10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 87 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 87
Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Türkçenin Bazı İncelikleri
Konuşmada, özellikle yazıda, Türkçe kelimeleri seçmeye, bunların dildeki yabancı karşılıklarını kullanmamaya çalışırız. Bunu biraz da yüzyıllarca yabancı dillerin etkisinde kalan Türkçenin; Cumhuriyet Döneminde özüne dönüşünü desteklemek, ona katkıda bulunmak amacıyla yaparız. Göz önünde bulundurduğumuz özelliklerden biri de yoğun-kesif, ilgi-alaka örneğinde olduğu gibi aynı anlamda kökeni yabancı, karşılığı Türkçe olan kelimeleri bir arada kullanmamak, bu titizliği daha sonraki cümlelerde de sürdürmektir. îlke edindiğimiz bu tutumla birlikte bazen kurduğumuz cümlede dilimize gelen Türkçe kelime kastedilen anlamı yeterince yansıtmaz. Bu durumda köken bakımından yabancı olan kelimeyi kullanmak zorunda kalırız. Örnek olarak anmak fiilinden ad yapma eki -ı ile türetilmiş anı, yapıca doğru olduğu gibi anlamca da hatıra kelimesine karşılık olarak gösterilmiştir. Hatıralarını yazmış yerine Anılarını yazmış örneğinde olduğu gibi bu iki cümle anlamca örtüşürken Bu kolye annemden bana bir anıdır cümlesinde anı’dan çok hatıra cümleye daha uygun düşmektedir. Edebî bir ifade elde etmek amacında olanlar bu durumda hatıra kelimesini tercih eder. Aslında burada olduğu gibi hatıra kelimesinde saklı olan bir de yadigâr anlamı var. Dilimizdeki Doğu kökenli kelimelerin birçoğunda bu anlam çeşitliliği vardır. Hatıra edebî tür olarak aynı zamanda bir terimdir.
Dildeki bu inceliklere; yazılı anlatımlarda, gündelik yazılarda, açık oturumlarda, haberlerde artık pek dikkat edilmiyor. Bu incelikleri bilen Türk dili ve edebiyatını alan olarak seçmiş meslektaşlarımızdan bazıları da görebildiğim kadarıyla artık bu titizliği göstermiyor; reaksiyon, temayül, mâni, endişe kelimelerinin tepkime, eğilim, engel, kaygı gibi karşılıklarını kullanmıyor. Otuz kırk yıl önce ve daha sonraki yıllarda meslektaşlar arasında Türkçe ve yabancı kelime kullanma bir sorun hâline getirilmişti. Artık o ölçüde ortam gergin değil. Eskiden öneri kelimeleri kullanmayanlar kınanırdı. îyi hatırlarım Türk Dili dergisine yazı gönderenlerden bazılarının yazılarını uzmanlar Türkçeleştirir yazı öyle yayımlanırdı. Bazen yazı sahibi, yazısındaki kökeni yabancı olan kelimelerin Türkçeleştirilmesini kendileri rica ederdi.
Yayımlanmış bir yazıda işlenen konudan, yazının içeriğinden çok metinde geçen yabancı kelimelere dikkat çekilir ve eleştiri konusu yapılırdı. Aslında bu tutum Nurullah Ataç ile başlamıştır. Kelime seçimi, çeviri yanlışlığı, anlatım bozukluğu işlenen başlıca konulardı. Nurullah Ataç’ın kullandığı, eleştirdiği, tartışmaya girdiği pek çok yazardan bazıları Yakup K. Karaosmanoğlu, Cemal Süreya, Necati Cumalı, Mahmut Makal, Adnan Berk, Orhan Kemal gibi dönemin şair ve yazarlarıydı. Beğendiği yazar ve şairler de vardı. Cahit Sıtkı Tarancı bunlardan biriydi.
(…)
Nurullah Ataç, -kabul etmek gerekir ki- Türkçe kelimeleri seçmede ve bunların dile yerleşmesinde etkili olmuştur. Türkçe öneri kelimeler dolayısıyla onun başlattığı eleştiri ortamı, daha sonra başkaları tarafından da yürütülmüştür. Bu tutum 1980’li yıllarda bile kısmen devam etmiştir. Bu eleştirilere ben de uğradım. Bunlardan biri, Bitlis lisesinde edebiyat öğretmenim olan daha sonra Türk Dil Kurumu Sözlük Kolunda birlikte çalıştığım değerli bilim adamı Prof. Dr. Talat Tekin tarafından yapılmıştı. Bir makalemde eylem ile fiil örneğinde olduğu gibi kullandığım biri Türkçe ötekisi köken olarak yabancı olan kelimelerden dolayı eleştirilmiştim.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 87 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.