10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 359 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 359
Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Dürdane Hanım
(…)
Semtlerinde Ayşe Ebe adıyla ünlenen bir ebe hanımın başına gelen acayip hadiseyi işittiniz mi? Henüz unutulacak kadar eski bir hâdise değilse de bu olay, herkesin dilinde dolaştığı zamanlarda dahi biri diğerini yalanlayan bin çeşit hikâye, bahsi geçen olay hakkında pek çok kimsenin işin doğrusunu öğ- renemediğinden bu defa durumu size etraflıca anlatmayı uygun gördük. Bu Ayşe Ebeye, her ne kadar loğusalar arasında “ebe nene” denirse de kendisi “nene” sayılacak kadar yaşlı olmayıp, aksine “kardeş” denecek kadar genç bir kadındır.
Yalnız genç de değil; hem genç hem de oldukça güzeldir.
Bir akşam bu kadın, ailesiyle oturup yedikten içtikten ve sohbet ettikten sonra yatak odasına çekiliyor. Ertesi sabah, herkes uykudan uyanmasını beklerse de Ebe Hanım uyanmaz. Belki gece uykusu kaçmıştır da biraz geç uyanacaktır diye epey zaman kendisini rahatsız etmezler, ancak öğle vakti olduğu halde yine Ayşe Ebeden ses seda çıkmayınca gelip odasının kapısını tıklatırlar.
Tabii, odadan çıt çıkmaz. Herkeste bir telaş, bir merak; kapıyı kırmak gerekip de içlerinden biri kapının zembereğini kurcalayınca kapı açılıverir. Böylece kilitli olmayan ve kendi kendisine açılan kapıyı tekrar kırmaya da gerek kalmamıştır.
Kapı açılır ama odada kimse yok; “Acaba Ebe Hanım az önce kalkıp dışarı mı çıktı?” diye sağ sol aranırsa da Ebe Hanım’ın evde olmadığı anlaşılır.
Al bir merak daha!
(…)
Arayıp taramaya devam edilir. Yine bir iz bulunamaz. Hatta hırsız falan gibi bir düşman tarafından öldürülmüş olsa, kesinlikle bir iz bırakması gerekir ama öyle bir işâret de yok.
Meraklar gittikçe artar. “Sabahleyin erkenden yakındaki konuya komşuya gitmiş olmasın?” denerek ahbaplık ettiği konu komşu da aranır ancak hiçbir tarafta izi bulunamaz.
Artık çaresiz, zaptiyeye bildirilecek, birkaç müfettiş ve polis görevlendirilip, evin içini dışını araştırırsa da hırsız girdiğine dair bir ize rastlanmaz.
Bundan sonra bir taraftan zaptiye ve bir taraftan dahi ev halkı bütün îstanbulda Ayşe Ebeyi aramaya başladılar. Sanki yer yarılmış da içine girmiş Ayşe Ebe; hiçbir yerde yok o kadar!
Bir iki gün böyle devam eder. Ebeden haber yok. Üçüncü, dördüncü gün de geçer, yine haber yok. Sonunda beşinci gece ev halkı kâh ağlayarak, kâh düşünerek Ayşe Ebenin başına ne geldiğini anlayamazken sokak kapısı açılıp kapanır “Kızlar, mumu çıkarın, ben geldim!” diye bir ses duyulur. Bu sesin, Ayşe Ebenin sesi olduğunu anlayıp herkes dışarı fırlar. “Acaba, Ayşe Ebe nasıl görülecek?” diye herkes Ebe Hanım’ı bir başka halde göreceklerini zannederken, aksine Ayşe Ebe, üzerinde gayet güzel bir elbiseyle çıkagelir.
(…)
Herkes, “Canım, Ebe Hanım! Ne oldun? Nereye kayboldun?” diye soru yağmuruna tutarlar. Ebe Hanım da “Hiç, ne olacak! Ebe değil miyim? Gece gündüz denilir mi? Ebe kısmı her zaman hizmete hazır ve nazır olmalıdır!” diye hem açıklamaya başlar hem de ailesine yaklaşırken sanki arkadan kendisini bir tehlike takip ediyormuş gibi sık sık arkasına bakarak korkup çekindiği bir şeyden kaçıyor gibidir.
Kısacası, kadıncağız kendini odaya atıp da ailesinin yanında güvende olduğunu görünce bir kere “ay!” diye haykırıp, kendinden geçer!
Herkesi saran telaşı anlatmaya gerek var mı?
Ahmet Mithat Efendi, Dürdane Hanım
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 359 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.