10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 540 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 540
1. Bir yazar; eserini oluştururken bilgi verme, izlenim oluşturma, yaşanmış bir olayı aktarma, kanıları değiştirme gibi amaçlardan birini veya birkaçını güdebilir. Bu amaçlar da yazıda hangi anlatım tekniklerinin kullanılacağım belirler.
a) Okuduğunuz metinde yazar, bu amaçlardan hangileri için hangi anlatım tekniklerini kullanmıştır?
- Cevap: Yazar, okuduğumuz metinde Türk ressamlarının resimlerini sergilemek için Avrupa’ya gittiği bir dönemde mütareke sebebiyle geri dönemeyişini ve Viyanada yaşadıklarını anlatmayı yani bir olayı okuyucuya aktarmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple de öyküleme tekniğini kullanmıştır. Öğretici metinlerde bilgi verme amacı da bulunur. Yazar bu amaçtan dolayı açıklama tekniğini de kullanmıştır.
b) Okuduğunuz metnin yazarı anlatımında edebî söyleyişlere önem vermemiştir. Bunun nedeni sizce ne olabilir?
- Cevap: Bu sorunun cevabı öğrenciye bırakılmıştır ve yoruma açıktır. Muhtemel cevaplardan biri şöyledir: Anı türü, öğretici metinlerden biridir. Bu sebeple amacı edebî bir söyleyişten ziyade bilgi vermektir. Yazar bu sebeple edebî söyleyişlere önem vermemiştir.
c) Metni edebî bir söyleyişle tekrar kaleme alacak olsaydınız metnin anlatımında neleri değiştirmeniz gerekirdi?
- Cevap: Bu sorunun cevabı öğrenciye bırakılmıştır ve yoruma açıktır. Muhtemel cevaplardan biri şöyledir: Metni edebî amaçla tekrar kaleme alacak olsaydım anlatımında tasvirlere, benzetmelere, öznel ifadelere ve karşılıklı konuşmalara çokça yer verirdim.
2. Siz de yazarla aynı anlatım tekniğini kullanarak metne anlam ve biçimce uygun, kısa bir sonuç bölümü yazınız.
- Cevap: Bu sorunun cevabı öğrenciye bırakılmıştır ve yoruma açıktır. Muhtemel cevaplardan biri şöyledir: Artık İstanbul’da yaşamak istemeyen birçok Türk kendilerini Viyana’ya atmışlardı. Bunlarla bir kahvede buluşur, dertleşirdik. Kimse kimseye yardım edecek hâlde değildi. Onlar da parasızdı ve biraz sermayesi olanlar da lokanta ve pastane açmak, Macaristan’dan un ve tereyağı getirip satmak gibi çarelere başvuruyorlardı. Ben de yaşayabilmek için resimden başka bir çare bulmalı idim. O zamanlar bazı kimseler geçinebilmek için yüzük, saat gibi kıymetli eşyalarını satıyorlardı. Bunların Berlin’de daha pahalı olduğunu öğrenince biriktirdiğim para ile ucuz fiyata küçük bir pırlanta yüzük alarak Berlin’e götürdüm ve iki misline sattım. Aldığım marklarla Viyana’ya döndüm. Bu marklar Viyana’da iki misli kuron yani Avusturya parası ediyordu. Çünkü kuron mütemadiyen düşmekte olduğundan herkes parasını marka çevirmek istiyordu.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 540 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
