Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Felsefe Semih Ofset Yayınları

10. Sınıf Felsefe Semih Ofset Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 57

10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları Semih Ofset Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Felsefe Semih Ofset Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 57

Metni okuyup aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

Dışımızdaki dünya birtakım karmaşık nesne, olay ve duyu malzemelerinden oluşur. Dünyayı kavramayı kolaylaştırmak için düşünmenin temel aracı olan kavramlara ihtiyacımız vardır. Kavramlar, aynı tür varlıklardan yapılan soyutlamalardır. Düşünürken nesneleri değil kavramları kullanırız. Sözgelimi masa denildiğinde aklımıza belirli bir şekli, rengi, biçimi, işlevi olan nesne gelir.
Bu belirgin nitelikleri gördüğümüzde bu nesneye masa deriz. Önümüzde hiç masa olmasa da düşünce yoluyla masayı hatırlarız. Buna da imgelem denir. Kavramlar daha önce deneyimlediğimiz varlıkların imgelem yoluyla hatırlanmasıdır. Böylece “masa”, “kitap”, “ağaç” denildiğinde herkes aynı nesneyi düşünmüş olur. Dilde oydaşma bu şekilde olur.
Dil hayatımızla iç içe bir olgudur.
Kavramlar zihinde doğuştan mı vardır yoksa sonradan mı öğrenilmiştir? Bu konuda felsefe tarihinde Platon ve Aristoteles farklı düşüncededir. Piaton’a göre biz “at” kavramını bilerek doğarız. Yani zihnimizde kavramlar doğuştandır. Bir atla karşılaşıldığında hatırlama yoluyla o varlığın bir at olduğu bilinir. Aristoteles ise bizim kavramları bilerek doğduğumuzu kabul etmez. Ona göre bir kavram o tür farklı nesne, varlıkların duyumsanması sonucu oluşur. Söz gelimi birçok “at” gören insan, bu atların ortak özelliklerinden yola çıkarak “at” kavramına ulaşır.

1. Kavram olmadan düşünebilir miyiz? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.

  • Cevap: Dünya ile olan neredeyse her türlü bağlantımızda dilin yeri öyle sağlamdır ki o olmadan hayatın nasıl olacağını tahmin etmek bir hayli zordur. Ya nesnelerin ismi olmasaydı? Ya soru sorma kalıplarımız, gerçekte olmayan olayları anlatma eklerimiz, yaşadıklarımızı ifade edebileceğimiz sözcükler olmasaydı? Biz hala düşünebilir miydik? Düşüncelerimiz nasıl şekillenirdi?  Dil bize fikirleri düzeltebileceğimiz, yansıtabileceğimiz ve gözlem için kullanacağımız sembolleri verir. Başka türlü sahip olamayacağımız soyut akıl yürütmeyi sağlar. Filozof Peter Carruthers, düşüncelerimizi farkındalık bilincine taşıyan içsel, dilsel düşünme tarzının olduğunu savunmuştur. Dil olmadan belki düşünebiliriz ama düşündüğümüzü farkına varmamızı sağlayan şey dilin kendisidir.

2. Kavramlar zihnimizde doğuştan mı vardır yoksa sonradan mı edinilir? Sınıfınızda tartışınız.

  • Cevap: Bazı toplumlarda ve başka zaman dilimlerinde âhlak dışı kabul edilen bir şey diğer toplumlarda ve diğer zaman dilimlerinde öyle kabul edilmeyebilir. Eğer âhlak doğuştan gelen bir şey olsaydı, daha genel bir âhlak kavramı olurdu. Bu bakımdan bizce kavramlar sonradan aklımıza yerleşmektedir diyebiliriz.

3. Çıkarımlarınızı aşağıya özetleyerek yazınız

  • Cevap: “duygu” bizde doğuştan mı var yoksa öğrendiğimiz bir şey mi? Üzülmek, yüzlerce yıldır, doğuştan sahip olduğumuz bir duygu olarak nitelendiriliyor. Yani klasik görüşe göre biz üzülme duygusuna doğuştan sahibiz ve bir olayın gerçekleşmesi üzerine beynimizdeki belirli noktalar tetiklenerek fiziksel bir tepki vuku buluyor. Daha bilimsel bir ifadeyle, üzüntü devresi de denebilecek bir dizi nöron harekete geçiyor ve vücudumuzda fiziksel (surat asmak, kaş çatma, ağlama gibi) tepkilere neden oluyor. Klasik görüşte bu tepki, beyindeki bir çeşit “parmak iziyle” açıklanıyor. Bu bakımdan farklı görüşlerin olduğunu anladık.

10. Sınıf Felsefe Semih Ofset Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry