Uygur Devleti, kendi alfabesini kullanan bir Türk devleti olarak tarihe geçmiştir. Hayvancılık alanında ilerlemişlerdir.Uygur Devleti göçebe bir hayat sürmüştür. Dini bir arayış içinde olmuştur. Toplum olarak yeni bir dine girmişlerdir. Maniheizm dini Uygurların kabul ettiği bir din olmuştur. Maniheizm dinin gerekliliklerini yerine getirmeye çalışan Türkler, ona göre bir hayat tarzı oluşturmuştur.Uygur Devleti’nin maniheizm dinini kabul etmesinden sonra et yemek yasaklanmıştır. Çünkü maniheizm et yemenin yasak olduğu bir dindir. Böylece Uygurlarda hayvancılık faaliyetleri durma noktasına gelmiştir. Sadece deri, kıl ve süt ve süt ürünleri için hayvancılık yapılmıştır.

    Uygur Devleti’nin maniheizmi kabul ettikten sonra et yemeyi bırakması tarımın yapılmasına neden olmuştur. Tarımın başlaması da toprağa bağlı bir hayatın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Toprağa bağlı bir hayatın ortaya çıkması da yerleşik hayata geçilmesine neden olmuştur. Bu nedenle Uygurlar zamanında Türkler yerleşik hayata geçmiştir.

    Tarihte Türklerin yerleşik hayata geçmesi savaşçı özelliklerini kaybetmelerine neden olmuştur. Uygur Devleti yıkılınca zamanla Türkler eski hayat tarzlarına dönmüş fakat tarım ve hayvancılığın yapılması devam etmiştir.

5. İpek Yolu güzergâhının sık sık yön değiştirmesinin nedeni nedir?

  • Cevap: İpek Yolu, İlk ve Orta Çağlarda Çin ve Orta Doğu ile Batı ülkeleri arasındaki transit kara ticaretinde kullanılan en işlek ticaret yoludur. Bu yolun devletlere sağlamış olduğu ekonomik, kültürel ve sosyal zenginlikler; çevredeki diğer devletlerin de dikkatini çekmiştir. Bunun neticesinde İpek Yolu’nun hâkimiyeti için bölgede sürekli siyasi ve askerî mücadeleler olmuştur. Devletler arasında, çıkar sağlama amacıyla yaşanan mücadeleler sonucunda İpek Yolu sık sık yön değiştirmiştir.

1. Orta Asya’da kurulan ilk Türk Devletleri;
I. Çin,
II. Sasani,
III. Bizans
Yukarıdaki devletlerden hangileriyle ilişki kurmuştur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III

  • Cevabı: E

2. Aşağıdakilerden hangisi kurultay ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
A) Devlet yönetiminin temelini oluşturur.
B) Boy beyleri de katılır.
C) Üyelerine Toygun denir.
D) Hatun başkanlık yapabilir.
E) Yılda en az üç kez toplanır.

  • Cevap: D

3. Mete Han gelişmiş Çin medeniyetine- karşı millî bir siyaset izlemişti. Buna göre Hun Devleti, savaş gücü ile Çin’i baskı altına alacak, devletin ve halkın ihtiyaçlarını vergi veya ticaret yoluyla Çin’den sağlayacaktı. Mete Han’ın, Çin’e karşı izlediği bu politikanın içinde Çin ülkesini ele geçirmek ve onu idare etmek gibi bir düşünce bulunmuyordu.
Buna göre Mete Han Dönemi’nde Çin’e karşı izlenen siyaset ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Çin’e karşı üstünlük kurulamayacağına inanılması
B) Yerleşik Çin kültüründen çekinilmesi
C) Türk ülkesinin ele geçirileceğinden korkulması
D) Çin ülkesine Türklerin iskân ettirilmek istenmesi
E) Çin’e karşı

  • Cevap: B

9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 126 Cevabı

4. Aşağıdakilerden hangisi Kavimler Göçü’nün sonuçlarından biri değildir?
A) Günümüz Avrupa milletlerinin temelleri atıldı
B) Avrupa’da Türk devletleri kuruldu
C) Feodalite Avrupa’da güç kazandı
D) Kültürel etkileşim yaşandı
E) Skolastik düşünce etkisini kaybetti

  • Cevap: E

5. Orta Asya’da kurulan ilk Türk Devlet- leri’nde toplumun sosyal yapısı birbirine sıkı sıkıya bağlı olan unsurlardan meydana gelmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi bu unsurlardan biri değildir?
A) Toy B) Oguş
C) Urug D) Boy
E) Budun

  • Cevap: A

6. Törenin oluşumunda aşağıdakilerden hangisinin etkisi yoktur?
A) Kut anlayışı
B) Diğer milletlerle etkileşme
C) Kağanlar tarafından konulan yasalar
D) Kurultaylarda getirilen kurallar
E) Türk toplumundaki görenek ve gelenekler

  • Cevap: B

7. Hazar ülkesi; VII. yüzyıldan itibaren ulaşımın hızlandığı, mal değişiminin arttığı, Doğulu ve Batılı milletlerden kitleler hâlinde ticaret ve sanatla uğraşan insanların kaynaştığı bir yer hâline gelmiştir.
Buna göre Hazarlarla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?
A) Barış dönemi yaşattıkları
B) Başka dinlere inandıkları
C) Konar-göçer yaşam tarzını benimsedikleri
D) Kültürel etkileşime kapalı oldukları
E) Ülke sınırlarını genişlettikleri

