10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 595 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 595
Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Türk Sinemasının Bilge Yönetmeni: Ahmet Uluçay
Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı Tepecik köyünde 2 Aralık 1954’te dünyaya gelen, ilkokulu bitirdikten sonra bir süre çobanlık yapan ödüllü yönetmen ve senarist Ahmet Uluçay; inşaat işçiliği, kamyon şoförlüğü, hamallık ve tavukçuluk gibi çeşitli işlerde çalıştı.
(…)
Filmlerini zor şartlar altında çeken yönetmen Uluçay, yaptığı çeşitli işlerde iflas ettikten sonra sinemada başarıyı yakaladı.
(…)
Yazar Mustafa Özçelik “Mücerret”te yayımlanan bir yazısında Uluçay hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: “Ahmet Uluçay, bir sinema bilgesi. 55 yıllık hayatında çocukluk düşlerinden hiç ayrılmadan hayallerinin peşinde koşan, imkânsızı âdeta mümkün kılan, böylece hiçbir sinema eğitimi almadan, dahası kendi ilk filmine kadar hiçbir film seti görmeden, kabuğunu çatlatarak ‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ı başarmış bir insan.”
Yönetmen Murat Pay da 1990 sonrası Türk sinemasında sıklıkla görülmeye başlanan taşraya dönüş hikâyelerinde Uluçay’ın etkisinin büyük olduğunu aktararak şu bilgileri vermişti: “Kentli sinemacının taşrası, kentten taşraya kaçış şeklinde tezahür ederken Uluçay’ın taşrası çok ayrı bir yerde duruyor. Taşraya taşradan bakan bir göz onunki… Konu ve içeriğinin özgünlüğü itibarıyla olduğu kadar film yapma şekliyle de benzersiz. O dönemin ve günümüzün önemli isimlerinin filmlerine dikkatli bakıldığında Uluçay etkileri görülecektir. Uluçay’ın da günlüklerinde sık sık tekrarladığı ifadeyle “Arı bal yapacağı çiçeği iyi bilir.” Pelikülle hayatı aynılaştıran bakışıdır, şüphesiz çevresindeki yönetmenlerin de ondan bu denli etkilenmesine sebep olan. Ancak tüm bunlara rağmen beklediği maddi desteği göremeyen Uluçay, ümitsizliğe düştüğü anlarda güncesine sığınıyor: “Yıllardır hiç tren geçmeyen bir istasyonda gelmeyecek yolcuları beklemek.” olarak betimliyor içerisinde bulunduğu hâli. Zaman zaman sistemin dışarı attığı, hâliyle ‘Modern dünyaya göz yumuyorsak, teknolojiye karşı lunaparkta gezen çocukların şaşkınlığı yoksa yüzümüzde bu bizim erdemimizdir belki.’ diye teselli buluyor. Nihayetinde öyküsünü çekemeyeceği korkusuna kapıldığında da Yakup’a sığınarak ‘Çekemezsek öyle sımsıcak kalır yüreğimizde bir sen bilirsin bir de ben.’ demiştir”
Uluçay, 2007de başladığı “Bozkırda Deniz Kabuğu” filmine sağlık sorunları nedeniyle devam etme imkânı bulamadı.
Beyin tümörü teşhisiyle kaldırıldığı hastanede tedavi görürken zatürreye yakalanan iki çocuk babası Uluçay, 30 Kasım 2009da 55 yaşındayken vefat etti.
(…)
Basından
Kelime Dağarcığı:
pelikül: Boş film, film şeridi. teşhis: Tanı. tezahür: Belirme, görünme, gözükme, ortaya çıkma, oluşma.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 595 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.