Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 429

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 429 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 429

Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Zavallı Necdet

(…)
İşlerime ait muameleleri bitirmiş, rahatça gezebilmek için artık kendi başıma kalmıştım. O zaman sevdiklerimi ziyarete başladım. Altı ay devam eden seyahatim esnasında; İstanbul’a döndüğüm zaman günlerce gezmek, lâyıkıyla eğlenmek için ne güzel plânlar tertip etmiştim. Şimdi bütün o plânlar karışmıştı. Her gün bir tarafa gidiyordum. Akrabalardan birini görmeye, dostlarımdan biriyle görüşmeye koşuyordum. Evvelce hazırlamış olduğum plânlarda İstanbul’a dönünce Necdet Feridun’u arayıp bulmak, ne olduğunu anlamak da dahildi. On, on beş gün geçtiği hâlde kendisini görememiştim. Nerede oturduklarını da bilmiyordum. O sırada bir gün Şişli tramvayında İbrahim Şemsi’ye rastladım. Kendisinde yine eski metanet, eski samimiyet mevcut. Seyahatim hakkında kısa bir malûmat verdim. Biraz şakalaştık, güldük. Nihayet mühim bir şey unutmuş gibi sordum: Necdet nerede ikamet ediyor? Kendisini görmeyi pek arzu ediyorum da.
– Bebek’teki yalıda. Zavallı çocuk. Kendisi için bilseniz ne kadar müteessirim. Validesiyle şimdi oraya çekildi. Siz nerede ikamet ediyorsunuz?
– Feneryolu’nda. Orasını bilmem neden, ben pek seviyorum. Yazları o lâtif mevkiden ayrılmak istemiyorum.
– Eski köşkte mi?
– Hayır, biraz ileride.
Galatasaray’a gelmiştik. Vedalaştım. Tramvaydan aşağı atladım. Kendi kendime dedim ki: Yarın Bebek’e gitmeli! Artık buna karar vermiştim.
Ertesi gün sabahleyin Bebek iskelesinde bulunuyordum. Belediye bahçesine doğru deniz kenarında biraz yürüdükten sonra yalının önünde durdum. Ben yalıyı evvelden bilirdim. Seneler önce Necdet Feridun ile bu yalıda pek lâtif çocukluk âlemleri geçirmiştik. Yalıyı şimdi biraz harap buldum. Geçen bu kadar senelerin hasıl ettiği haraplık bundan mı ibaretti? Çıngırağı çektim. Temizce giyinmiş, tanımadığım bir uşak karşıma çıktı. Dedim ki: Beyefendiyi görmek isterim. Uşak beni bir süzdü. Sonra şu yolda cevap verdi:
– Pek rahatsız, kimseyi kabul etmiyor.
Buraya kadar geldikten sonra geriye dönmeye razı olmadım. Uşağa adımı söyledim. Yabancı olmadığımı anlatmaya çalıştım. Beni selâmlıkta bir odaya aldı. Bir iki dakika sonra Necdet Feridun da koşup geldi. Saf çocuklar gibi birbirimizi kucakladık. Bana dedi ki:
– Pek acele, lüzumlu bir seyahate çıktığını işittim. Bu ne kadar uzun sefer. Doğrusunu ister misin? Seni devriâlem seyahatine çıkmış sanıyorum.
– Hemen hemen onun gibi bir şey.
Bana seyahatim hakkında bin türlü sualler sordu. Irak, Filistin hakkında malumat, izahat vermeye çalışıyordum. Dicle vadileri, Irak badiyeleri üzerine hayli tafsilat verdim. Sonra artık bu bahsin uzayıp gitmemesi için başka bir muhavere tarzı açmak istedim: Ey! Şimdi nasılsın bakalım? dedim.
– Şimdi çok, çok iyiyim. Yoksa bunu fark edemiyor musun?
– Öyle! Hakikaten çok fark var.
Onu tasdik için ağzımdan birdenbire çıkmış olan bu sözleri söylerken kendisine dikkatle bakıyordum. Çok zayıflamıştı. Çehresinin sarı rengi, gözlerinin altını kaplayan siyah halkalar, bana onun söylediklerinin aksini ispat ediyordu. Seyahatimden evvelki hâline nispetle şimdi daha ziyade ezilmiş olduğunu anlamak, hissetmemek kabil değildi. O hâlde kendisinin pek iyi olduğunu niçin söylüyordu? Evvelce sıhhatinden daima şikâyet eden Necdet değişmiş miydi? Zannetmem! O hâlde. Benden saklanacak, itiraf edilemeyecek bir şey mevcut olabilir; teessürlerini, ıstıraplarını tamamıyla itiraf etmek, onları hikâye için bir yol açabilir. Bunları söylemek ise belki. Bu fena fikirleri aklımdan çıkardım. Kendi kendime dedim ki:
– Bunu niçin başka bir sebebe atfetmemeli. Mesela veremliler; hastalıkları arttıkça bunu itiraf edemez…

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 429 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

** Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!