10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 409 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 409
Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
İntibah
(…)
Ali Bey, zengin çocuklarından yirmi bir yirmi iki yaşında bir delikanlıydı. Anasının, babasının bir tanesi olduğundan ve özellikle babası çocuk kıymetini gerçekten bildiğinden, îstanbulda bulunduğu halde, eğitimine eğitim açısından en yüksek dereceye erişmiş olan yerlerdeki soylular kadar, özen gösterildi.
Çocuk on yaşına geldiğinde dil bilir edebiyatçılar arasında yeni yetişenlerin en yeteneklilerinden biri olarak kabul edilirdi. Hele babasının bizim taraflarda benzeri çok az görülen yumuşaklık ve şefkati, yaradılışında olan saflık ve nezakete o kadar kuvvet vermişti ki; terbiyesine, davranışlarına bakanlar kendini âdeta bir melek zannederlerdi. Fakat zavallı babası bütün hayatı boyunca ciğerparesi için daima büyük bir endişe içindeydi. Çünkü çocuk sarı benizli, fazlasıyla asabi, bununla beraber kanı da oynak olduğu için gördüğü akıllıca terbiyelerin, şefkatli davranışların etkisiyle, doğanın sonuçlarından olan hiddeti yenebilir gibi görünürse de o mizacın bir diğer sonucu olan aşırı düşkünlük ve tutkuya esir olduğu hemen her zaman anlaşılıyordu. Her neyi merak ederse bütün dünyayı unuturcasına ilgisini ona yöneltirdi. Bir şeyi arzu eder de bir engelle karşılaşırsa maksadı ne kadar küçük olursa olsun onu ele geçirmek için bu yolda yapacağı hiçbir fedakârlıktan çekinmezdi. Hatta ufak bir emelinde ümitsizliğe düşünce günlerce hastalanır, geceleri gizli gizli ağlardı.
Babası ise dünyada hem en büyük olgunlukların hem de en büyük eksikliklerin sebebi olan bu inatçılık huyunu çocuğun doğasından çıkarmaya imkân görmediği için, o eğilimleri daima eğitmek ve düzeltmek yoluna giderek oğlunu bu hâlden kurtarmaya çalışırdı.
Ali Bey babasının sağlığında ve hele on dört, on beş yaşına girdikten sonra dünyada öğrenmekten başka önemsenecek, arzu olunacak bir şey bulamaz olmuştu. Dünyayı unuturcasına meşgul olduğu bir şey var ise o da dersleriydi. Bir küçük maksat için büyük fedakârlık yapması gerekiyorsa, nüshası pek nadir olan bazı kitapları değerinin kırk elli misli fazlasına almaktaydı. Hastalanırsa herhangi bir şey için bahse girip de bahiste yenildiği için hastalanırdı. Ağlarsa okuduğu şeylerde zor bir meseleye rastlayıp da halledemediğinden dolayı ağlardı.
Fakat bu yenilikler dünyası kendi gibi yerinde durmadığından çocuk, yirmi yaşına girer girmez, var olma sebebi fikirlerinin terbiyecisi olan babası ölünce, Ali Bey’in halinde birbirini takip eden çeşitli bulutlanmalar, çeşitli belâlar görülmeye başladı.
Çocuğu yaradılışı başta olmak üzere gördüğü terbiye, vicdanındaki hislere daha kuvvet verdiğinden ve babası hayatının başlangıcı olduğu için gözünde kendi hayatından daha değerli olmanın dışında her zaman terbiye edeni, danışmanı ve arkadaşı, en yakın dostu olduğundan gönlünde ne kadar sevgi ifadesi varsa hemen hepsini ona adamıştı. Böyle hiç hatırında yokken vicdanın ve kültürünün sahibi olan değerli bir varlığı bir daha geri gelmeyecek şekilde ansızın kaybedince hayatın anlamını da onunla beraber kaybetti. Gönül dostu olan kitaplarına bakar, aşağılık kimselerin dostluğuna düşmüş gibi sıkılırdı. Fikirlerinin dinlenme yeri olan kalemine gittiğinde, zindana atılmış kadar üzgün olurdu. Onun bu hali validesine eşinin vefatından çok endişe vermekteydi.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 409 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.