10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 327 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 327
Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Sabırsız Şah
Efsaneye göre Ahmet Şah, Divriği Ulu Cami’yi yaptırmak için başka memleketlerden mimarlar ve ustalar getirmiş. Cami yapılıp tamamlanır. Fakat içerisindeki kalıplar ve iskeleler durmaktadır. İskelelerin söküleceği sırada mimarların ve ustaların başı ortadan kaybolur.
Herkes:
—Acaba mimarbaşına bir hâl mi geldi, diye merak etmeye başlar.
Ahmet Şah, dört bir yana haber salar. Ustanın ne dirisini ne de ölüsünü bulabilirler. Mimarbaşı olmayınca öteki ustalar, kalıpları ve iskeleleri sökemezler. Şah öfkelenip:
—Başka usta bulun, emrini verir.
Çok sayıda usta ve mimar bulunup getirilir. Fakat her gelen:
—Ben bu kapıları ve iskeleleri sökemem, çok farklı inşa edilmiş, deyip dışarı çıkar.
Kalıpları sökecek kabiliyetli bir usta bulunamaz. Ahmet Şah’ın canı sıkılmaya başlar. Komşu memleketlere mektup yazıp en becerikli ustaları getirtir.
Ne hikmetse bir türlü başaran çıkmaz. Sonunda Ahmet Şah:
—Kapıları böyle sökülmez biçimde çakmak suretiyle mimarbaşı hem bize hem İslam dinine ihanet etti. Meğer mimarbaşı düşmanımızmış. Her kim görür ve yakalarsa çekinmesin, öldürsün, der.
Cami, on yıl kapalı bir biçimde kalır. Cuma ve bayram namazları, caminin önünde kılınmaktadır.
Bir bayram sabahı Ahmet Şah, yöneticiler ve halk, bayram namazını kılarlar. Namazdan sonra bayramı tebrik etme töreni başlamıştır. Kalabalığın arasından Ahmet Şaha yaklaşan, saçı sakalı birbirine karışmış bir derviş:
—Ey Şah! Böyle büyük bir mabet varken dışarıda namaz kılınır mı, diye sorar.
Şah, adamı incitmemek için durumu anlatır. Adam, izin isteyip hemen caminin içine girer ve herkesi şaşkın bırakan bir çabuklukla kalıpları birer, ikişer yerlerinden oynatıp çıkarmaya başlar.
Hemen anlaşılır. Caminin kalıbını sökmeden kayıplara karışan mimar, budur. Fakat sessiz kalırlar. Mimarın işi bitince Ahmet Şah, huzuruna çağırıp:
—Sen, bana ve eserime en büyük kötülüğü yaptın. Yaptırdığım camiyi açmamı yıllarca engelledin. Bunun cezasını biliyor musun, der.
Mimar şu karşılığı verir:
—Şahım! Siz dünyada eşi az bulunur bir cami yaptırdınız. Camiler Allah’ın evidir. Temeli de kubbesi de çok sağlam olmalıdır. Ben, bu mabedin kıyamete kadar ayakta kalmasını diledim. Eğer ortadan kay- bolmasaydım sabredemez, kalıpları söktürürdünüz. Cami de uzun ömürlü olmazdı. Oysa bu caminin on yıl iskelede kalıp temellerinin yerleşmesi gerekir. Onun için çareyi gözden kaybolmakta buldum. İskeleyi de kimsenin bozamayacağı şekilde yapmıştım. Takdir sizin. İster boynumu kestirin, isterseniz bağışlayın.
Şah, mimara hak vererek onu ödüllendirir, ücretini fazlasıyla öder.
Necati Demir, Türk Efsaneleri 1
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 327 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.