Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
7. Sınıf Meb Yayınları Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları

7. Sınıf Meb Yayınları Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Sayfa 121 Cevabı

7. Sınıf Meb Yayınları Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Sayfa 121 Cevabı” ise önce sorular yazıldı daha sonra kitabın üzerinde çözülerek gösterildi. Önce sorular hemen ardından ise cevaplar mevcuttur.

7. Sınıf Meb Yayınları Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Sayfa 121 Cevabı

SORULAR

7. Sınıf Meb Yayınları Hz. Muhammed’in Hayatı Sayfa 121 Cevabı

Hicretle birlikte Müslümanlar, sayı yönünden gittikçe çoğalmakta ve müşriklere karşı güç kazanmaktaydı. Ancak ekonomik yönden çok zor durumdaydılar. Çünkü muhacirler, mal varlıklarını geride bırakarak Medine’ye hicret etmek zorunda kalmışlardı. Ensar ise zaten yetersiz olan gelirini muhacirle bölüşüyor, kıt kanaat geçinmeye çalışıyordu.

Müslümanların yaşadığı ekonomik sıkıntıya karşılık Mekkeliler, muhacirlerin geride bıraktıkları mallarını satarak güçlü bir ordu hazırlama ve Müslümanları Medine’ye gittiklerine pişman etme telaşındaydılar. Bu amaçla Ebu Süfyan yönetiminde büyük bir ticaret kervanını Suriye’ye gönderdiler. Hz. Peygamber, bu ticaret kervanını durdurmak amacıyla ensar ve muhacirle birlikte yola koyuldu. Müşriklerin güçlü haber kaynakları vardı. Ebu Süfyan’a Müslümanların yola çıktıkları haberi ulaşmıştı bile. Bunun üzerine Ebu Süfyan, Mekke’ye kendilerini korumak üzere askerî bir birlik gönderilmesi için haber yolladı. Kendisi de kervanla birlikte Bedir’den uzaklaşarak başka bir yoldan Mekke’ye gitmek için yola koyuldu. Müslümanlar Bedir’e geldiklerinde Ebu Süfyan oradan çoktan uzaklaşmıştı. Fakat Ebu Süfyan’ın yardıma çağırdığı müşrik ordusu, Bedir’e varmak üzereydi. Peygamberimiz, ensar ve muhaciri toplayarak onlara: “Yüce Allah bana iki gruptan birini vermeyi vaad etti. Ne dersiniz, ya kervan ya da Kureyş ordusu?” dedi. Müslümanlar, savaş niyetiyle yola çıkmadıkları için savaşa hazırlıklı değildiler. Üstelik sayıları da çok azdı. Bu nedenle içlerinde, göz göre göre ölüme sevk edildiklerini düşünenler bile vardı. Düşmanla savaşmaktansa ticaret kervanını ele geçirmeyi tercih ettiklerini söylediler. Peygamberimizin yüzünün rengi değişmişti.Tekrar sordu: “Kureyş ordusu Mekke’den çıkmış üzerimize doğru geliyor! Ne dersiniz? Size Kureyş ordusu mu yoksa kervan mı daha iyidir?”

Hz. Peygamberin üzerlerine gelen ordudan kaçmak istemediğini, Müslümanlar anlamıştı. Bugün onlar için iki yol vardı. Birinci yol en kolay olandı: Vazgeçmek. Sadakatten, dostluktan, vefadan, hak yoldan vazgeçmekti. İkinci yol ise en zor fakat en şerefli olandı. Bu yol doğruluk ve dürüstlük, sadakat ve fedakârlık, azim ve mücadele yoluydu. Cennete götüren yoldu.
Sahabe cennetin yolunu seçti.

Sadakatte azimli olmayı, düşmanın karşısına çıkarak canlarını ve mallarını Allah yolunda feda etme cesaretini göstermeyi, sabırla mücadele etmeyi tercih etti. Muhacirlerden Mikdat b. Amr (r.a.) ayağa kalkarak kararlarını açıkladı: ‘Ey Allah Resulü! Allah sana ne emrettiyse onu yap. Biz seninle beraberiz.

Biz İsrailoğulları’nın Hz. Musa’ya (a.s.) dedikleri gibi ‘Sen ve Rabb’in gidin savaşın. Biz burada oturacağız!’ demiyoruz. Biz ancak ‘Sen (düşmanın üzerine) yürü, biz de seninle beraberiz!’ diyoruz. Seni hak üzere gönderen Allah’a yemin ederim ki sen bizi (çok uzak bir yer olan) Berku’l-Gımad’a kadar yürütecek olsan seninle birlikte oraya kadar yürürüz.’

Muhacirlerin bu tavrı, Allah Resulü’nü çok sevindirdi. Peygamberimiz bu defa ensara baktı. Onların da görüşünü almak istiyordu. Bu defa ensardan Sa’d b. Muaz (r.a.) ayağa kalktı ve şu konuşmayı yaptı: ‘Ey Allah’ın Resulü! Biz sana iman edip seni tasdik ettik. Getirdiğin her şeyin hak ve gerçek olduğuna şahitlik ettik. Sana itaat ettik ve sözüne uyma konusunda sana söz verdik. Ey Allah’ın Peygamberi! Allah’ın emrini uygula (Biz seninle beraberiz). Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki sen şu denize dalacak olsan biz de seninle dalarız. Bizden bir kişi bile geride kalmaz.’

İşte bu sözleri söyleyen ve Bedir günü Hz. Peygamberle birlikte omuz omuza savaşan tüm Müslümanlara “Ashab-ı Bedir” denir. Bedir; sadakat, azim, kararlılık, cesaret, fedakârlık ve dayanışma içeren âdeta bir varlık yokluk mücadelesiydi. Şayet o gün ensar ve muhacir, İsrailoğullarının yaptığı gibi savaştan kaçsalardı, Peygamberimizi yalnız bıraksalardı, belki de tarihin akışı değişecekti. Onlar, imanlarına sadakat göstererek sözlerine sadık kalmayı, engeller ve zorluklar karşısında azmi ve fedakârlığı tercih ettiler. İslam tarihinde benzeri bulunmayan bir şerefe nail oldular.

7. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Sayfa 121 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry