10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 157 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 157
Metni okuyunuz. Soruları metne göre cevaplandırınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
On Dört Yaşında Bir Adam
(…)
Tıpkı bir büyük adam gibi bakıyor.
Zaten, Anadolu çocuklarında bu büyük adam bakışı ve bu olgun erkek tavrı seyrek görünen şeylerden biri değildir. Bunlar, bazı mahlukat gibi sanki doğdukları günden itibaren yürümeye, işlemeye ve hayatı anlamaya başlarlar. Hiç oyun devirleri yoktur; sekiz dokuz yaşlarına basar basmaz maişet kaygıları, vaktinden evvel kavrulan kabuk bağlayan fidan vücutlarını şiddetli bir rüzgâr gibi sarsmaya başlar. Bu çocuk da neden onlardan biri olmasın, soruyorum:
– Sen kaç yaşındasın bakayım?
– On dört yaşındayım, diyor ve acayip bir vakar ile önüne bakıyor. Mutlaka mübalağa ediyor, ben ona on ikiden fazla veremiyorum.
– Hangi köydensin?
– Kara Işık Köyü’ndenim.
– Böyle geç vakit şehre ne yapmaya gidiyorsun? Başı ile arkasındaki çuvalı işaret etti:
– Azıcık kuru yemiş götürüyorum; yarın sabah pazar var… dedi. “…” nin pazarı erken olur; yola sabahtan çıkarsam, yetişemiyorum.
Bir müddet o da, ben de sustuk. Çocuk gene dikkatli dikkatli beni tetkik ediyor. Dedim ki:
– Sizin köyden şehre kaç saatte gidilir?
– Ağır ağır yürürsen tam altı saat, dedi.
– Altı saat!… Çok uzak değil mi? Yorulmaz mısın?
Sualimi anlamadı; duruşunda “Yorulmak mı? O da nedir şunun söylediğine bak!” demek istiyor gibi bir hâl vardı. (…)
(Ve birden büyük bir merakla sordum.) “Senin baban filan yok mu?”
Başı ile bir “Hayır!” işareti yaptı. Sonra hiç de mahzun görünmeyen bir tavırla:
– Babam seferberlikte askere gitti. Geçen sene künyesi geldi, dedi. (Künyesi geldi, köylü lisanında öldü demektir.)
(…)
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
1. Yakup Kadri, tamamıyla kişisel bir sanat anlayışına sahipken Balkan ve 1. Dünya Savaşının memlekete yaşattığı acı gerçeklere ve yıkıma tanık olduktan sonra gerek dil gerek tema bakımından farklı bir anlayışa yönelir. Bir sanatçının edebî anlayışının yaşadığı dönemin gerçeklerine göre şekillenmesi hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Açıklayınız.
- Cevap:
Sanatçının edebî anlayışının yaşadığı dönemin gerçeklerine göre şekillenmesi bence çok doğaldır üstelik gereklidir. Sanatçı toplumun önünde giden, topluma yol gösteren bir kişi kimliği taşır ve taşıması da gerekir. Sanatçı, toplumun yaşam koşullarını bilecek, bu koşulları her kesimin görmesi için dile getirecektir. Bunu başarabilmesi için sanat anlayışının toplumun gerçeklerinden beslenmesi kaçınılmazdır.
Sanatçının edebî anlayışının yaşadığı dönemin gerçeklerine göre şekillenmesi bana göre olmaması gereken bir durumdur. Sanatçı toplumun önünde ve üstündedir. Toplumun gerçeklerini benimseyip yansıtmak değil, toplumu ileri götürecek, toplumun aklına bile gelmeyecek gerçekleri ortaya koyması gerekir. Bunu yaparken toplumdan kendini ayırması, var olan gerçekleri dile getirmek değil gelecekte toplumun karşısına çıkması olası durumları sunması kaçınılmazdır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 157 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.