10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 285 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 285
Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Söylemez Baba
Vaktiyle Osmanlı padişahı ile İran şahı birbirlerine hediye yüklü kervanlar gönderirlermiş. Söylemez köyü de, bu kervanların güzergâhları üzerinde bulunuyormuş. Kervancılar, buradan geçerlerken Söylemez köyünde mutlaka konaklar, dinlenip, yiyip içtikten sonra yollarına devam ederlermiş. Bir keresinde, İran şahı Osmanlı padişahına kervan yükü olarak şeker göndermiş. O dönem Osmanlıda şeker kıtlığı çekiliyormuş. Kervan, Söylemez köyüne varınca, Söylemez Baba, kervancıların yanına gidip
— “Evlatlarım yükünüz nedir?” diye sormuş.
Onlar da baskın olur korkusuyla yükün şeker olduğunu saklayıp
— “Tuzdur baba” demişler. Bunun üzerine Söylemez Baba şöyle karşılık vermiş:
— “Tuz değil ama tuz olsun”
Kervan İstanbul’a varıp padişahın huzuruna çıkmış, hakikaten şekerin tuz olduğunu görmüşler ve başlarından geçenleri olduğu gibi padişaha anlatmışlar. Padişah, tuz yüklü kervanı geri göndermiş, Söylemez Baba’yı da bulup birlikte getirmelerini emir buyurmuş. Kervan, Söylemez Baba’yla ilk karşılaştıkları yere varmış. Bir süre sonra Söylemez Baba çıkagelmiş ve kervancılara sormuş:
— “Evlatlarım, yükünüz nedir?” Kervancılar:
— “Yükümüz tuzdur baba” deyince, bu kez Söylemez Baba:
— “Tuzdur ama şeker olsun” karşılığını vermiş.
Kervan, Söylemez Baba’yı da yanlarına alarak İstanbul’a dönmüş. Padişahın huzuruna vardıklarında hakikaten de yükün şekere dönüştüğünü hayretle görmüşler. Padişah, bu olayın nasıl olduğunu çok merak etmiş ve Söylemez Baba’ya sormuş:
— “Bunun hikmeti nedir, nasıl yapıyorsun bunu baba?”
Padişah ne kadar ısrar etse de Söylemez Baba cevap vermemiş. Padişah da Söylemez Baba’nın üstüne çok varmamış. Ona birtakım ihsanlarda bulunduktan sonra izzet ve hürmet ile tekrar köyüne göndermiş. Bu olay sonrası bu mübarek zatın adı Söylemez Baba kalmış. Söylemez köyüne gidenler köyün çok bakımlı ve şehir merkezinde dahi bulunmayan gelişmiş yapılardan meydana geldiğini görürler. Günümüzde Söylemez Baba’nın köylüleri zengin ve çok da misafirperver insanlardır. Sanki Söylemez Baba’nın ruhunu incitmekten korkar, köylerine gelen misafirleri en iyi şekilde ağırlamaya çalışırlar. Bu durumu köy büyükleri çok güzel özetlemektedir:
“Yüzlerce yıl evvel irtihal eden Söylemez Baba’nın bedeni toprağın altında ama ruhu hâlâ köyümüzde yaşamaktadır. Onu üzecek olursak hayat bize zindan olur!” Ne güzel bir anlayış! Söylemez Baba’nın ruhuna binlerce rahmet olsun inşallah!
Saim Sakaoğlu, 101 Anadolu Efsanesi
Kelime Dağarcağı: irtihal etmek: Ölmek.
1. Metnin olay örgüsüne baktığınızda Söylemez Baba efsanesi sizce tamamen kurgulanmış bir olay mıdır yoksa gerçekten yaşanmış olabilir mi? Gerekçesiyle açıklayınız.
- Cevap: Efsaneler dinî motif taşır, efsanelerde kutsal ögelere yer verilir ve efsanelerin inandırıcılık özelliği vardır. Bu özellikleriyle efsanelere uydurulmuş metinler demek zordur. Metinde şekerin tuza dönüşmesi olağanüstü bir olaydır. Ortaya çıktıkları coğrafyada önemli olan kişi, nesne ya da mekânların gizemini çözemeyen insanlar tarafından yapılan yorumlardır. Çoğu zaman yaşanmış olaylardan beslenerek anlatılırlar. Bu nedenle tamamen kurgu ya da gerçek deme imkânı yoktur. Sözlü kültürün zenginlikleridir.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 285 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.