10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 745 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 745
Aşağıdaki metni okuyunuz. Soruları metinden hareketle cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Moskova’ya… Moskova’ya
Moskova’nın bende bıraktığı ilk izlenim, büyüklüğü ve sakinliği oldu. Sessizliği büyüklüğünden, büyüklüğü sessizliğinden geliyordu sanki. Geceleyin ayaklarınızın sesini duyarak caddelerde yürürken, bu şehirde yedi milyon insanın oturduğuna inanmak gelmez içinizden. Ama bunun nedenlerini anlamak da güç değildir. Gündüzleri kalabalık olan üstü değil, altıdır Moskova’nın. Metro, örümcek ağı gibi sarmıştır onu, büyük çoğunluğun kullandığı taşıt aracı metrodur. Her istasyondan dakikada bir tren geçer. İşçiler işlerine çoğun metro ile gelip giderler. Bundan başka, tiyatrolar, sinemalar erken başlar, erken biter. Beş, beş buçukta girersiniz, bilemediniz dokuz 28 buçukta çıkarsınız. Ertesi gün çalışacak olan Moskova’lılar, yemeklerini yiyip erken erken yatacaklardır. Törenler, şölenler de öyle erken saatlerde düzenlenir. Gerçi Moskova’yı gören herkesin söylediği gibi, geceleyin sokaklar büsbütün boşalmıştır; ama bütün şehrin tümden uykuya daldığı anlamına gelmez bu. Büyük otellerin salonları, geç vakitlere kadar açık, kalabalık, canlıdır. İnsanlarla oturdukları şehirlerarasında benzerlikler kurmak doğru olursa denecek şudur ki, Moskovalı Moskova gibi sakindir, şehri gibi huzur verir o da. Yüksek sesle konuşmaz, ateşli ateşli tartışmaz, naziktir, düşüncelidir, giderek dalgındır bile. Bu yüzden olacak, Babayef’e ikide bir:
– Düşüncelisiniz bugün, diyordum.
O da şaşarak:
– Hayır, diyordu.
Türkçeyi bir İstanbul efendisi gibi konuşan Aleksandrof, hep bir şey hatırlıyormuş gibi dalar giderdi, bizim işlerimiz için sessiz sessiz öteye beriye telefon ederken, haritalarına dalmış bir kurmay subay gibi çevresini unuturdu, dikkatli ve telaşsız. İstanbul’dan tanıdığım güler yüzlü Bay İvan’ın neşesi de sanırım gürültülü kahkahaya değin varmamıştır. Diyeceğim, Karamazoflara benzer kimseyi görmedim orda. Dostoievski’nin Rusları yanlış anlatmış olduğu biçiminde bir eleştiri olarak söylemiyorum bunu, aklımın ucundan geçmez öyle şey, Dostoievski’nin ereği başkaydı.
Moskova’da belirleyici görünü kulelerdir. Eski kiliselerin renkli şekerlere benzeyen kubbeleri arasından yeni Moskova’nın gökdelenleri yükselir. Stalin’in gününde yapılmış olan yedi büyük yapı. Üniversite, Otel, Bakanlık (Dış İşleri Bakanlığı) ve konut olarak kullanılıyor bunlar. Ben bu yapıların uslup- larından hoşlanmadım. Belki de Moskova ile uygunluk aranarak yapılmış olacaklar. Bunlarda sezilen başlıca amaç büyüklüktür, görkemdir, göz doldurmaktır. Onlarda olsun, öteki büyük blok apartıman- larda olsun, bir biteviyelik ağır basıyor. Gerçi bu biteviyelikten kurtulmuş bir iki yapı görmedim değil, ama onlar arada kaynayıp gitmişler. Bunlardan birini Corbusier yapmış, otuz beş yıllarında sanırım, aklımda yanlış kalmadı ise. Hoşa gitmemiş olacak ki, unutulmuş bir yanda. Yeni Moskova, eski Moskova’yı ortadan kaldırmamıştır, onun yanında, arasında kurulmuştur: öyle ki büyük yeni yapıların arasında, en işlek alanlarda, bir katlı, küçük, ahşap, yapılar da görüyorsunuz arada bir.
(…)
Melih Cevdet Anday, Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 745 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.