10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 422 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 422
Kelime Dağarcığı:
kıraat: Okuma. mahdum: Oğul.
1. a) Romanın başkişisi Bihruz Bey; gösterişe düşkün, para harcamayı seven, savurgan, eğitime önem vermeyen ve şımarık bir gençtir. Hayatı çalışıp üretmekten çok tüketmek üzerine kuruludur. Sizce böyle bir yaşam şekli insanı mutlu eder mi? Gerekçeleri ile yazınız.
- Cevap: İnsanın hayatı boyunca birtakım ihtiyaçları bulunmaktadır. Kişi, bu ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalı, üretmeli, topluma ve ülkesine faydalı işler yapmalıdır. Ancak bazı insanlar Bihruz Bey gibi ellerinde bulunan hazır paraya güvenerek para kazanmak için herhangi bir gayret göstermezler. Miras olarak kalan ya da farklı yollar ile temin edilen bir paranın varlığına hiçbir zaman güvenilmemelidir. Bir şey sürekli kullanılıp, üzerine yenisi eklenmediğinde tükenmeye mahkûmdur. Çalışarak, alın teri dökerek, üreterek, faydalı işler yaparak geçen bir ömür insanı mutlu eder. Aksi takdirde çaba göstermeden kazanılmış her şey sabun köpüğü misali bir anda sönüp gider ve bu durum insanı derin üzüntülere, içinden çıkılmaz durumlara sürükleyebilir.
b) Bihruz Bey, sizin yakın bir arkadaşınız olsaydı ona hayata dair hangi nasihatlerde bulunurdunuz? Açıklayınız.
- Cevap: Bihruz Bey benim arkadaşım olsaydı ona yaşam şeklinin kendisini mutlu etmeyeceğini ve bir an önce silkelenip kendisine gelmesini söylerdim. Gösteriş, mal, mülk, para her an için yok olacak şeylerdir. Ancak üretmek, faydalı işler yapmak, kendini geliştirmek insanla birlikte yaşayan, çoğalan ve insan bu dünyadan göçüp gittikten sonra da adından bahsettiren değerlerdir. Eğer üzülmek ve hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsan çalışmalısın çünkü hazıra dağ dayanmaz, derdim.
2. Bihruz Bey her nereye gitse, her nerede bulunsa, maksadı görünmekle birlikte görmek değil; yalnızca görünmekti. ifadesinden hareketle insanın bu şekilde davranışlar sergileme sebeplerinin neler olabileceğini açıklayınız.
- Cevap: Bazı insanlar, çevresinde olup bitenlerin farkında olmadan sadece kendi mutlulukları için yaşarlar. Kendilerini dünyanın merkezine koyup bütün hayat karşısında duyarsız ve vurdumduymazca davranırlar. İnsanların ne acılarını ne de üzüntülerini fark ederler. Bu insanların bu şekilde davranma sebepleri hayatlarında hiçbir zorlukla karşılaşmamış olmaları, bazı imkânlara çalışmadan hazır şekilde ulaşmış olmaları ve paylaşmanın mutluluğunu bilmemeleridir. Amaçları görmek değil görünmek olan bu insanlar; gösteriş meraklısı, ne oldum budalası, bencil insanlardır. Bencillikleri sebebiyle dünya yansa da onların bir tutam otu yanmaz, olup biten her şeye kulak tıkayıp göz kapatırlar.
3. İsraf etmenin, har vurup harman savurmanın birey ve toplum hayatına etkileri neler olabilir? Bu konudaki düşüncelerinizi örnekler vererek açıklayınız.
- Cevap: İsraf bir tüketim çılgınlığıdır, savurganlıktır. İsrafın hem kişisel hem de toplumsal boyutta maddi ve manevi pek çok zararları vardır. İsraf; insana maddi, manevi ve psikolojik olarak zararlar verir. Elindeki malı har vurup harman savurmak, gerekli yerlere harcamamak insanlar arasındaki ekonomik dengeyi bozup kişiler arasındaki kıskançlığı artırır. Savurgan kişinin aile düzeni bozulur. Sadece insana zarar vermekle kalmaz, toplumları da felakete sürükleyebilir israf. İsrafa alışan insan, başkalarını düşünemez hâle geldiğinden toplumda sınıf farklılıkları ortaya çıkar. Oysaki insan, paylaşmayı bildiği ölçüde saygın ve mutlu olur. Sevginin temel şartı paylaşım ve özveridir. İsraf; toplumları hem ekonomik açıdan hem de kültürel açıdan esarete düşürür, dışa bağımlı kılar. Dünyada bir grup insan; sahip olduğu malı mülkü ve serveti nasıl harcayacağını bilmeyip, israf ederken diğer bir grup da çok zor şartlar altında hayatta nasıl kalacağı düşüncesi içerisindedir. Sonuç olarak sürekli israfta bulunan bir birey; ekonomik olarak bir süre sonra hem kendini hem ailesini zor durumda bırakırken israf eden insanların oluşturduğu toplumlar da her açıdan dışa bağımlı olurlar, ekonomik olarak yıkıntıya uğrayıp bağımsızlıklarını kaybederler.
4. a) Tanzimat Döneminde roman ve öykü tekniği iyice gelişmiş, Batı standartlarına yakın eserler verilmiştir. Konular genelde İstanbul’un belli yerlerinden, Batılılaşma yolundaki ailelerden seçilmiş; esirlik, yanlış Batılılaşma vb. konular işlenmiştir. Dönemle ilgili bu özelliklerin metne yansıdığını düşünüyor musunuz? Açıklayınız.
- Cevap: Metin, Batılılaşmayı yanlış anlayan ve aile servetini bu yanlış anlayışa kurban eden Bihruz Bey’in trajikomik durumunu konu edinmiştir. Tanzimat Dönemi’ndeki entelektüel çevreye, zengin çocuklarına ve yüksek memur çocuklarına eleştirilerde bulunulmuş; Batı’nın bilim ve sanatına değil de yaşantısına özenen, hem batılı olamayan hem de öz kültüründen kopan, taklit ve özenti kesimlere eleştiri yapılmıştır. Ayrıca metinde İstanbul’un en iyi semtlerinden de bahsedilmiştir. Bu yönleri ile eser, Tanzimat Dönemi özelliklerine uygun yazılmıştır denilebilir.
b) Siz yaşadığınız dönemi yansıtan bir roman yazacak olsaydınız özellikle hangi kavramları dikkat çekecek biçimde kullanmayı tercih ederdiniz? Niçin?
- Cevap: Yaşadığım dönemi yansıtacak bir roman kaleme alacak olsaydım geçmişte çoğu yazarın yaptığı gibi ben de dönemimin gündemini kaleme alırdım eserlerimde. Hızla gelişen teknoloji, küresel ve sosyal sorunlar, kirlenen dünya, salgın hastalıklar, dünya barışı vb. kavramlara dikkat çekerdim. Çünkü amacım yaşadığım dönemin toplumsal sarsıntı yaratan olaylarını eserimde fon olarak kullanıp insanı anlatmak olurdu.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 422 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
