6. Sınıf Meb Yayınları Türkçe Kitabı Çayda Çıra Cevapları
6. Sınıf Türkçe Öğrenci Çalışma Kitabı Meb Yayınları 4. Tema Milli Kültürümüz Sayfa 104, 105, 106, 107, 108, 109 Çayda Çıra Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları 2017 – 2018
ÇAYDA ÇIRA
1. ETKİNLİK
a) Okuduğunuz metinde geçen kelimelerin bazı ünsüz harfleri verilmiştir. Kelimeleri tahmin ederek anlamlarını sözlükten bulunuz ve noktalı yerlere yazınız.
[Ç] [A] [Y] Anlamı: Dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu [C] [Ü] [M] [B] [Ü] [Ş] Anlamı: Eğlence [Z] [İ] [F] [İ] [R] [İ] Anlamı: Çok koyu [S] [E] [R] [V] [İ] Anlamı: Servigillerden, Akdeniz bölgesinde çok yetişen, kışın yapraklarını dökmeyen, 25 metre boyunda, ince, uzun, piramit biçiminde, çok koyu yeşil yapraklı bir ağaç, andız, selvi, servi ağacı [Ç] [I] [R] [A] Anlamı: Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü [M] [E] [Ş] [A] [L] [E] Anlamı: Ucunda, alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan, aydınlatmaya yarayan değnek [K] [E] [K] [L] [İ] [K] Anlamı: Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuşb) Okuduğunuz metinde geçen deyimlerin anlamlarını yazınız.
Kötüye yormak: Bir olaydan veya rüyadan gelecekte kötü bir şeyler olacağına ilişkin bir anlam çıkarmak anlamına gelir.
Dizlerinin bağı çözülmek: Korkudan, heyecandan, yorgunluktan ayakta duramayacak hâle gelmek.
Aydınlığa boğmak: Her yeri aydınlık yapmak, apaydın olmak.
Öne düşmek: Önderlik ya da kılavuzluk etmek,En önde yürümek.
2. ETKİNLİK
Siz de aşağıda verilen altı çizili kelimelerin hangi anlamda (gerçek/yan) kullanıldığını noktalı yerlere yazınız.
- Cevap:
Yolda ayakkabımın topuğu kırılınca hemen ayakkabıcıya girdim.
Topuğundaki nasır onu rahatsız ediyordu. (…………Yan…………….)
Burun ameliyatı olunca bir hafta sargılı gezdim. (……….Gerçek…..)
Geminin burnu iskeleye döndü. (………..Gerçek……………..)
Rüzgâr çıkınca balkondaki çamaşırlar uçtu. (………..Yan……………)
Serçeler gökyüzünde dans ederek uçuyordu. (……….Yan….)
Masanın ayağını sen mi kırdın? (….Yan………….)
Sabırsızlanınca hep ayağını sallıyor. (…..Gerçek………)
3. ETKİNLİK
a) Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz.
Kerem: Öğretmenimiz bugün derste bazı arkadaşları görevlendirdi.
Zehra: Yaa!.. Hangi konuda?
Kerem: Anadolu’da el sanatları konusunu araştırmamızı istedi. Sepetçilik konusunu ben (1) aldım. Zehra: Keşke ben (2) de olsaydım sınıfta bugün.
Kerem: Üzülme, öğretmen sana (3) da bir konu verdi. Çömlek yapımını araştıracaksın.
Zehra: Yaşasın! Bizim (4) hemen kütüphaneye gidip araştırma yapmamız gerekiyor. Başka kimler görev aldı Kerem?
Kerem: Fatih, Neslişah, Kemal ve Özgür. Onlar (5) çalışmalara başladılar bile. Fatih’in dedesi köyde tahta kaşık yapıyormuş. Onun (6) bize göre bu ödevde büyük avantajı var.
Zehra: Ne güzel! Böyle bir işle uğraşıyorsa belki_o, (7) bize (8) de yardım edebilir. Bu ödevde kendime (9) güveniyorum. Haydi vakit kaybetmeden başlayalım.
b) Yukarda altı çizili kelimelerin cümlede hangi kişi ya da kişilerin yerine kullanıldığını noktalı yerlere yazınız.
