10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 435 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 435
Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Dikmen Yıldızı
(…)
înebolu deresinin taşlıkları ve iki tarafı, gece başka bir dünya oluyordu. Kağnı halkaları içinde toplanan köy kadınları, kızlar, çocuklar ve ihtiyar erkekler uzun yollara karşı kuvvet biriktirmek için dinlenirlerdi. Yıldız’la Beybaba, kafesli hanayın sedirinden onları seyrederek, seslerine kulak verirlerdi. Kâh Beybaba coşardı:
– Şu millî cidal içinde köy kadını başlı başına bir tarih ve bir şâheser yaratıyor.
– Ilgaz’ı geçerken ne dediydi o kadın?
– Ha! Şu yağmur yağarken mi? Evet, ben Doruk karakolunda şişeye su koymak için inmiştim, hatırladım. Yanında iki üç yaşlarında minimini bir çocuk vardı. Yağmur altında sırsıklam bir çocuk. Kağnı bozulmuş, iki ihtiyar erkek tamirle uğraşıyor. Bir kadın yere çömelmiş, eteğiyle bir şeyler örtmüş duruyordu.
– Bacı! dedim. Eteğinle örtecek başka şey bulamadın mı?
– Olmaz! diye eteğini kaldırdı ve zayıf yüzünde parlıyan bir çift ateşle gözlerime bakarak ilâve etti:
– Sonra patlamaz!
Baktım, eteğiyle örttüğü. bir çift top mermisi idi.
Yıldız, merdiven kapısının yanında oturan Fatma’ya bakarak:
– Bunlar unutulacak mı? dedi.
– Beybaba kuvvetli bir sesle reddetti:
– Hayır! Asla! Müebbeden unutulmıyacak.
Fatma kımıldadı, bir şeyler söylemek istiyordu.
Beybaba, söyle bakalım Fatma Kız! dedi. Fatma sivri çenesinin altındaki namaz bezini biraz daha aşağı çekerek:
– Ne söylediklerinizi pek o kadar anlayamadım, dedi. Amma iyi şeyler, köylü şeyleri olduğunu farke- diyorum. Yalnız her işi hakkınca vermeli beyefendi. Resimciye mi vereceksiniz, yazıcıya mı, yoksa o anlamadığım kimseye mi? Yalnız verirken hakkınca verin. Kalbi köy kızının yanında, kalbi bütün şehir tangosu vardır. Ben dört beş ay evvel köye gitmiştim. Gelirken yolda tangolara rastgeldim. Ah hanımım! Ne süslü, ne nazik tangocuklardı. Hepsi de sülün gibi güzel hanımlardı. Nafile tango dememişler.
Dayanamadım, çamurlara batanlardan birisine:
– Güzel hanım! dedim. Ayacıkların üşümüyor mu? Ankara’da ısıtacağız, dedi, güldü. Çok yorulacaksınız, dedim. îzmir’de dinleneceğiz, dedi de küçücük yumruğunu havada salladı. Onlar da beni lâfa tuttular.
(…)
îşte o gün bugündür, içimde bir ateş, ateşten bir ses var, her vakit bana diyor ki gam yeme! Kurtulacaksın. Ah hanım! Ah beyefendi! Bu ateşten ses herkesin yüreğinde çınlasa.
– Çınlıyor kızım, çınlıyor. Çınlamasaydı böyle olmazdı. Çınlamasaydı o tangoları göremezdin ve Sakarya bir ölüm ırmağı olurdu.
(…)
Aka Gündüz, Resimli Motifli Türk Edebiyatı Tarihi
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 435 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.