10. Sınıf Tuna Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 173 Cevabı
2017 – 2018 Eğitim Öğretim dönemiyle beraber pek çok ders ve çalışma kitabı değişti. Değişen ders kitaplarından biri de “10. Sınıf Tuna Yayınları Tarih Ders Kitabı Cevapları” oldu. Kitabı incelediğimizde ise Sami TÜYSÜZ tarafından 232 sayfa olarak kaleme alındığını görüyoruz. Kitapta görseller ön plana çıkarılmış ve görsel tasarım ise Riyazi CANBOLAT tarafından yapılmış.
“10. Sınıf Tuna Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 173 Cevapları“nda önce sorular yazıldı daha sonra cevaplar verildi.
10. Sınıf Tuna Matbaacılık Tarih Ders Kitabı Sayfa 173 Cevabı
SORU: Mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet yönetimlerinin özelliklerini açıklayınız.
- CEVAP: Cumhuriyet, hükûmet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır. Mutlak monarşi, yasama ve yürütme kuvvetlerinin hükümdarda toplandığı bir hükümet sistemidir. Bu sistemde, devlet içinde tek ve en büyük otorite sahibi hükümdardır. Meşrutiyet, Meşrutî monarşi veya Parlamenter Monarşi hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir
SORU: Ermeni Meselesi hakkında neler biliyorsunuz?
- CEVAP: Osmanlı Devleti zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa’nın müdahalesine maruz kalınca, Türk – Ermeni ilişkileri kötüleşmeye başlamıştır. Batılı ülkeler Osmanlı Devleti’ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için Ermenilerle Türk toplumunun arasını açmayı hedeflemişlerdir. Özellikle Avrupa’nın bazı büyük devletleri ıslahat” adı altında bir yandan Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermenileri, Osmanlı Yönetimi’ne karşı teşkilatlandırmışlardır. Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliselerinin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaş yavaş Türklerden uzaklaşmaya başlamıştır. Türklerin hoşgörüsüne rağmen, yabancı devletlerle ittifak etmek suretiyle Türklerle mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının desteğini alabilmek için kendilerini “ezilen bir toplum” olarak göstermeye ve “Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp ettiği”ni dile getirmeye başlamışlardır. Bu faaliyetlerini basın aracılığıyla duyurarak kamuoyu yaratmaya çalışmışlardır. Bu asılsız propagandalarını iddialarının kanıtları olarak bugün de kullanmaktadırlar.
1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanları Ermenilerin daha fazla Batı ya yönelmesine sebep olmuş, karşılıklı beklentiler artmıştır. Ermeniler, Misyonerler vasıtasıyla yönlendirilmeye ve yabancı devletlerin nüfuzu için kullanılmaya başlanmışlardır. Buna karşılık Ermeniler de Batı yı amaçlarını gerçekleştirmek için bir araç olarak görmüşlerdir
Islahat Fermanı ile Müslümanlar ve gayrimüslimler eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler,1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı sonunda, Rusya’dan “işgal ettiği doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını” talep etmişlerdir. Bu isteklerle birlikte Ermeni sorunu ortaya çıkmaya ve uluslar arası bir şekil almaya başlamıştır.
İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni sorunu, aslında emperyalizmin Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır.
SORU: Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ortaya çıkan Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük ve Batıcılık gibi fikir akımlarının ortak amaçları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- CEVAP: Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ortaya çıkan Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük ve Batıcılık gibi fikir akımlarının ortak amaçları dağılmak üzere olan Osmanlı Devleti’ni bir arada tutmak ve uluslara bir arada kalmak için bir sebep vermektır. Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımı Osmanlı Devleti içinde bulunan ulusların bağımsızlık isteğiyle ayaklanmasına yol açmış ve Avrupalı devletlerden de destek alan bu düşünce sonucunda Yunanlar ve Sırplar bağımsızlık kazanmıştır. Bu düşünce akımları bağımsızlık düşüncesini engellemek ve Osmanlı’yı bir arada tutmak için ortaya atılmıştır.
SORU: Jön Türklerin düşüncelerinin Osmanlı Devleti’ni yıkılıştan kurtarıp kurtaramayacağı konusundaki değerlendirmeleriniz nelerdir?
- CEVAP: Osmanlı’nın duraklama döneminde Avrupa’ya yollanan öğrenciler burada eğitim alarak ve buradaki fikirlerden etkilenerek ülkeye dönmüşler ve ülkeye döndüklerinde Avrupa’daki siyasi tarzdaki ( yönetim vb.) yenilikleri fikir olarak taraftar bulmuş olsalar da uygulamaları için elverişli ortam bulamamışlar , Osmanlı’nın kalabalık ve etnik yapısı bu gibi etkinliklerin ve yeniliklerin uygulanmasına engel olmuştur. Ek olarak Osmanlı’nın içişlerine karışan Avrupa devletleri bu yenileşmelere ellerinden geldikçe engel olmaya çalışmışlardır.