- Cevap:
Ben= Kerem
Ben= Zehra
Sana= Zehra
Bizim= Kerem ve Zehra
Onlar= Fatih, Neslihan, Kemal ve Özgür
Onun= Fatih
O= Fatih’in dedesi
Bize= Kerem ve Zehra
Kendime= Zehra
4. ETKİNLİK
a) “Çayda Çıra” metninin özetini kendi cümlelerinizle noktalı yerlere yazınız.
- Cevap: Elazığ’ın Hörsenk çayı kıyısında bir köy varmış. Bu köyün ağası oğlunu yakın köylerde istediği bir kızla nişanlamış. Nişanın olacağı gün davullar zurnalar, gençler, Yeni gelinler, oyunu sevenler toplanmış. Türküler söylenecekken bir anda ay tutulmuş ortalık karanlığa bürünmüş. Bu duruma ağa, ağanın karısı, nişanlanacak çift çok üzülmüş. Düşünmüşler. Pembe hatun gençleri alıp konağa dönmüş çıraları ince ince kestirmiş. Herkese birer çıra demeti vermiş. daha sonra çıraları yakıp sırayla meydana gelmiş herkes çıraların yanmış olan görüntülerini çok beğenmiş ve alkışlarla eşlik etmiş daha sonra çayda çıra türküsü söylenerek etrafta dönülmüş böyle etraf aydınlık olmuş ve çok güzel bir görüntü çıkmış ortaya.
b) Sizce metnin başlığı ve içeriği birbiriyle uyumlu mudur, niçin? Siz de metne farklı başlıklar belirleyiniz.
- Cevap: Bence uyumlu. Ay’ın tutulması sonucu çıraların ince ince kesilip bir demet oluşturulup yakılması ve Etrafı bir ay gibi aydınlatması çok güzel ve görüntüsü çok farklı ve özel bir anıya sahip.
5. ETKİNLİK
Aşağıda verilen soru kelimelerini kullanarak “Çayda Çıra” metninin içeriğiyle ilgili altı soru oluşturunuz. Oluşturduğunuz soruları cevaplaması için Çalışma Kitabı’nızı bir arkadaşınıza veriniz. Daha sonra soruları ve cevapları birlikte kontrol ediniz.
- Cevap:
1. Soru: (Ne?)
Cevap: Nişan günü türküler söylenecekken Ay’ın tutulması
2. Soru: (Nerede?)
Cevap: Elazığ Hörsenk köyü kıyısında bir köy
3. Soru: (Ne zaman?)
Cevap:….Kararlaştırıldığı gün……….
4. Soru: (Nasıl?)
Cevap: Çıraları ince ince kesip bir demet halinde yapılıp yakılması
5. Soru: (Niçin?)
Cevap: Ay tutulduğu için
6. Soru: (Kim/Kimler?)
Cevap Köyün delikanlıları ve servi boylu güzel kızlar
6. ETKİNLİK
Aşağıda verilen özelliklerden okuduğunuz metne ait olanları işaretleyip metnin türünü bulunuz.
1. Okuduğunuz metin kısadır ve bir halk anlatısıdır.
- Cevap: Okuduğunuz metin kısadır ve bir halk anlatısıdır.
2. Metin okuyucuya bir fikri inandırmak ve ispatlamak için yazılmıştır.
- Cevap: Metin okuyucuya bir fikri inandırmak ve ispatlamak için yazılmıştır.
3. Metinde gerçeklik objektif (tarafsız) değildir. Yani gerçeklik inanana bağlıdır.
- Cevap: Metinde gerçeklik objektif (tarafsız) değildir. Yani gerçeklik inanana bağlıdır.
4. Metinde çok nadir olarak kalıplaşmış ifadeler kullanılmıştır. Bu yönüyle masallardan farklıdır.
- Cevap: Metinde çok nadir olarak kalıplaşmış ifadeler kullanılmıştır. Bu yönüyle masallardan farklıdır.
5. Metinde olağanüstü olaylar anlatılmıştır.
- Cevap: Metinde olağanüstü olaylar anlatılmıştır.