  • Cevap: A

8. Coğrafi konumu nedeniyle Orta Asya’da dönem dönem şiddetli kuraklıklar yaşanmıştır. Bu da bazı bölgelerde hem kıtlığın yaşanmasına hem de salgın hastalıkların görülmesine neden olmuştur. Kıtlığın yaşandığı yerlerde geçimini hayvancılıktan sağlayan Türkler, hayvanları için yeterli otlak bulamamıştır.
Buna göre;
I. başka bölgelere göç edilmesi,
II. nüfus artışının olması,
III. yerleşik hayata geçilmesi durumlarından hangilerinin gerçekleşmesi beklenir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III

  • Cevap: A

9. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 127 Cevabı

Tanrının Kırbacı Attila

İktidarının doruğunda bulunan Attila’nın yerinde başka birisi olsaydı, muhteşem libaslar içinde gezer ve al- tın-gümüş içinde yüzerdi.
Lakin Attila böyle yapmadı, sadeliği severdi. Attila alelade tahta koltukta oturmuş ve sade bir çadır da hüküm sürmüştü. Hiçbir tarafta ihtişamdan eser yoktu. Hükümdar Attila, herhangi bir Hun kadar sade yaşardı. Misafirlerine gümüş tabaklar içinde çok çeşitli yemekleri ikram ettiği hâlde, kendisi tahta bir tabak içinde sadece et yemeğiyle yetinmişti. Temiz giysileri ile dikkat çekerdi.
Herkes Attila’nın emirlerine itaat ederdi. Krallar ve çeşitli kavimlerin reisleri, muhafızlar gibi talimatını bekler ve gözleriyle işaret ettiği zaman hepsi mırıldanmadan fakat titreme ve korku içinde kendilerinden istediği hususları kesinlikle yerine getirmişlerdi. Kendisine yalvaranlara karşı merhametli davranır ve kendine tabi olanlara karşı lütufkar hareket ederdi.
Avrupalılar tarafından “Tanrının Kırbacı” unvanı verilen Hun hükümdarı Attila, beyaz perdeyi de etkilemiştir (Görsel 4.34). 1954 yılında başrollerini Anthony Quinn (Antoni Kuin) ve Sophia Loren’in (Sofya Loren) paylaştığı “Attila” 2001 yılında başrollerini Gerard Butler (Cerırd Batlır) ve Tim Curry’nin (Tim Köri) paylaştığı “Attila: İmparatorluğun Yükselişi”, adlı filmler sinema izleyicisiyle buluşmuştur (Nemeth, 2002, s.887-901’den düzenlenmiştir).
Aşağıdaki soruları metinden hareketle cevaplayınız.

1. Tahta geçtikten sonra Hun Hükümdarı Attila’nın yerinde başka biri olsaydı ne yapardı?

  • Cevap: Metne göre, iktidarının doruğunda bulunan Hun Hükümdarı Attila’nın yerinde başka birisi olsaydı, muhteşem libaslar içinde gezer ve altın-gümüş içinde yüzerdi.

2. Hun Hükümdarı Attila’nın sade bir yaşam sürmesinin gerekçeleri neler olabilir?

  • Cevap: Atilla, alçak gönüllü olması, gösterişten uzak durmak istemesi, lüksü sevmemesi ve savurganlık yapıp ülke ekonomisini zayıflatmamak istediği için sade bir yaşam sürmüş olabilir.

3. Libas nedir?

  • Cevap: Libas Arapça bir kelimedir ve Türkçe anlamıyla “Giysi” anlamına gelmektedir.

4. Attila’nın kişisel özellikleri nelerdir?

  • Cevap: İtaatkar, merhametli, lütufkar.

5. Hun Hükümdarı Attila’ya Avrupalılar tarafından “Tanrının Kırbacı” unvanının verilmesinin sebepleri neler olabilir?

  • Cevap: Hun Hükümdarı Atilla’nın, etrafına dehşet saçan bir savaşçı olması, bilime ve sanata meraklı olması, cesur ve acımasız olmasından dolayı bu unvanın verilmiş olabilir. Avrupalılar bu unvanla Atilla’nın günahlarının bedeli olarak kendilerine gönderildiğini bile düşünmüşlerdir.

6. Hangi tarihî şahsiyetin filmini çekmek isterdiniz? Neden?

  • Cevap: Tarihimizde büyük bir yeri bulunduğundan Mimar Sinan’ın filmini çekmek isterdim. Ülkemizde bir çok eseri bulunan tarihe iz bırakmış Osmanlı baş mimarı ve inşaat mühendisidir. Bu sebeple tarihimiz için oldukça önemli şahıslardan bir tanesidir.

7. Seçtiğiniz tarihî şahsiyetin baş rolünü oynadığı kısa bir film senaryosu yazınız.

  • Cevap: Çekilecek filmde Mimar Sinan’ı Mehmet Günsür’ün canlandırması oldukça uygun olacaktır. Rol alınan kişi önemli biri olduğundan oynayacak kişi de bu önemin farkında olacak ve bunu kaldırabilecek tecrübede biri olmalıdır. Filmin bir biyografi filmi şeklinde olması Mimar Sinan’ın tanıtılması açısından daha uygundur. Kendisinin Yeniçeri olduğu dönemlerde katıldığı savaşlar, Iran ve Belgrad seferinde kazandığı başarılar sonrasında mimarbaşı olarak geçirdiği dönem ve bıraktığı eserlerden bahsedilmesi uygun olacaktır.
☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry