12. Sınıf Fizik Ders Kitabı Sayfa 163 Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Fizik Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 163
Evrenin bugünkü şekilde olmasında en etkili temel kuvvet hangisidir?
- Cevap: Modern fizikteki “kuvvet” algısı, temel parçacıkların birbirleriyle etkileşim mekanizmalarının nasıl olduğunu konu alır. Parçacıkların emisyon veya absorbsiyon yapmaları, saçılmaları, bağlar kurmaları temel kuvvetler sayesinde olmaktadır. Temel kuvvetler olmasaydı evren de tabi ki daha basit bir evren modeli gerektirirdi; galaksiler, yıldızlar, gezegenler oluşamazdı. Yaşam, yani biyoloji olmazdı çünkü bunu sağlayacak olan kimyasal yapılar da olamayacaktı. Kimyasal bileşikler de fiziksel yapılar bildiğimiz haliyle var olmayacağı için var olamayacaklardı. Elektronlar atomlara bağlanamayacak, quarklar bir araya gelip proton ve nötronları oluşturamayacak, atomlar olmayacak, temel tanecikler eğer var olacaklarsa birbirlerinin içinden hiçbir şey olmamış gibi geçip gideceklerdi. Kısaca modern fizikteki 4 temel kuvvet; elektromanyetik kuvvet, güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve kütleçekim kuvveti evrenimizin bugünkü halinde olmasında hayati derecede öneme sahipler.
Proton, nötron ve elektrondan başlayarak maddenin oluşum süreci nasıldır?
- Cevap: Her şey 14 milyar yıl önce büyük patlama dediğimiz bir olay ile başladı. Sadece gazdan oluşan bir evren ortaya çıktı. Ne yıldız vardı, ne de gezegen. Gazı oluşturanlar sadece en basit elementlerin atomlarıydı. Yaklaşık yüzde 75 Hidrojen, geri kalanında Helyum idi. Karbon, oksijen, azot gibi elementler yoktu. Demir, gümüş ya da altında yoktu. Bazı bölgelerde bu gazın yoğunluğu daha yüksekti. Kütle çekim nedeniyle bu bölgeler daha fazla maddeyi çekti. Böylece kütle çekleri daha da arttı. Daha gaz çektiler ve böylece sürüp gitti. Sonuç olarak, büyük ve yoğun gaz topları biçimlendi.
Kendi kütle çekimleri nedeniyle büzüşüp içten içe ısındılar. Bir noktada, böyle bir topun sıcaklığı nükleer füzyon için yeterli bir duruma geldi. Hidrojen atomları sıkışarak helyum gazlarını oluştururken büyük bir enerji salınımı olmaktaydı. Gücü, kütle çekiminin büzüştürmesine karşı koymaya yetiyordu. Füzyon tepkimelerinden salınan itici enerji, kütle çekimin gazları enerjisine eşitlendiğinde bir denge oluşmaktaydı. Böylece bir yıldız doğdu. Yaşamı sürecinde, ağır bir yıldızın çekirdeğindeki füzyon tepkimeleri helyumun yanı sıra, karbon, oksijen, nitrojen ve periyodik tablodaki demire kadar olan diğer tüm elementleri de üretir. Fakat en sonunda merkezdeki yakıt biter ve yıldız tamamen çöker. Bu durum, süpernova denilen, inanılmaz derecede güçlü bir patlamaya neden olur. Süpernovaların nasıl element ürettiklerine dair iki önemli nokta var.
Birincisi, bu patlama öylesine güçlü bir enerji salar ki füzyon rahatlıkla gümüş, altın ya da uranyum gibi demirden de ağır elementlerin atomlarını oluşturur.
İkincisi, yıldızın merkezinde birikmiş olan karbon, oksijen, azot, demir gibi tüm elementler de süpernova patlaması anında yaratılanlarla beraber uzaya saçılıp gider ve orada zaten var olan gaza karışır. Sonra tarih tekerrür eder. Gaz bulutları artık, kendi hidrojen ve helyumlarından başka pek çok element içerdiklerinden, nispeten yüksek yoğunluklu alanları olur, buralar daha çok madde çeker ve sürece girer. Yine, yeni yıldızlar oluşur. Güneşimiz yaklaşık 5 milyar yıl önce böyle doğmuştur. Yani onu doğuran gazın kendisi evrenin başlangıcından beri gerçekleşen süpernova patlaması kaynaklı pek çok elemente sahipti. Onun için güneş bütün elementlerle doludur. Yine de yüzde 71 lik hidrojen çoğunlukta olup, geri kalanın çoğuda yüzde 27 helyumdur. Fakat unutmayın ilk yıldızlar sadece hidrojen ve helyumdan oluşurken günşin yüzde 2 si periyodik tablodaki diğer elementler oluşturuyor.
12. Sınıf Meb Yayınları Fizik Ders Kitabı Sayfa 163 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.