10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 89 Cevapları Biryay Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Biryay Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 89 Cevabı
10. Sınıf Biryay Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 89 Cevabı
5. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki beytin kafiyesini bulunuz.
Biri sözlegü ol tokuzu tıdıg
Tıdıg söz tüpi barça yıdıg
- Cevap:
Kafiye: “ıg” çift ses benzerliğine dayalı tam kiafyedir.
6. Ahmet Yesevi’nin şiirlerinin içeriğinden yola çıkarak şiirlerine neden hikmet adını verdiğini belirleyiniz.
- Cevap: Ahmet Yesevi, islamiyetin esaslarını, şeriatın hükümlerini, İslam’ı yeni kabul etmiş veya henüz kabul etmemiş Türklere öğretmek, tasavvufun inceliklerini ve tarikatın kurallarını telkin etmek için kaleme almış ve eserine “Hikmet” adını vermiştir. Ahmet Yesevi, yazdığı dörtlüklerde tasavvuf anlayışını öne çıkarmış, eserini bu mutasavvıf kimliğine uygun olarak yazmıştır. Tasavvufi içeriğinden dolayı da her dörtlüğe hikmet denmiştir. Hikmet, tasavvufi bir terimdir.
7. Ahmet Yesevi’nin, her dörtlüğün sonunda “yer altına girdim işte” demesinin sebebi ne olabilir? Açıklayınız.
- Cevap: Her dörtlüğün sonunda “yer altına girdim işte” demesinin sebebi Ahmet Yesevi’nin Peygamberimize olan sevgisini ve bağlılığını göstermek içindir. Şair belli bir yaştan sonra yer altında niçin yaşadığını anlatmak için bu şiirini yazmıştır. Hatta 63 yaşından sonra yeryüzünde dolaşmayı O’nun sünnetine aykırı görüp, o yaştan sonraki ömrünü yer altında geçirmesi onun Peygamber sevgisinin bir göstergesi olarak kabul edilir. Dörtlüklerin son dizesinde de belirttiği gibi, Hz. Peygamberimiz (s.a.v) 63 yaşında toprağa girdi. Ben de bu yaştan sonra toprağın altında yaşamalıyım diyerek, kendisine toprak altında bir hücre yaptıran Ahmed Yesevi’nin o günlerde meydana gelen bir olay, şöhretinin bütün Türkistan havalisine yayılmasına vesile olmuştu.
8. Dîvânu Lugati’t-Türk’ün yazılış amacı nedir?
- Cevap: Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.
9. Dîvânu Lugati’t-Türk’te yer alan dua bölümlerini tespit edip söyleyiniz.
- Cevap: İlk paragrafta ve 5. paragrafta eserini sunduğu Ebu’l Kasım’a Abdullah için ettiği yerler dua bölümleridir.
10. Tanık gösterme; bir düşünceyi desteklemek ve inandırıcı kılmak için o düşünce alanında yetkin bilinen kişilerin görüşlerine yer vererek yapılan anlatımdır. Ayrıca metinde düşünceyi geliştirme yöntemlerinden de biridir.
Dîvânu Lugati’t-Türk’ten okuduğunuz metinde tanık gösterilen yerleri tespit edip savunulan düşünceye katkısını değerlendiriniz.
- Cevap: Tırnak içinde gösterilen yerler tanık gösterilen yerlerdir. Tanık gösterme düşüncenin daha iyi savunulmasını ve kanıtlanmasını sağlar.
➜ “Tanrı’nın devlet güneşini Türk burçlarında doğdurmuş olduğunu ve onların mülkleri üzerinde göklerin bütün tepelerini döndürmüş bulunduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne ilbay kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı. Dünya milletlerinin idare yularını onların ellerine verdi. Onları herkese üstün eyledi, kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çalışanı onlardan yana olanı aziz kıldı ve Türkler yüzünden onları dileklerine eriştirdi; bu kimseleri kötülerin -ayak takımının- şerrinden korudu. Oklarının dokunmasından korunabilmek için aklı olana düşen şey bu adamların tuttuğu yolu tutmak oldu. Derdini dinletebilmek ve Türklerin gönlünü alabilmek için onların dilleriyle konuşmaktan başka yol yoktur. Bir kimse kendi takımından ayrılıp da onlara sığınacak olursa o takımın korkusundan kurtulur, bu adamla birlikte başkaları da sığınabilir.”
➜“Türk dilini öğreniniz çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır.”
➜ “Türk Dilleri Kamusu” adını vererek yazdım. Kutsal yalvaç postunda oturan, Hâşim soyundan, Abbasoğlularından imam bulunan ulumuz, efendimiz Ebu’l Kasım Abdullah katına armağan ettim ki imanı olanların beyi ve Tanrı’nın halifesi olan Muhammedü’l Muktedi Bi-emrullah’ın oğludur. Tanrı onun durumunu sürekli yücelikte, ömrünü rahat ve gönçlük içerisinde uzun eyliye…”
ETKİNLİK
2. Karamanoğlu Mehmet Bey: “Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye”
Kaşgarlı Mahmut: “Derdini dinletebilmek ve Türklerin gönlünü alabilmek için onların dilleriyle konuşmaktan başka çare yoktur. Türk dilini öğrenmek vacip (çok gerekli) bir iş olur; yok, bu söz doğru değilse akıl da bunu emreder. ”
Karamanoğlu Mehmet Bey ve Kaşgarlı Mahmut’un Türkçeye bakış açılarını değerlendiriniz.
- Cevap: Karamanoğlu Mehmet Bey ve Kaşgarlı Mahmut Türkçeye çok değer vermişlerdir. Her ikisi de her nerede olursa olsun Türk dilinin kullanılmasını ve Türkçeden başka bir dil kullanılmamasını tembihlemişlerdir.
3. Ben bu kitaba hikmet, seci (nesirde yapılan kâfiye), atalar sözü, şiir, nesir gibi peylerle süs- liyerek hece harfleri sırasınca tertip ettim. İrdemen(beğensin) onu yerinde bulsun, arayan sarasında araşan diye her kelimeyi yerli yerine koydum; derinliklerini alana çıkardım; katılıklarını yumuşattım. Yıllarca birçok güçlüklere gögüs gerdim. Bu lügat kitabını baştan sonuna dek sekiz ayrımda topladım.
Dîvânu Lugati’t-Türk
Kaşgarlı Mahmut, sözlüğünü yazarken nasıl bir yöntem izlemiştir? Bunu, günümüz sözlükleriyle karşılaştırınız.
- Cevap: Hece harfleri sırasına göre düzenlemiştir. Günümüz sözlüklerinde de kelimeler alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Biryay Yayınları Ders Kitabı Sayfa 89 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.