10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 379 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 379
Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Karabibik
(…)
Tarlayı otlar bürümüştü. Karabibik burayı babası Koca Osman’ın mirası olarak ele geçirmişti. Tarla o zaman on iki dönümken dört dönümünü Kara Durmuş’a satıp parayı askerlik bedeli olarak vermişti. Şimdiki halde sekiz dönümden ibaret kalan bu toprak parçasına bile tarla komşusu olan Yosturoğlu göz dikmekte bu sebeple aralarında ara sıra münakaşa yaşanmaktaydı. Otuz iki dönüm tarlası olanların da el ayası kadar toprağa göz dikmesi münasebetsiz değil mi ya? Kendisi şu kadarcık tarla sayesinde ancak akşamları bir kaşık sıcak çorba içecek kadar mal kaldırabiliyor; elinden bu da çıksın da açlıktan mı ölsün? Zaten Yosturoğlu’nun babası da bu toprak hırsından ölmemiş miydi? O vaktin behrinde de babası himdi kendisi gibi ötekinin berikinin damına, tarlasına göz koya göz koya herkesin canını yakmıştı.
(…)
Deli Ali aklına bir şey gelmiş gibi atılarak dedi ki:
– Dur be! Koca İmam kayınçasını everiyormuş.
Diğer ikisi birden hayretle:
– Sarı Simayil’i ha?
Deli Ali bunların henüz haberdar olmadıkları bu havadisi vermiş olmasından böbürlenmeye başladı. Kendisine her olanı biteni bilen adam tavrı vererek dedi ki:
– Köşkarlı Yusuf Aanın beslengisini alıyo.
Karabibik bu havadisten hiç hoşlanmadı. Çünkü onun başka bir hesabı vardı: “Sarı Simayil”e kızı Hu- ri’yi vermek arzusundaydı. Bu evlilik sayesinde Koca îmam’ın öküzlerini bedava kullanabileceğini hesap etmekteydi. Sarı İsmail elden çıktıktan sonra bu öküzler de başkasının malı olacak; başkasının malı olmasa da yine her zamanki gibi parayla kullanmak lazım gelecek.
(…)
Karabibik kendi kendine sormuş olduğu bir suale cevap vererek dedi ki:
– Ee, gayrı ni hal edelim, kader değilmiş.
(…)
Karabibik birinci dönümü bitirmek üzereydi.
Sağa sağa kaçmaya çalışan Benekli’yi üvendirenin burnuyla yola getirmekteydi. Yüreğinde bir sevinç duymaktaydı. Sabanın sapına büyük bir gururla sarılarak, kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi. Harımın yanına kadar yaklaştı. Hayvanları harmanlatıp ikinci dönüme geçti. Hem yürüyor hem şarkı gibi bir şey mırıldanıyordu: Bas gidelim yavrum da bas gidelim.
Etrafta çiftçiler işleriyle meşguldüler. Yanı başında Deli Ali, Koca îmam’ın tarlasını nadas etmekteydi. İki erkek arada sırada birbirlerine seslenmekteydiler:
– Hey Deli Ali! Köşkarlı Yusuf onu halletmiş?
– Gürsese gitmiş. Beslengisini almaya.
– Sarı Simayil’i ni vagıt everiyo?
– Yaydan geri…
Artık Karabibik Huri’yi Sarı Simayile vermekten ümidi kesmişti. Fakat buna da artık lüzum kalmamıştı, çünkü işte kendisi de çift sahibi mal sahibiydi.
Nabizade Nâzım
Kelime Dağarcığı:
kayınça: Kayın. beslengi: Besleme, üvey kız. üvendire: Çifte koşulan öküzleri yürütmek için kullanılan, ucuna nodul çakılmış uzun değnek, gönder. yay: Yaz.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 379 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.