Metnin türü: Efsane.
7. ETKİNLİK
Aşağıda giriş bölümü verilen efsanenin gelişme ve sonuç bölümlerini siz tamamlayınız. Yazınıza uygun bir başlık belirleyiniz.
HASAN BOĞULDU EFSANESİ
Efsane Balıkesir Edremit Kazdağlarında geçiyor. Edremit pazarı çarşamba günleri kurulur. Yörenin tüm köylüleri çarşamba günleri Edremit’e gelir malını satar, ihtiyacını alır. Kazdağı’nın 1500 m. yüksekliğinde, Sarıkız zirvesinin eteğinde kıl çadırlardan kurulu yüksek obanın güzel kızı Emine de bir Çarşamba günü Edremit pazarına iner ve Zeytinli Köyü’nün yakışıklı delikanlısı Hasan ile göz göze gelir. İki genç birbirine sevdalanır ve her çarşamba günü buluşurlar. Emine, beş saatlik yoldan getirdiği sütü, peyniri, balı Hasan’a verir, Hasan’dan ihtiyacı olan sebzeyi alır. Pazar dönüşü birlikte Zeytinli Köyü’ne kadar yürürler, Emine oradan ayrılır ve daha dört saat sürecek olan zahmetli dağ yolundan obasına döner.
Gençler evlenmeye karar verirler. Emine’nin ailesi Hasan’ın içgüveysi olarak obaya gitmesini ister. Hasan’ı babasız büyüten annesi oğlunun aşkı uğruna yalnız kalmaya razıdır. Emine’nin ailesi ise bu evliliğe karşı çıkar. Oba yörük obasıdır Emine de yörük kızı. Aile, Hasan’ın zor doğa şartlarına dayayıp dayanamayacağını sınamaya karar verirler. İmtihan başarılı olursa Emine’yi istemiş olan obanın gençleri de yiğitlik gösteren Hasan’ı kabulleneceklerdir. Hasan annesi ile helalleşir, anlaşma gereği 40 okka (yaklaşık 60 kilo) tuz dolu çuvalı sırtlanır ve Emine ile obaya doğru yola çıkarlar. Önlerinde dört saatlik zorlu bir dağ yolu vardır.
Metnin orjinal halinin devamı şu şekildedir.
Bir saat sonra Beyoba Köyü’ne varırlar. Tuz Hasan’ın sırtını yakmaya başlar. İkinci saatte Sutüven şelalesine varırlar. Yol dere içinde kaybolmuş, taştan taşa atlamak Hasan’ı yormuştur. Hasan’ın dizleri titremeye başlar. Gökbüvet’e geldiklerinde Hasan’ın gücü biter ve yere düşer. Emine çaresiz Hasan’ı yüreklendirmeye çalışır, ancak Hasan ayağa kalkamaz. Emine’ye yalvarır, başka yerlere kaçmayı teklif eder. Emine ise katıdır, ailesine ve obasına söz vermiştir. Hasan’ın yakarışlarına yanıt vermez ve çuvalı sırtlayarak obanın yolunu tutar. Hasan ise ardından “beni bırakma, senin köyüne gelemiyorum, köyüme de dönemem” diye acı acı haykırır. Emine derenin uğultusuna karşın Hasan’ın umutsuz çığlıklarını hep duyar. Obaya vardığında çok pişman olur ve geri dönmek ister. Ancak ailesi gece vakti onu ormana bırakmaz.
Sabahın ilk ışıkları ile Emine, doğru Gökbüvet’e koşar ama Hasan yoktur. Annesine gider, Edremit’e koşar ancak kimse Hasan’ı görmemiştir. Bir daha obasına dönmeyen Emine kulaklarında Hasan’ın onu çağıran sesiyle dere boyunca mecnun gibi dolaşır durur. Günler sonra Hasan’a hediye ettiği atkıyı Gökbüvet’in çılgın suları içinde farkeder. “Yanına geliyorum Hasan” diyerek bu çevre ile kendini ulu çınara asar. O gün bugün Gökbüvet’in adı Hasanboğuldu, dallarını büvetin suları içine sallandıran çınarın adı da Emine Çınarı olur.