10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 177 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 177
Refik Halid Karay’ın hikâyesini okuyunuz. Metinden hareketle aşağıdaki soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Ayşegül
Çam ağaçlarının sesi nasıl tarif edilmelidir? Hem buna ses demek doğru mudur? Ne fısıltıya benzer, ne de bir din nağmesi veya sevda sözleşmesidir. Çamların sesi değil, nefesi vardır. Bana, kendi sıhhî rayihalarını koklayarak derin, uzun, dumanlı bir surette teneffüs ediyor gibi bir tesir yaparlar. Bakarsınız bir şey işitmezsiniz; o zaman galiba havayı içlerine çekerler. Sonra, hep birden nefes almağa başlarlar, çam kurusunu fıstık, reçine, sakız ve ardıç kokan bir derin teneffüs kaplar.
(…)
îşte Bilân sırtlarında, çamlar altındayım. Benim altımda da bin metre aşağıda İskenderun ovasıyla İskenderun kasabası soluk almağa mecalsiz, güneş altında dümdüz yatıyor. Serinlik, gölgelik içinden o kızgın yerlere hayretle bakıyorum. Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve saadet verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki gözle görünen bir yerde sıcaktan bunalmış, sıtmadan kavrulmuş ve güneşten usanmış adamların mevcudiyetine inanamıyorum. Aşağısı bana bahar içindeki bir bahçeden Afrika çöllerinde geçen bir seyahat romanı okuyormuşum gibi çok uzak, çok korkunç, fakat yarı yalan gibi görünüyor. Zavallı küçük, şirin, beyaz İskenderun sanki bornozlu bir seyyah gibi şu akçıl ve ağaçsız ovayı aç, susuz, bitkin bir hâlde zor geçmiş, nihayet denizin serinliğine kavuşmuş fakat serinlik yerine sıcak su tabakası bulunca bu dümdüz ve sımsıcak ova ile sımsıcak deniz arasında ümitsizlikten bıkılıp yarısı suda, yarısı karada serili kalmış! Zaten bu sahillerin denizi benim deniz hakkındaki bilgimi değiştirdi.
Marmara’nın en sıcak günlerde Soğukoluk sularında yıkanmağa alıştığım için ben denizde daima bir serinlik var zannederdim. Hayır burada deniz hem içinde bulunanlara, hem de kenarda yaşayanlara sıcaklık veriyor. Yıkanmak için girenlerin terlemediğine inanmıyorum.
Bilân’ın cenup sırtları, çok ağaçlıklı, çok sulak, çok meyveli ve serin. îşte bir pınar başındayım; oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali oymuşlar. Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı takunyalı sarışın bir köylü kızı bana sordu:
– Yer misin amca?
Aldım. Buz gibi derisi, ısırırken dudaklarımı yaktı; ezdikçe ağzıma serinlik, rayiha, usare doluyor; buna biraz da çamların teneffüsü karışıyor. Ah ne güzel meyve. Bana şeftali ikram edene baktım: Ne güzel kız!
(…)
– Kızım o başına taktığın kırmızı çiçeğin adını bilir misin?
– Bilirim: Kadife.
– Bu su kenarında açan yeşil şeyler?
– İnci çiçeği.
– Ya senin adın nedir?
Utandı; kısaca, usulca: – Ayşegül, dedi.
(…)
Refik Halid KARAY
Kelime Dağarcığı:
cenup: Güney. rayiha: Güzel koku. seyyah: Gezgin. sıhhî: Sağlığa yarar. usare: Öz su.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 177 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.