10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 545 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 545
Aşağıdaki metni okuyup soruları metne göre cevaplandırınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Halit Ziya
“Üstadı, başında lacivert bir bere, sırtında kaşmir bir ceket, elinde makas, bahçesinde bulurduk. Bir dal, bir gül keserken… Telaşsız, yumuşak adımlarla gelir; pek ölçülü bir nezaketle misafirlerini karşılardı. Birinci katta, pencerelerine yapraklar değen büyük bir odada toplanırdık. Hayal ötesi bir çay masası kurulurdu. Fakir mahallelerin sulh günlerinde bile tatmadığı, zengin konakların artık unutmaya başladığı dünya nimetlerine kavuşurduk burada: Çay, süt, sütlü kahve, kakao. Sonra, peynirlerin her çeşidi. Reçeller, reçeller, reçeller. Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar. Pastalar, şokolalı, kremli, meyveli pastalar. Bisküviler, kuruvasanlar, briyoşlar, küçük ılık börekler.
Yerdik bütün açgözlülüğümüzle; hayır, hayır, bütün açlığımızla yerdik!
Sonra, -eyvaaah- doyardık!.. Nasılsa davetliler arasına katılan son Divan artığı … bir şair, Yaşar Şadi, tatlı bir baygınlıkla koltuğa yığılınca kibar ev sahibi, bıyıklarının altından kaybolan bir gülümseyişle sokulur, sorardı:
— Size biraz pencereyi açayım mı?
Ziyafet, akşam garipliği, daha doğrusu ayrılık garipliği çökerken bir piyano konseriyle sona ererdi. (.)
Tevfik Fikret’le yan yana, Türk edebiyatının pencerelerini Batı’ya açan bu sahiden büyük adam, Cumhuriyet’ten sonra mebus olmak istemişti. Haksızdı bu isteğinde. O, mebusluk isteyecek değil, kendisine mebusluk teklif edilecek, hem de ricalarla teklif edilecek, sayılı insanlarımızdan biriydi. Adı, edebiyat tarihimizde bir çağın adıdır.
(.)
Halit Ziya da Fikret gibi, Cenap gibi Türk sanatının panteonunda sessiz sedasız uyuyor. Tıpkı yaşmak, tıpkı ferace, tıpkı fıta, tıpkı Göksu gibi romanlarındaki hayat da artık bir geçmiş zamanlar tarihidir.
Konuştuğu dile gelince: Anlayanların mezar taşları bile tek tük kaldı artık. Hüvelbaki!
Yusuf Ziya Ortaç, Bir Varmış Bir Yokmuş Portreler
Kelime Dağarcığı:
briyoş: Bir tür Fransız ekmeği. fıta: Hamamda bedene sarılan örtü, peştamal. fondan: İçinde tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir şekerleme türü. hüvelbaki: “Baki kalan Allah’tır.” anlamında ve genellikle mezar taşlarına yazılan bir söz. panteon: Büyük yararlık göstermiş kimselerin gömüldüğü ulusal anıt.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 545 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.