10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 117 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 117
Aşağıdaki metni okuyunuz. Soruları metne göre cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Boz Eşek
Irmaktan su taşıyan çocuklar dağ yolunda bir ihtiyar adamın yattığını haber verdiler. Bir boz eşek de, başıboş, oralarda dolaşıyordu. Hüsmen Hoca “Varıp bakalım” dedi.
(…)
Burası, en yakın kasabaya iki gün uzakta, Anadolu’nun çıplak, yolsuz, viran bir köyü idi. Bir vilâyetten diğerine geçen arabasız yolcular, bazen, havalar çok kurak gidip Kızılırmak geçit verirse, şoseyi bırakırlar ve kestirmeden bu köye uğrayarak iki gün yol kazanırlardı. İşte, senede bu vesile ile beş on kişi, beş on fakir, böyle hüzünlü bir saatte yorgun argın gelir, kapıları vururdu. O zaman muhtar Hüsmen köylülerden ikram kimin sırası ise ona haber gönderir, kendisi de, ocağında, yaz kış, sönme- mecesine çıra kütükleri alevlenen misafir odasına yolcuyu yerleştirirdi. Köy, dünya ahvalini bu gelip geçici, cahil insanların getirdikleri yalan yanlış haberlerle öğrenirdi.
Hasta sakinleşmişti. “Göğüs,” diyordu. “Böyle, ikide bir tutar.”
(…)
Hüsmen “Hakk’a kavuştu!” diye mırıldandı. Ocakta kütüklerden biri çarpıldı, keskin bir aydınlıkla ölünün yüzünü parlattı, söndü. Dışarıda bir inek uzun uzun böğürüyordu.
Yolcu, son arzusunu anlatmaya vakit bulmuştu. Kemerinden dizili sekiz altın ile altındaki boz merkebi Hicaz’a vakfediyordu.
Mezarlıktan dönen köylüler, ellerinde kalan bu liralarla merkebi ne yapacaklarını, bu emri yerine nasıl getireceklerini kestiremiyorlar, asmanın altında birleşip söyleşiyorlardı. Nihayet, bir defa kazaya varıp hâkimden danışmaya karar verdiler. Hafta içinde Hüsmen merkebi yanına alıp yola çıkacaktı.
Hayvan, bir ehemmiyet kesbetmişti; önüne bol yem dökülüyor, mısır sapları yığılıyordu. Bu, dinî bir vazife gibi, şikayetsizce hürmetle saati saatine yapılıyordu. Köylüler sık sık hatırlıyorlar; “Boz eşek suya götürüldü mü, arpası döküldü mü?” diye birbirlerinden soruyorlardı.
(…)
Aynı yollardan, aynı halde boz merkep terkiye bağlı döndüler. Hüsmen Hoca’nın ve iyi beslenmesi icap eden eşeğin boğazına orada, katığın ve arpanın pahalı olduğu kazada hayli masraf edilmişti. Meclis kuran köylüler bunu: “Mübarek yere bağlı, bakmak borcumuz!” diye çok görmediler. Hüsmen de yorgunluğundan şikayet getirmiyor, Hak uğruna çalışmak ona yük mihnetlerini unutturuyordu.
Lakin ikinci seferin haftasında, yine merkep ardında dönmeye mecbur oldu. Kadı henüz gelmemişti; jandarma çavuşu, hocaya çıkışmış. “Hödük herif, acelen ne!” demişti. Köylüler, vakfedilmiş bir hayvanın işte kullanılıp kullanılmayacağında şüphe ediyorlar, boz eşeğe ilişmiyorlardı.
Üçüncü yolculuğun avdeti, yine öyle, merkep arkada, oldu. Uzaktan, keskin gözüyle biri boz eşeğin geri geldiğini görmüş, köye yaymıştı. Halk şimdi, şaşırmış, merakla bekliyordu. Hüsmen daha inmeden, ferahlı bir seda ile: “Ne ettik be, şahit götürecektik” diye bir hamlede meseleyi anlattı. “Sahi, nasıl düşünmemişlerdi? Ziyanı yok, merkebi kadı kabul edecek, hüccetini yapacaktı ya, haftaya üç kişi giderler, icap ederse yemin de ederlerdi.”
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 117 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.